Mehmet Kanmaz

Huzur İklimine Hasret Gönüller !

Mehmet Kanmaz

Değerli dostlar; Farkında mıyız bilmiyorum ama her gün dünya pazarına iyice giriyoruz, O da bütün benliğimizi sarıyor ve bu nefsani akış hızının da farkına varıyor muyuz?

Adeta sele kapılmış kütük gibi sürükleniyoruz ve hayat apartmanımız yıkılıyor biz ise dünya denizinde tutunacak dal arıyoruz, gaflet halimiz her sevenimiz sırası geldikçe ahirete doğru yolcu olduğunu gördüğümüz halde firak acısını hissetmiyoruz. 

Gidenler şu gök kubbede hoş sadâ bıraktı ise rabbine kavuşmanın vuslat heyecanını hissetsek maalesef oda yok..!

Günü kurtarmak derdi öne geçen dert olmuş; enflasyon, siyaset, spor, sanat, seçim, komplo teorileri vb. gafleti öyle bir kalınlaştırıyor ki kibir ve gurur abidesi “ene” kırılması zor buza dönüşüyor....! 

Değerli dostlar;632 gün önce yaşadığımız deprem acısının etkisi ve 396 gündür Gazze’de yaşanılmakta olan yahudi zulmü milletimizin ekseriyeti ve İslam dünyasının tamamına yakını nazarında olaylardan umumiyetle ve yeterince ders alınmadığı kanaati ile kabul görüyor.. 

Yani ateş düştüğü yeri yakıyor..! zahirden hakikate geçiş çok zayıf ne yazık ki;06 şubatı veya 07 Ekimi gündeminde tutan olarak ne kadarız, ne kadar dertleniyoruz, ve ders çıkaranız var mı.. var diyene selam olsun..

“Dua edelim Allah beterinden korusun.” Evet dua edelim de öncesinde samimiyetle tövbe ve istiğfar etmeli, kul hakkından ve haramlardan kaçınmalı değil miyiz..? Daha nice açık işlenen veya gizli yapılan haramlar var; ne yapıyoruz, red reflekslerimiz çalışıyor mu..? 

Sonbahara girip kış mevsimimin ayak sesleri duyulmaya başlarken; Mevlit kandilinin, Cuma gecelerinin ulviyeti Her sene sabırsızlıkla beklediğimizi, gidince de üzüldüğümüz; üç aylar ve içindeki mübarek geceler hayatımıza ne kadar işledi, veya işliyor..?

Cami ile ev veya cami ile iş arasında her durumda devam edecek bir bağlantı kurabildik mi..? Rabbimizin davetine icap etmekte artık ısrarcı olacak mıyız..? Yoksa cami, medrese, Sohbet evlerinden dışarı çıkınca bağlantıyı kesip dünyevi hayata devam mı edeceğiz..!

O zaman dünyevi buhranlardan mutluluğa nasıl varılır..? Çare nedir.? huzura mı.? Yoksa sanal İrem cennetlerini yaşamaya mı..? 

Değerli dostlar; Dünya denilen şu sefine; saatte 1.670 km. hızla Herkül burcuna doğru hız alırken gaflet uykusunda mı olacağız; yoksa zulme karşı, haram ve günahlara karşı ruh ve beden bütünlüğü içinde mücadele ederken daralan kalbimizin inşirahı için teslim-i kalple huzura çıkma cihadı vermeyi düşünecek miyiz.! vesselam..!

Yazarın Diğer Yazıları