
Depresyon'damıyız…..
Mehmet Kanmaz
“Ruhî sıkıntı.” Ruhumuzda hissettiğimiz bir sıkıntı halidir diyebi liriz belki de depresyon için. Hani herşey manasını yitirir bazen. Gözlerimiz açılmak istemez.Yataktan çıkmak istemeyiz. Veya olduğumuz yerde durmak nere deyse imkansızdır. Çok üzgün ve kederliyizdir. Bunalmışızdır iyice. Hiçbir şey yapmak istemeyiz. “Hiç sabah olmasa” deriz gece. Birileri laf anlatma ya çalışır ama sadece çalışır. Yemek yemez, su içmeyiz,en sevdiğimiz şeyleri bile yapmak artık bize zevk vermez vs...
Bireyin dikkatini çekmemiz gereken en mühim husus odur ki; Dünya’ya gönderilmekle; “Burada bulunmak hakkına layık görü müşsün. Evet! Tam da anladığın gibi. Dünyada yaşamak hakkı sana da verilmiş. Cenneti kazanmak fırsatı senin için de var edilmiş. Bu hakkı verenin yanında en az diğerleri kadar kıymetlisin.
Sen idrak etsen de etmesen de, kainat muazzam bir plan dahilinde gitmesi gereken yolunda ilerliyor. Madem öyle, senin de bu kusur suz yolculuğun kıymetli bir yolcusu olduğunu kabul etmek vaktin gelmedi mi? Bu eşsiz planın sahibi sana değer verip, seni planına dahil etmişse, sen niçin kendini peşinen verilmiş bu kıymetten mahrum etmeye çalışasın ki? İşte gözden kaçırdığın hakikat budur! Öyleyse kendinle sulh et haydi! Evet... İstediğin anda bu barışı sağlayabilirsin!”
Yukarıda da söylediğimiz gibi bu koca planın sahibi bize bu değeri ve kıymeti layık görmüş ise, yaşadığımız menfi hadiselerin dahi bir maksadı ve buna bağlı olarak bir kıymeti olmalıdır. Herşey bu kadar kıymetli kılınmışken, yaşadığımız bu olumsuzluklar biz depresyona girelim diye olamaz, öyle değil mi? Zira bu bir zıtlık, bir uyuşmazlık olacaktır. Canımızı sıkan her türlü olumsuzlukların terakkimiz için birer tecrübe, merdiven, öğretmen hükmünde olduğunu idrak edip, o menfi hadiselerin üzerindeki meyveleri toplayıp, kabuklarını atarak önümüze dönmemiz gerektiğini unutmamamız gerekir.
Zira, herşey manasına ancak bu şekilde erişebilir. Böylece kıymet kaza nacaktır tüm hadiseler.Büyük sorunlar içine düşmüş olabiliriz belki. Ama omuzlarımızı düşürüp ağlamayız. Yeniden ayağa kalkıp, tertemiz bir kıyafet ile devam etmek yaraşır insanoğluna. Çünkü artık biliyoruz ki; yaşadıklarımız ya yaşarken güzeldir, ya da yaşarken acı fakat nihayetinde neticesi itibari ile güzeldir.
bugün yeni ve taze bir gündür. Temiz bir başlangıç ve bir kez daha var oluştur. Yeni bir alem, sıcacık bir Bismillahtır. Öyleyse dünde kalanlar bir noktada yok olmuş, ölmüşlerdir.
Farkına varmalıyız ki; tertemiz olabilmek, yeni bir başlangıç ile mis gibi bir kul olabilmek şansımız her an yenileniyor. Her sabah olması gerektiği gibi bir anne, bir baba, bir patron, bir evlat olmaya daha yakınız. Ve her sabah bunun için daha tecrübeli olarak uyanırız. Ne bahtiyarlık öyle değil mi! “Her sabah yeniden” adlı bir hediye paketimiz var. Bu hediye için hamd etmemiz gereken bir ikram sahibi de var. Öyleyse, kendimizi geçmiş kabristanındaki cesetlerin içinde boğulmaya mahkum etmek yerine, hediye paketimize odaklanmalıyız…
İnsan her zaman bizzat güzel şeyler yaşamaz. Bazen de neticesi güzel olan şeyler yaşar. Ve hiçbir şeyi boşuna yaşamaz. Güzellikler şükür için yaşatıldığı gibi, üzüntüler, kederler de dua için, sabır için, terakkimiz için, olgunlaşmamız için yaşatılıyor. Ve bana en iyi gelen içimdeki ses;
“Panik yok! Herşey Allah’ın kontrolünde ve bizi seviyor, bizi biliyor ve gözetiyor ve vakti gelincede yanına alacak”