Mehmet Kanmaz

Evlerimizde Tefekkür Okumaları……

Mehmet Kanmaz

Millet olarak yaşamakta olduğumuz şu sıkıntılı günlerde fırsat buldukça Hacıhanımla..semtimizin sokaklarında  yürürken gözüm ağaçları ve Büyük şehir belediyemizle,Selçuklu belediyemizin kavşak ve caddelerde yaptığı düzenlemeler sonucu o güzelim renk renk çiçekleri arar.

Beton yapılar arasında şükür ki çoğu yerde ağaç var,Mevlana şehri Konya’nında bu güzel özelliğini vurgulamak gerek, Bir yanımız tabiat ile iç içe olmasa bir yanımız eksik kalır. Hatta büyük bir yanı  mız eksik kalır diyelim.Nerede bir yeşillik görsem bakar, azda olsa tefekkür etmeye çalışırım”Laf aramızda bu tefekkür duygusunu tahrik eden ve bana bu konular da  ders veren bizim evin içişleri bakanı”…ve hatta evimizin salonu çiçekle rin hacı annesi’nin marifeti ile adeta çiçek cümbüşü…inanın gözümüz, gönlümüz ferahlanıyor…

Bilirmisiniz ağaçlar hal dilleri ile çok şeyler anlatırlar,Özellikle ilk baharda  rengârenk olan ağaçlar. Şu zamanın hayat koşulları ve şehir içindeki yaşantımız hayata gaflet ve ülfet ile baktırıyor,şu âlemdeki değişimlere sıradanlık ile öylesine bakıyoruz, Mevsim lerdeki değişimleri tefekkür ile okumuyoruz, böylelikle tefekküre dalma  ve hayret etme duygumuzu’da kaybediyoruz.

Yazacaklarımız ağaç,ilkbahar ve yaprakları anlatıyoruz gibi görün se de asıl anlatmak istediklerimiz hakikat ve insandır;İnsan ağaç, yeşillik ve toprak görmese ve bunlardan giderek uzaklaşsa aslında kendinden uzaklaşıyor demektir. Sonuç: Türlü türlü huzursuzluk lar baş gösteriyor. Belki de huzursuzluklarımızın ve gaflette olma mızın kaynağı beton yapılar arasında tefekkürden uzak bir hayat sürdürmemizdir

Konumuza dönecek olursak;Şehrin içindeki ağaçlardan bahsediyor dum. Bazı ağaçların hemen dibinde dalından düşmüş ve vazifeleri geçici olarak biten  kurumuş yapraklar görüyorum.geçici diyorum: Çünkü kuruyup yok olmayacak ve toprağın maddesi olup tekrar kâinat tezgâhında istihdam edilecekler. Rabbim kâinatta hiç bir şeyi israf etmiyor. Yani yok etmiyor. En’am Suresi 59. Ayet mealinde “Onun ilmi dışında bir yaprak dahi düşmez” Bu ayet bizleri tefekküre sevk etmelidir..

Ağaçların altında kurumuş yapraklar arasında bir ağaca bağlı ince bir dalda yeşil tek bir yaprak dikkatimi çekiyor. Kurumuş, sararmış yapraklar arasında tek yeşil yaprak. Çölün ortasında su görmek gibi dikkat çekiyor. Kuru ve yeşil bir arada. Bunların hepsi Allah’ın ayetlerini ilan ediyor. Kurumuş yapraklar arasında yalnız yeşil bir yaprak beni şu düşüncelere sevk etti: Modernizmin ve kapitalizmin çokça boy gösterdiği çağımızda, nefsanî, şeytani istek ve arzularla dolu bir çevrede imanına sahip çıkan, Rabbini anlatmaya gayre tinde olan insanlar, aynen bu ahir zamanda kurumuş yapraklar arasında yeşil kalan tek yaprak misali gibi çevresinde yalnız kala biliyorlar. Yalnız kalıyor kalmasına ama yemyeşil duruyor ve yaşadığı Kur’an ve Sünnet ahlakı ile dikkat çekiyor.

Tabi bu dikkat çekmeyi sadece Allah’ın rızasını kazanmak olarak anlayalım. Mektubatta Bediüzzaman (Hz.)leri “Evvela rıza-yı ilahi ve iltifat-ı Rahmani ve kabul-ü Rabbani öyle bir makamdır ki, insan ların teveccühü ve istihsanı, ona nisbeten bir zerre hükmün dedir.” Diye bu hakikati net bir ifade ile açıklar,Sadece insanların dikkatini üzerine çekmek asıl maksadı geri planda bırakır. Asıl maksat rıza-i ilahiyi kazanmak olmalı. Tabiri yerindeyse, kurumuş yapraklar, gaflete dalmış ehli dünya insanları ve tek yeşil yaprak ise rıza-i ilahiyi kazanmaya çalışan ve insanları hakka çağıran insanlar olarak anlayabiliriz.

Tutunduğumuz dal iman olmalı. Ahir zamanın günahları içinde dalından düşmeyecek kadar iman dalına, gövdesi Kur’an ve Sünnet olan ağaca sağlam bir şekilde tutunmalı. Aksi halde hakikat dalın dan kopup şeytanın yolunda kuru odunlar haline gelir onun yoluna gider ebediyette hüsrana uğrayanlardan olabiliriz. Allah korusun. Kısa bir ömürde ebedi bir hayatı kazanmaya gönderildik. Hayatı israf etmeyelim.

Elhasıl;Şu âlemdeki mevcudatın binler dili vardır elbet,lisanı halleri bizlere çokça hakikatleri anlatıyorlar. Buna tefekkür okumaları diyebiliriz. Yeter ki Allah’ın adı ile şu âleme bakmasını bilelim ve Allah’tan bunu isteyelim. Rabbimizde bizlerden bunu istiyor. Şu âleme tefekkür ile bakmak ve okumak…Şu sıkıntılı günlerimizde evimizin salonu’nu  teffekkür okuma salonu haline getirsek ne dersiniz….!

Yazarın Diğer Yazıları