Mehmet Kanmaz

Kartlar Artık Açık Oynanıyor..

Mehmet Kanmaz

İslam coğrafyası, sistemli bir terör kuşatmasına alınmıştır. Özellikle son çeyrek asırda, ardı ardına çok taşeronlu terör cepheleri açıldı. Farklı mez hep ve ırklar, birbirinin boğazına sarılacak hale getirildi.Mefkuresi ve bütünlüğü parçalanan Müslümanların, dayanışma duygusu ve direniş potansiyelleri terörle törpüleniyor.

Bünyesi yıpratılmış İslam coğrafyası, meşrulaştırılmış karşı terör operas yon larıyla çökertilmek isteniyor. Terör katkılı bu dış tehdit, ortak tepkiy le etkisiz kılınmazsa, İslam toplumları teker teker pasifize edilecek. Beş bölge ülkesinden on beş yeni ülke çıkarma projesi, ne yazık ki, acımasız ca ve vahşice işletiliyor.

Gündüz vakti, göstere göstere okul bombalanıyor, onlarca çocuk ölüyor. “Üzgünüz kaza oldu” diyerek, taşlaşmış yürekle işlenen vahşet geçişti riliyor. Bilerek hastane bombalanıyor, arkasından “affedersiniz hata oldu” pişkinliği sergileniyor.

Bir seferde yüze kadar  sivili katleden bombalama cinneti yaşanıyor, “koordinat hatası” diye akıl ve vicdanla alay ediliyor.“Bu medeniyet, insanı çok sefih ve ahlaksız eder” sözü, bu vahşeti  tarifte, çok masum ve yetersiz  kalıyor.

“Bu medenilerden çoğu, eğer içi dışına çevrilse, kurt, ayı, yılan, hınzır, maymun postu” giymiş, insandan başka her şeye benzeyen bir kimlikle görünecekler. Zira, sistemli bir şekilde hastane, okul ve sivilleri bombalayıp, yüzlerce insanı katletmek insan işi olamaz. Aynı vahşeti, uzun yıllar kendi dindaşlarına yapmakta beis görme yenlerden, elbette insani duyarlılık beklenemez. Ne var ki, adı çok edilen, fakat eseri görülmeyen insani değerlere dönmenin zamanı dır. İnsanlar, kaybedeceği bir şey kalmamış duruma düşürülmeme lidir.

Sömürüyü meslek edinmiş güçlerin tasallutundaki bu bölgede, kimsenin canı ve ülkesi artık güvende değil. Kilise önderliğinde, savaşı kutsayan vahşet organizasyonuna soyunmuş bir Batılı devlet aklıyla karşı karşıyayız

Ortadoğu halkları üzerinde kurulmak istenen hegomanyal statü koya karşı, her bölge ülkesinin artık, süratle silkinmesi gerekiyor. Ölüm sessizliğinden çıkarak, süratle tepki veren etkili kamuoyları oluşturmalıdır. Bu iş, öncelikle sivil toplu ma düşüyor. Aksi takdir de, “gözlerinizi kapatarak gaflet sahrasında yatmakla vahşet ve gaflet sizi yağma edip perişan edecek” bir akibet kaçınılmazdır.

“Kur'ân'ın mecrâsından ayrılarak birleşmeyen su damlaları gibi toprağa düşmeyiniz. Yoksa, toprak gibi sefahet ve şehvet-i medeniye sizi emerek yutacaktır.”Bediüzzaman Said Nursi’nin 1.Dünya Savaşından sonra yaptığı bu sarsıcı ikazın ayak sesleri, bir asır sonra yeniden duyuluyor.

Eğer 15 Temmuz kalkışması başarılı olsaydı, uluslararası güçler, bölgenin işini büyük ölçüde bitirmiş olacaklardı. Geriye, ufak tefek fırça darbeleriyle yapılacak işler kalacaktı. Onu da iç savaşlara havale edeceklerdi. Bu sonucu almada ısrarlarından vazgeçmiş değiller.

Batı’da tavan yapan, akıl dışı ve bir o kadar asabi Türkiye husume tinin ve İslamafobinin sebebi, karşılaştıkları bu dirençtir. Kullanı ma elverişli, silahlı–silahsız bütün araçlarını devreye soktukları hal de, Türkiye’yi yedeklerine alamadılar. Onun için hiç rahat değil ler. Aksine, köpek salacak, namlu gösterecek kadar kendilerini kaybet miş bir asabiyet içindeler. Panik halindeler ve birbirinden bulacak ları bir sona doğru gidiyorlar. İtidali kaybedip, onların düştüğü asa biyete kapılmadan, milletçe ve ümmetçe duygu ve güç birliği üretmek zorundayız.

1.Dünya Savaşından tam yüz yıl sonra, Ortadoğu’da yeni bir pay laşım formülü aranıyor. Terör eliyle sözde bir “yeni dünya düzeni” inşa edilmek isteniyor. Ya eski hal devam edecektir. Veya insani yete yakışır yeni bir dünya kurulacaktır.

“Şu kışın devamına ihtimal verebilirmisiniz”?

Bu soruya, bir asır evvel “evet” demedik. Yine de demeyeceğiz. Çünkü, “Her kışın bir baharı, her gecenin bir sabahı vardır.”müjdeli zamanı beklerken ,fiili ve kavli dualarımızı yerine getirmek ve gerektiğinde maddi ve manevi cihada hazır olmak temennisi ile….

Yazarın Diğer Yazıları