Mehmet Kanmaz

Darbeci Kuşatma

Mehmet Kanmaz

Bugüne kadar yaptığımız tarih okumalarının, özellikle de yakın tarih okumalarının, en zayıf yanı; salt olaylar üzerine yapılan yorumlardan oluşmasıdır. Kişileri ve küçük meseleleri aşamayışıdır. Hâlbuki tarihi okurken; öncesiyle ve sonrasıyla beraber okumak; arkasında saklanan zihniyetin kodlarını deşifre etmek adına sorgulamak; yansımalarını tüm dünyada görmek; daha sağlam bir tarih telakkisi oluşturmak için şarttır. Hem böyle bir okuma, tekerrür etmesiyle meşhur tarihî hadiselerin, ders alınası olaylar haline gelmesini de sağlar.
Ordumuzda yaşadığımız öncekilerine benzemeyen Darbeci Kuşatma bu yönüyle, yakın tarihin olaylarını izlerken daha derinlikli bakmamızı öğütlüyor bize. Onların arkasında yatan fikrî yapıyı, kodların peşinde koşarak ve pek çok yerde onları deşifre ederek gözler önünü seriyor. Kimin, ne maksatla, kimin menfaatine, ne yaptığı belli olmayan yakın tarih hercümerçleri içinde, fikrimizle sahil-i selamete çıkmanın yollarını gösteriyor bizlere. Üstelik bunu yaparken dışarıdan birisinin gözleriyle bakmıyorum olaya... bizzat o hercümercin içinde aynı meşum zihniyetin ayakları altında ezilip mağdur olan bir asker olarak söylüyorum bütün bunları. Satırları arasında hayal değil, hakikat avcılığı yapıyorum.
Bir selin en çok incittiği yer, ilk başladığı yerdir. Bir musibetin de en çok can yaktığı yer, ilk düştüğü yerdir. Orduda yaşadığımız bu Darbeci Kuşatma’nın analizini çok dikkatli yapmalıyız ve bunu yaparken sapla samanı karıştırmayalım… ordudan başlayarak bütün kurumları saran PDY’nın ulaştığı o hezeyan verici dehşet aşamaları, bu vesayet anlayışının ilk önce kendi evlatlarını, yani ordu mensuplarını nasıl ezdiğini, nasıl mağdur durumuna düşürdüğünü; perde arkasındaki plan ve maksatlarla birlikte değerlendirin lütfen… Hem bununla da kalmayarak; özellikle bu psikolojik işkencelere maruz bırakılmış askerlerin anlattığı anılar penceresini ara sıra bir açıp ,bizimle sohbetler yapsanız… 28 Şubat sürecini izleyerek pek çok kereler duygulanacaksınız, şu yaşanan süreçten sonra bize bakıp.. belki hislenip ağlayacaksınız.(bu kahramanları daha evvel neden dinlemedim diye hayıflanacaksınız)….

Bu kahramanlarının yaşadıkları, kendilerine bu PDY’nin komuta kademesini kullanarak, siyaset kurumunu yanıltarak nasıl kumpaslar kurduğunu onlara çektirilenleri; duydukça pek çok kereler gözlerinizi buğulandıracak; vatanına hizmet aşkıyla dolu olan bu evlatların nasıl bir küskünlükle yıllardır hizmet ettikleri kurumdan kapı dışarı edildiklerini hayretle karşılayacaksınız. Üstelik bu vatan evlatlarının pek çoğu, vazifeleri esnasında gösterdikleri başarılar nedeniyle takdirnameler, şiltler kazanmış askerler. Fakat onların bütün bu hizmetlerinin gözardı edilmesini sağlayan tek bir günahları var…o’da aşağıda yazılı cümlede saklı…

“Sen mesleğinde başarılı, dürüst bir asker saygın bir insansın. Devlete bağlı, pırıl pırıl bir Anadolu çocuğusun. Ancak sen, F.G.ÖRGÜTÜNE Ait değilsin…sen o kardinalin emrini değil ALLAH’ın emirlerini esas alıyorsun…”
Garipliklerin, saçmalıkların, insanlık dışı muamelelerin, bu vatanı korumakla görevli askerlere, yine meslektaşları tarafından, kendi kuracağı rejimi korumak adına(Batının menfaatlerini diyelim…) nasıl yapıldığına eğer dinlerseniz şahit olacağınız; sıra dışı, ezber bozan hatıralar,,, Gerçi 28 Şubat süreci boyunca öyle gariplikler gördü ki, bu ülkenin vatandaşları... Öyle ilginçlerini müşahade etti ki... Daha fazlasını bu bünye kaldırabilir mi? Bilinmez... Ancak gözünü kapayan da ancak kendisine gündüzü gece yapabilir. Ancak kendi algısını gizleyebilir.
Şu yaşanan 15 temmuz darbesinden sonra… elhamdullilah şu kanaate vardım ki… bizim üzerimizde ne hesaplar yapılırsa yapılsın, hesapları bozan bu necip milletin manevi hamisi kainat sahibi bizimle, ”O’na itaat eden zindanda da olsa bahtiyardır”… o varsa herşey var…
Bu sebeple diyorum ki şehitler diyarı Anadolu vatanımızın ufuklarından güneş kendisini göstermeye başladı, artık bu yarasa zihniyetin saklanacağı hiçbir yer yok! Kodlarının teşhisine ise, başlandı.,hala uyanmayanlara, hala İHANET PLANLARI özlemi içinde olanlara, en son şunu hatırlatmak istiyorum; kainatta en yüksek sada İslamın sadası olacaktır ve o sadayı duymaya başladık bile….izzetle dik duranlara müjdeler ola….
 

Yazarın Diğer Yazıları