Mehmet Kanmaz

İnsanında bir sözü olmalı

Mehmet Kanmaz

İnsan, kal-u baladan, ruhlar aleminden, rahm-ı medardan, doğumdan,  sabavetten gençlikten, yaşlılıktan mevte doğru giden bir yolculuk halinde iken kendisinin ahsen-i takvim üzere yaratılan mümtaz bir şahsiyet olduğunu unutmaya başladığı zaman dilimi içerisinde, kontrolsüz bir güç haline gelmeye, dağılmaya ve dağıtmaya başladı…..

Bu dağılmanın ve kontrol edilemez serüvenin içerisinde hızla yol alırken,, Ömür dakikaları ise yine bir oyun yeri olan dünya sahnesinde yaşanıyor. Çoğu kez sahada/sahnede oyunu/hayatı temaşa edilemez hale getirip, farklı isteklerin/arzuların hırsına kurban olmaya başlıyor…

 Hayatı savurmaya başlıyor, beklenmeyen rüzgarların bahtına. Ve haliyle kendisi de savrulmaya başlıyor. Ama artık yeter deme zamanı gelmedi mi?.

 Ve Şimdi toplama zamanı.

Toplaması ve sağlaması eksik bir işlemi tamamlama zamanı.

Çarpanı ve böleni bol, eksisi ve çıktısı fazla olan işlemler altında girdiler yetersiz kalıyor. Sonuçların pozitifliğini sağlayacak yeterli sermaye/toplama/tasarruf yok elimizde. İşlem, eğer istenen artı değeri vermiyorsa, küçük paylarla büyük paydanın dengesizliği hala yaşanıyor demektir.

Hayatın tasarruf alanlarında günahı/gideri azaltan, geliri/sevabı arttıran yeni bir işletme sistemine geçilmeli bu beşeriyet  sarayında ve vücut  hanesinde.

Dolayısıyla; Vücut sisteminin verimi arttırılmalı öncelikle. Dağınık, kaçak, bölen ve eksilten duygu ve düşüncelerden uzak durulmalı öncelikle. Hayatın direği olan ruhun ve onunla varlık değerini koruyan insanın öncelikle sermayesi olan bu cihazların/donanımların/hasselerin/hususiyetlerin envanterini çıkarması gerekir.

Teçhizatını sermaye yapmalı gelirlerine. Teşebbüsü olmalı sevap hanesinde artı rakamlar, tekamül ettirecek sonuçlar için.

Ve insan kendini toplamalı, kendine gelmeli, kendisi olmalı.

"Ne oluyoruz?" demeli asi nefse, isyankar arzulara ve tatminsiz taleplere. BEN KİMİM NEREDEN GELDİM NEREYE GİYORUM VE BU ALAMDE VAZİFEM NEDİR..?DİYE SORGULAMA VAKTİ HALA GELMEDİ Mİ..?

 Bir kontrol sistemi olmalı bu insan işletmesinin. En önemlisi de öncelikle iç kontrol sistemini kurmalı. Ne yapmak istiyor, nasıl yapmak istiyor, hangi hedeflere ne tür metotlarla ulaşmak istiyor, gerçek beklentileri mi, yoksa yanıltıcı hevesleri mi belirliyor bu güzergahı? v.s. sor sorabildiğin kadar bu sistemin inşası aşamasında.

 Evet, insan kendini toplamalı. "Neyim var?" diye amel defterine bir daha bakmalı. Zararları durdurmalı en azından. Kanamayı durdurmalı öncelikle bu insan hanesinde.

Bilançoya kaza/kusur/küsür yansıdığı gibi faaliyet karı ve toplam sermaye de yansımalı artık.

Varlıklarımızın varlıkların sahibine ait kayıtları da görünmeli.

İnsan dağınık vaziyetini, yayılmış düzensizliğini ve arazide kaybolmuş emanetlerini/varlıklarını/cihazlarını toplamalı, toparlamalı ve toplananla topluma ait olmalı.

Önce kendini toplamak ve sonra topluma hizmet etmek…..Birebir ve topluca.

Evet şimdi maddi-manevi toplanma, toparlanma ve toparlayıcı olma vakti.

Vakit henüz geçmiş değil, güneş tersten doğmadığına göre tövbe kapısı hala açık.

 Amel/bilanço defterimizde muhasebeleştirilecek yeni ve doğru/sıhhatli/meşru gelirleri kaydetmeye açık. O zaman zararı telafi etme mevsimi bitmeden, sabır ve tevekkülle çalışma ve kazanma vakti.

 Rıza dairesinde bir kazancın bereketi, bereketlendirir her yanımızı. Ve şükür katlanan bir sermaye gibi rahmani hazinelerde bizi gezdirir. Ve insan toparlanmayı öğrendikçe, kendine gelir. Kendisi olur ve "kendine gelir" sağlar.

Şimdi toparlandığımız yerde ayağa kalkıp gayret ve coşkuyla istikbale yürüme vakti.

Ah…demeden,"Ohhh" dediğimiz bir demde, eksilerinden kurtulmuş bir tabloda daha temiz bir muhasebe kaydıyla istiğfar etmek ve istikbale nazar edip ümitlenmek ne güzel.. bu duygularla EY İNSAN DENEN EŞREF-İ MAHLUKAT SENİNDE BU ARZ SEFİNESİNDE BİR SÖZÜN OLMALI…NE DERSİN……

Yazarın Diğer Yazıları