Açılım Çıkmazımız
Mehmet Kanmaz
Madem gündem “açılım” biz de konuya biraz ciddi biraz da espri cephesinden bakalım dedik. Kısaca “açılım” çeşitlerini sayacak olursak,
•Kalbî açılım
•Aklî açılım
•Ruhsal açılım,
•Duygusal açılım
•Mânevi açılım
•Maddi açılım
•Bedensel açılım
•Parasal açılım
•Küresel açılım
•Kürt açılımı
•Türk açılımı
•Sosyal açılım
•Siyasi açılım
•Demokratik açılım
•Bürokratik açılım
•Toplumsal açılım
•Uluslararası açılım
•Teknik açılım
•Dini açılım
•Vb…
Yukarıda sayılan açılımlar çoğunluğu ilk bakışta insanda müspet kanaat ihsas ediyor.Yalnız, müstehcenlik, sefahat, ahlâki bakımdan problem olabilecek “bedensel açılımla” geçim sıkıntısının baş nedeni olan “parasal açılım”a dikkat etmek lazım,çünkü bunlar hem dünyada hem ahirette iyi olmayacak açılımlar.
Açılımın gündeme gelmesine vesile olan “Demokratik Açılım”ise tamamen insan fıtratının gereğidir. Bunun aksi krallıktır, diktadır, muamele-i keyfiyedir. Kemalistler de tabu olarak yasalara silah zoru ile koydurdukları ilkeler,gerçek özgürlükle bağdaşmadığı için bu demokratik açılıma karşı çıkıyorlar. Sürpriz değil,zira siyasi muhalefet açısından karşı çıkanlarda var,Sorundan beslenende var,Çünkü;Kürtçülük olmayınca Türkçülük yapmanın anlamı kalmayacak.
Her neyse;Başka bir açılım konusuna dikkat çekmek istedim yazının sonu geldi.
İnsan için en mühim açılım;yani KALBİ AÇILIM;Mânevi açılımla beraber ele alınabilir.Marifetullahtan Muhabbetul-laha giden açılım gibi.İman-ı billah… Marifetullah… İbadetullah..Muhabbetullah… Lezzet-i ruhaniye…
Hz. Ebubekir’in (r.a) kalbî açılımı nasıl?Diyor ki, “Ya Rab!!. Benim vücudumu o kadar büyüt ki cehennemde mü’münlere yer kalmasın.”
Benzer bir kalbî, gönül açılım ifadesi de Bediüzaman’dan“Gözümde ne cennet sevdası var ne cehennem korkusu, milletimin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur.”
Gündemi okumak, gündeme gelen konulardan ders çıkarmak için nefis muhasebesi, öz eleştiri yapılabilir.Kalbimizin çapı, kabı, kapasitesi, şefkat, merhamet duygularının derecesi, tahammül katsayısı, feragat, fedakârlık ölçüsü ne kadar acaba? Herkes kendi kendine, vicdanına sorabilir.
Bazen kabullenemediğimiz küçük bir mesele yüzünden nice kalpleri kırıyoruz. “Değer mi değmez mi?” ölçmeden biçmeden tepkilerimiz oluyor. Tövbe kapısı, özür yolu açık.Kalp kapasitemizi, kalbimizin performansımızı ölçebilir miyiz?
Gönlümüzü ne kadar açabilmişiz? Genişletebilir miyiz?
Başkalarının değil ama kendi kalbimizin, gönlümüzün kapasitesini performansını ölçebiliriz,VARMISINIZ İŞE İLK ÖNCE KENDİ KALBİ AÇILIMIMIZI YAPARAK BAŞLAMAYA NE DERSİNİZ……
