
Bize ne oldu...!
Mehmet Kanmaz
Değerli dostlar; Bize “nazar” mı değdi, yoksa, biz “Allah’ın ipi’ne sarılmayı bıraktık da, O da bizim ipimizi mi bıraktı!?
Nasıl bırakmasın ki..! Müslüman bir ülkede hala musibetlerden ders almadığımızı gösteren batı özentili rezalet bir miladi yılbaşı daha geldi...alın size, Bayrak şairimiz Arif Nihat Asya’dan bu konuda bir yılbaşı şiiri...!
Ne olduysa hep bize azar, azar oldu.
“Bize bir nazar oldu Cumamız Pazar oldu.
Ne şöhretten hastayız, ne de candan hastayız.
Ne ruhça ne vücutça ne haldeyiz belli değil....!
Avrupa’ya bir değil iki pencere açtık,
Uzun yıllardan beri cereyandan hastayız.
Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz.
Yaklaştıkça her sene yılbaşı..
Yapılır milletime Frenkçe sahte aşı,
Buna ağlar ağacı hem toprağı, taşı,
Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz,
Sen Hıristiyan mısın? Diye sorsan darılır,
Yılbaşında hindi kaz yemesine bayılır,
Çam deviren hindi ki nasıl mümin sayılır,
Bilmiyoruz çoğumuz ne edip yapıyoruz,
Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz.”
***Övünmeyi-dövünmeyi bir kenara bırakalım.
Bu ülkede Elbette iyi hizmetlerde de, kötü uygulamalarda oluyor. Önemli olan iyilikleri artırmak, kötülükleri engellemek.
Hepsinden önemlisi, alınıp satılan meta cinsinden şeyler değil, manevi değerler. Akıl ve kalp erozyona uğruyorsa, onun yerini satın alınan hiçbir şeyle dolduramazsınız.
Ulaşımda, Sanayide, Bilimde, Savunmada Eğitimde şunu yaptık, gençlikte şunu yaptık, ailede bunu yaptık, karayolları, hava yolları, demiryolları, sağlık vb. her alanda çağ atladık diyerek övünüp duruyoruz ya, geldiğimiz nokta artısı ile eksisi ile ortada.
Dini hayat, ahlak, adalet, kayıt dışı ekonomi, adil olmayan vergi paylaşımı fahiş gıda ve akaryakıt fiyatları, işsizlik ve istihdam sorunları Gençlerin gelecek kaygısı vb. bu konularda objektif analiz yapan var mı...?
Bir de; her yere cami yaptık, imam hatip ortaokul ve imam hatip liselerini hizmete açtık.. ama içini; adam gibi adamlar yetiştirmediğimiz için doldurmayı unuttuk.
Oysa camiler bizim için taş, tuğla, çimento, minare, kubbeden ibaret değildi. “Allah’ın evi” idi....! Okullar kariyer yapma yerinden önce karakterli nesiller yetiştirme yeri olması gerekirken başaramadık..
Evet, şairin dediği gibi, ne olduysa azar azar oldu. Ve toplum artık “azar” oldu ve “azarlamak” da işe yaramaz oldu.
Dostlar BİZE NE OLDU..!
LGBTİ artık “E”yi de ekledi harf dizisine. “Ensest” ilişkiler haber olmaya başladı. Baba bir kızı taciz ederken, oğlu kayda alıyor..! “Pedofilik Satanistler” yönetiyor dünyayı sanki.
Evet, Her gün yeni bir ahlaksızlıkla gündeme gelen magazin dünyasında, kadim Anadolu kültürü ile örf ve adetleri ayaklar altına alınıyor. Söz konusu çevrelerdeki gayr-i meşru ilişkiler zinciri, akıl almaz boyutlara ulaştı.
Bunları geçtik, dini, mezhebi, etnik, ideolojik, politik, felsefi, vicdani kanaat farklılıklarına dayalı olarak ülkeler, halklar kendi içinde bir iç savaş yaşıyor adeta. Aynı ülkenin çocukları birbirini öldürüyor.
Onu da geçtik, aile içinde, anne-baba, veli ve çocuklar, gelin-kaynana, damat-kayınpeder, enişte, bacanak, amca-dayı, hala-teyze herkes bir biri ile kavgalı....! Vahşet ve katliam haberlerini kanıksadık artık...
Onu da geçtik, aklımız ve vicdanımız, imanımız ve ideolojimiz, çıkarlarımız çelişiyor, çatışıyor...İnandığımız gibi mi yaşıyoruz, yoksa yaşadığımız gibi mi inanıyoruz bırakın onu bunu kendimizi hiç sorguluyor muyuz..! Gerçekten sorgulayanınız var mı ...?
Dostlar; Allah’ın yardımı olmadan bu gayya çukurundan kurtulmamız zor. Ama Rabbim ‘de bizden adım atmamızı, Hâl dili ile Kâl dilimizin uyumlu olmasını beklemiyor mu..! Yoksa “O “ isterse yarın sabah Her tarafı Gül- Gülistan haline getirir, zira onun için zorluk yok, Mesele bizde düğümleniyor.!
Bediüzzaman Hz.leri ”yüksek ahlâkımızı ve yüksek ahlâkımızdan çıkan ve hayat-ı içtimaiyeye temas eden seciyelerimizin bir kısmını bizden aldılar. Terakkilerine medar ettiler. Ve onun fiyatı olarak bize verdikleri sefihane ahlâk-ı seyyieleridir, sefihane seciyeleridir”(Tarihçe-i Hayat - 96)ifade buyurarak mimsiz medeniyet sahibi Avrupa taklitçiliğinin geldiği seviyeyi ve bıraktığı hasara dikkat çekmektedir.
Allah’ın yardımına ulaşmak için de O’nun rızasına yönelmemiz, O’nun rızasını engelleyen, iş, söz ve kişilerden uzaklaşmamız ve onları kendimizden uzaklaştırmamız gerekiyor. Biz, âlemlere rahmet olarak gönderilen ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz, Bunun bize yüklediği sorumluluklar var.
Bu sorumluluklarımızı kuşanmak için yeniden imanımızı tazelememiz gerekiyor. Bugünkü halimizle bu işin üstesinden gelmemiz mümkün değil. Allah’ın dini yeri-göğü, ölümü ve hayatımızın her anını içine alır ve almalıdır. Ama bizim inandığımız değil de yaşadığımız Avrupa mukallitliği, toplumu ne hale getirdi görmüyor musunuz Allah aşkına..!
***Önümüzde muhtemelen yeni yıldan itibaren çok zor aylar var. Tövbe edenlerden, sabreden, şükredenlerden olalım, Senelik muhasebemizi yaparken ki, yapmamız gerek; Doğrulama yaparken; Ölçü; Kur’an ve sünnet dairesinde olması ve O’nun rızasının vesilesi olması esas alınmalı diye düşünüyorum; Allah ipine sarılanlara sabır versin, gönlümüzü genişletsin. İşlerimizi kolaylaştırsın.
Selam ve muhabbetlerimle