
Biz kimiz...?
Mehmet Kanmaz
Büyüdükçe yabancılaşıyoruz kendimize, Dönüşüyor, uzaklaşıyoruz çocuk luk ruhumuzdan ve aynileşiyoruz herkesle. Diğerleri, bizi kendimizden alıyor ve kendilerine benzetiyorlar. Saflıklarımızı ve hamlıklarımızı da aldıkları oluyor. Ama güvensizliği ve menfaati öğrettiler ya, onun yerini hiçbir şey dolduramıyor.
Başkasını düşünmek o kadar yabancı ki çoğu insana. Nasıl böyle olduk ama anne şefkati ile büyümedik mi, babamız bizi hiç kucaklamadı mı, kardeşlerimiz bizi hiç saymadı mı, arkadaşlarımız bizimle oynamadı mı, okulda ve işte dostluklarımız da mı olmadı? Nasıl olur da dünyanın sadece etrafımızda döndüğünü düşündük kuyrukta, trafikte, selamsızlıkta ve tebessümsüzlükte?
Neden yabancılaştı bedenimiz ruhumuza? Ruh, doğduğumuz köy gibi huzurlu ve temiz kalmalıydı. Şehrin keşmekeşliği, kokuşmuş günahları kirletti havamızı ve suyumuzu. Kendimiz için istediğimizi başkası için de istemeyeceğimiz için büyüdü ruhsal ekonomik uçurumlarımız.
Ötekilik, düşman bellediğimizin ürünü ve benlik ötekiliğin içsel adı. Gayrılığın sınırında şekillenir ben ve o. Sen diyebilmek kendine ve muhatap olmak elercesine tortuları, ta duruluğu bulmak ve devam ettirmek için.
Bu sebepten tanıyamıyoruz artık kendimizi ve en yakınımızdaki arkadı şımızı,sanki direksiyonu elimizden alınmış bedenimizin, Ruhumuz ise gölgesinde yaşanmışlıklarımızın, Oysa ne güzel olurdu, imtihanımızda birbirimizin imtihanı yerine, doğru cevabı olmak.
Kestiremiyorum doğrusu gidişimiz nereye..? istikamet yolu nerde kaldı.. ve bu yolda seyahat halinde iken soluk almak için göğe baktığımda hissediyorum ruhumun acizliğini ve henüz nefes aldığını ama nereye kadar ve kiminle…ve sahi biz kimiz…?..ve asr-ı saadetle bizi bağlayan ne kaldı…? sahi hiç düşünüyormuyuz….veya aman canım şimdi düşünme zamanı mı.. 18 saat’den bu yana zaten dilim damağıma yapıştı..hele bir akşam olsun da…kendimize bir gelelim mi diyenlerdensiniz…!