Gönül Kırmak Nedendir ki?
Mehmet Kanmaz
İnsan; Ahsen-i takvim (En mükemmel)üzere yaratılmasına rağmen, yani bütün güzellikleri ruh ve bedeninde taşımasına rağmen, imtihan için dünyaya gönderilmesi sebebiyle taşıdığı güzelliklerin yanında yani meleki davranışlar taşıdığı gibi aynı ruh ve beden içinde Şeytani davranışlarda taşır, işte O zaman insanın imtihanı başlar.
Yani demem O ki Dostluk veya düşmanlık, iyilik veya kötülük, incitmemek ve incinmemek kemâle ermenin veya ermemenin işareti.
İşin başı ve sonu; seyr-i sülukun nihayeti, nice yakıcı imtihanlardan sonra erişilir böylesi büyüklüğe, zirveye çıktın diyelim orada durmak daha zor...!
Ne var ki az insan var böyle olan; Düşe kalka yürümek; dua ve niyaz, tövbe ve istiğfar adımlarıyla yol almak; her insanın seyr-i süluku
Uhuvvet Risalesi'nde geçen “Eğer desen, ihtiyar benim elimde değil, fıtratımda adavet (Düşmanlık-Kin hissi) var, Hem damarıma dokundurmuşlar, vazgeçemiyorum” sorusuna verilen cevabı, ve evvelinde 20 ve 21.nci İhlâs Risaleleri iyi okunduğunda meselenin genişliği ve derinliği daha iyi idrak edilir, kişi bu idrak üzerine kendi yapabileceği bir yol çizer ve O yolda yürür..!
Cemali yönü ağır basanla ; Celali yönü ağır basan bir midir, ikisinden aynı tavrı beklemek doğru mudur..?
Kimi asabidir, kimi munistir… kimi sabırlıdır kimi aceleci, kimi sert mizaçlıdır kimi yumuşak..! Kimi kontrolsüz bir cümle ile yıkar geçer, kimi yumuşak bir cümle ile, güzel bir üslup tarzı kullanarak yılanı deliğinden çıkarır..!
Mühim olan hakikati incitmemek, kardeşlik, arkadaşlık, dostluk zedelendi ise geri dönüş yapabilmek, hatta haklıda olsak alttan alıp musafaha için elimizi uzatmak, kucaklamak için kollarımızı açmak yani kazanan biz olmak, kusuru fark edip telafi edebilmek, inatlaşmadan, hatada ısrar etmemek.
Enfal suresinin nüzul sebebi ve ilk sayfadan ve birinci ayet’den başlayarak diğer ayetler dikkatli olarak okunduğunda, sahabelerin nelerden vazgeçip nelerden vazgeçemediğini gönül kırmak ile gönül kazanmanın sırrını ve birbiriyle ganimet sebebiyle nasıl imtihan olduğu görülür, ve bizlere ne dersler çıkar..!
İdeâl olanı;’ bildiğimiz ile Amel edebilmek; ama maalesef bilmekle uygulamak aynı olmuyor yani çoğu zaman Hâl dili Kâl ile dili her zaman uyumlu olmuyor..! Yalpalıyor, savruluyoruz. Zaten O zaman başlıyor gönül imtihanı.
Değerli dostlar; Okuduklarımızı, sosyal ve kültür hayatımızdaki paylaşımları ve en mühimi’de bizi belli bir seviyeye getiren büyüklerimizi, dinlemek, tecrübe ve kapasitelerinden faydalanmak ve bu değerleri hayatın içinde uygulamak meselesi hayati bir mesele olarak her birimizin önünde duruyor..!
Elhasıl; Hayatımızı, hayat sahibinin direktifleri dahilinde yaşayabilsek ne kendimiz kırılırız nede başkasını kırarız; Kainat sultanımız ne buyuruyor;” Gönül kıran Kabe’yi yıkmış gibidir”.. ne olur aman dikkat...
Ne yaşarsak yaşayalım, ne imkanlar ve nimetler içinde olursak olalım, Gönüller’i kırmayalım,
Şu gök kubbede hoşsada bırakmaya bakalım.
Başta kendi nefsim olmak üzere diyorum ki; hiç birimiz vazgeçilmez değiliz ve ister genç ister yaşlı ama yaşımız kaç olursa olsun bilgimiz ne kadar çok olursa olsun biz her şeyi bilmiyoruz ,
Bizden daha fazla bilen hoşgörü ve tevazu sahibi gönül insanlarına her daim ihtiyacımız var...Vesselam..