Biz Kimiz
Mehmet Kanmaz
Dünyalaşmaya dalmışlığın sarhoşluğunda Kendince yürümek kaldırımlarda önüne ardına sağına, soluna bakmadan hüzün yarenliğinde yürümek ve de yürümek…
Nasıl bir dünyanın içindeyiz, içimizde nasıl bir dünya var? Bu yıkılış ve devrilişle dünya sarsılır mı, yerinde durur mu? Mazlumlar, masumlar ne haldeler onların bedduaları arşa çıkmak üzere onları soran var mı..
İstanbul’da surların içinde yapa yalnız yaşayan bir garibanın hazin hali, Hatay’da yıkıntılar arasında çadırda veya Konteyner’de hayat mücadelesi veren bir ailenin yalnızlığı, veya Van-Bahçesaray’da karlar içinde baharı bekleyen bir Ailenin ayakta kalma mücadelesi, Veya Osmaniye’de semt pazarında akşam üzeri pazarcılar giderken köşelerde arta kalan meyve-sebze artıklarını toplamaya çalışan Çocukları ile Ekonomik savaş veren Anadolu kadınımızı; içselleştirerek özeleştiri yapabiliyor muyuz..!
Veya dış çembere bakarsak Filistin’de, Halep’te Bağdat’ta, Kerkük’te bin bir sıkıntı çeken kardeşlerimizin durumu günlük hayatımızda ne kadar yer işgal ediyor..? Türkistan’daki zulmü karşı ne kadar duyarlıyız? Mihanmardaki katliamdan haberimiz var mı..?
Değerli Dostlar; Alim-ül gaybi illallah’da aslında Kıyamet kopmak üzere ama rabbim Müslümanlardan son bir zafer bekliyor,
Peki O Müslüman nerde..? Biz kimiz..? Ne yaparız..? Bezm-i Elest(Kâlu belâyı) yani sözleşmeyi hatırlamak istemez misiniz..?
Yunus’un karnında söz nedir, ya Yusuf kuyusun da, Her şey aşikâr ve gözümüz önünde cereyan ediyor. Kıssadan hisse almak istemez miyiz..? Sözün faydası yok, yazmanın da..! Göz görmüyor akıl akletmiyor, kulak duymuyorsa…
Hele dışta ateş çemberi alevleri yayılırken,içte ise hayasızlığın, israfın, Özentinin, caka satmanın zirve yaptığı halimize bakınca ve durumun vahametini idrakten yoksun yakın çevremizdeki aymaz insanımızı görünce akıl tutulması dediğimiz bu arafda sağlıklı kuşatıcı düşünememek….!
Hadi Avrupa kafirlerinin, Asya münafıklarının ve yahudi hadsizlerinin katliamlarını ve tuzaklarını anladık, Cehennemdeki yerlerine odun taşıyorlar..
Ya bizim içimizdeki münafıklara, İşbirlikçilere ne demeli susacak mıyız.. sadece kalbimizden buğz mu edeceğiz..
Müslüman olduğunu iddia eden bu toplumda son günlerde yaşananlara bakar mısınız...! Etrafa umursamadan Sabırsızlıkla yılbaşı kutlamalarını bekliyor, gece kulübü veya otel gösterilerine hazırlanırken, Bazı hayasızlarda sokak aralarında veya parkta fuhuş yapıyor. Bedenler erotize edilmiş fütursuzca teşhir ediliyor..!
Şimdi ne yapacağız..! onlar genç bilmiyorlar mı diyeceğiz.. peki siz TV önünde veya sosyal medyada onları aymazlıkla izlerken yalnız mı zannediyorsunuz, onları kimler yönlendirdi ise Neden gökkubbeyi üstlerine indirmiyoruz ..!
Kışkırtıyor muyum mu diyorsunuz evet tahrik ediyorum var mı bir kahraman.. Bakalım görelim akibet nasıl olacak..!
İhtilaf ki ne ihtilaf..! Fitneki ne fitne her tarafımızı kuşatmış..! Öfke ve hüzün..! Açık bir şerre alet olanları görünce, öfkelenmeli mi, hüzne düşmeli mi?
Evet dostlar “Beşer zulmeder kader Adalet. Eder “Yani bizler ne İsyanlar, Ne Haramlar, Ne günahlar içinde yuvarlanıyoruz ki rabbim bizleri bu musibetlerle imtihan ediyor..! Peki biz ne kadar farkındayız.
Biz kimiz..? Bize Ne oldu nedir bu fecaat durumlar, Yüce Rabbim ”Hiç akıl etmiyor musunuz” diye bizleri ikaz ediyor.. Hepimizi biraz aklımızı kullanıp düşünmeye davet ediyor ve ben acizane yazımı şu dua ile bitiriyorum
“Ya Rab içimizdeki beyinsizler sebebiyle bizi helak etme”(Araf-155.)Amin..