Mehmet Kanmaz

Kudüs'den selam getirdim..(1)

Mehmet Kanmaz

Değerli dostlar;27-30 Haziran 2019 tarihlerinde Ümmetin yetim çocuğu Kudüs’ ve tabii ki mescid-i aksayı ziyaret etmek nasip oldu,sizleri yaşadıklarımla hayalen tarihden buğu ne seyahat ettirip gözlemlerimi paylaşmak istiyorum.
Akdeniz ve Ölü Deniz’in kuzey sınırları arasında yer alan Kudüs, mâzisi altı bin sene evveline kadar götürülebilen, dünyanın en eski şehirlerinden birisidir. Kuruluşu tam olarak bilinemese de, milattan önceki üç binli yıllara dayandığı söylenir. Sekiz yüz rakımlı bu kadim şehir, tarih boyunca nice istilâlara, el değiştirmelere ve yağmalara maruz kalmıştır.
Kudüs, şuurlu ve duyarlı her mümini heyecanlandıran esrarlı ve büyülü bir kelimedir. Bu tılsımlı söz hepimizi alır bir yerlere götürür. Vicdanların kapılarını aralar. Çünkü o müminlerin ortak paydasıdır. Kudüs’ün sancısı tutsa bunu bütün Müslümanlar ruhla rın’da ve  bedenlerin’de  hisseder.
Mukaddes ve mahzun Kudüs, ümmetin atan kalbi mesabesindedir. Müslümanların gözü kulağı bu kutsal topraklardadır. Zira Kudüs insanlığın ortak vicdan(sızlığ)ının nişanesi dir. Acı bir medeniyet tecrübesidir. Zihnimizi ve gönlümüzü dizayn eden kutlu bir irade eseridir.Akdeniz medeniyetinin kadim yüzüdür,tevhidin teslise direnen güçlü kalesidir. Nebevî hatıraların altın beşiğidir. Kadim duvarları hüzün sarmaşıklarıyla çepeçevre kuşatılandır. Miş’li geçmiş zamanların tenhasında zamansızlığı yaşayandır.
Kanadı kırılmış yaralı bir kartalı andıran Kudüs, ümmetin yetim coğrafyasıdır. Yüzyıl lardan beri içine akıtmıştır ateşin gözyaşlarını.Bu sebeple, ağlasa da ağladığını belli etmemiştir.Dik,diri ve iri durmuştur. Vakur duruşunu hep muhafaza etmiştir.
Kudüs mahzunsa ümmet de mahzundur. Onun tebessümü ümmetin ağız dolusu gülü şüne sebeptir. Kudüs kederliyse bize neşelenmek ve eğlenmek haramdır. O bizim ayrıl maz bir parçamızdır, biz de onun ayrılmaz bir parçasıyız. Kudüs ağlarsa ümmet de ağlar; ağlamalıdır da. Zira Kudüs’le ümmet birbirinden ayrılmayan uzuvlardır; et ve tırnak gibidir.
Kudüs tevhid medeniyetinin şahikasıdır. Mukaddesatın harmanlandığı nurlu coğraf yadır. Onun içindir ki Kudüs’ün lahûtî iklimi gönülleri çepeçevre kuşatır. Burada dolaşanlar her an bir Peygamberin hayaliyle karşılaşacakmışçasına tecessüs içinde olurlar.
Kudüs ümmetin kara kutusudur. Üç semavî dinin kalbinin attığı yerdir. Onda ne acılar, ne hüzünler, ne hayal kırıklıkları, ne faili meçhuller, ne bilinmezlikler, ne sırlar saklıdır. Taşların dili olsa da bir konuşsa,Neler görmüş bu masum ve mazlum diyar?Bir anlatsa.
Semavî dinlerin kadim yurdu Kudüs şehri kendisini ziyaret edenlere Tanpınar’ın “Ne içindeyim zamanın,/Ne de büsbütün dışında;/Yekpare, geniş bir anın/Parçalanmaz akı şın da” dizelerinde ifade ettiği duyguları hissettiren ve tüm zamanları kuşatan müstesna bir şehirdir.Hele insanları…ihlas ve tevazu içinde..”siz yeterki gelin bizi yalnız bırak mayın zira sizden başka kimse gelmiyor.israilli askerler sizi görünce dizlerinin bağının çözüldüğüne sonraki özel konuşmalarından öğreniyoruz” demektedirler…Bizim Türkiye’den geldiğimizi duyanlar çevremizi kuşatıyor ve aman dikkat edin bölün meyin,birbirinizi dışlamayın,devletinize sahip çıkın…Cumhurbaşkanınıza sahip çıkın çünkü onundışında dünyada mazlumlar için mücadele edan kalmadı.. 
Mistik atmosferin ruhları kanatlandırdığı bu kutlu coğrafyada soluklanmak, insanı zaman ötesinde nice manevî hazlarla buluşturur. Ayağınızın yerden kesildiğini hisseder siniz.İnanın dostlar biz iliğimize kadar hissettik.hızlı adımlarla vakit namazlarını kubbe-düs sahrada veya kıble mescidinde eda etmek için her adımda heyacan ve onun getirdiği ter bastı…
Kudüs üç büyük semavî din(Müslümanlık, Hıristiyanlık, Musevilik) tarafından da kutsal bir şehir olarak kabul edilir. Bu öneminden dolayı, tarihî dönemler içinde bir türlü paylaşılamamış, sürekli el değiştirmiş; neticede bu topraklarda barut kokusu hiç eksik olmamıştır. Hz. Muhammed(sav)’in Miraç esnasında göklere yükseldiği nokta olarak kabul edilen Mescid-i Aksa’nın bulunduğu bu kutlu yer, Müslümanlar için de çok muteberdir.
Kudüs üzerine kafa yoran duyarlı bir yazarımız; Kudüs’ün kutsallığıyla ilgili şunları söylüyor: “Kudüs adını kutsallığından alan bir şehir. Tarihi boyunca kırk defa kuşa tılmış, üçünde tamamen olmak üzere 32 defa yıkılmış olduğu için kutsaldır. 26 defa sahiplik değiştirmiş olduğu için; Asurlular, Babilliler, Kıptiler, Yunanlar, Polemiler, Selevsidler, Romalılar, Bizanslılar, Persliler, Müslüman Araplar, Selçuklular,Eyyübüler Haçlılar, Moğollar, Memlûklar, Osmanlılar, İngilizler, İsrailliler, Ürdünlüler, Mısırlılar, Suriyeliler, Lübnanlılar, Iraklılar ve nihayet Filistinliler bu şehir için savaşmak duru munda kaldıkları için kutsaldır.”

Yazarın Diğer Yazıları