Mehmet Kanmaz

ABD sonun başlangıcındamı..

Mehmet Kanmaz

Sömürgeci gelenek, kanlı soygun sayfalarıyla doldurduğu asırlık muhasebe defterini kapatıp, yeni bir sömürü defterini sürüme sokmak istiyor.Fakat mazlum milletlerin kanıyla yazılacak çağdaş sömürge defterinin tasdiki hiç kolay olmayacaktır.Ortadoğu başta olmak üzere zulme ve haksızlığa karşı her yerde güçlü bir nefret ve uyanış belirtileri var.

Sömürü ve istismara razı olmayan insanlığın küresel vicdanı, giderek güçleniyor. Sosyal ve kültürel sahadaki uyanış belirtileri, geçen asrın ortalarında yankılanan, “İslam uyandı ve uyanıyor” ümidini ete kemiğe büründürüyor.Gerçek, fıtri ve sahici “cennet-âsâ” baharı özleyen nesiller geliyor.

Baskıcı ulus devletlerin pabucu, 20. asırda, dama atılarak özgürlük iradesi nasıl öne çıktıysa; 21. asırda da sömürgeciliğin pabucu dama atılacak, “eski hal muhal” keyfiyeti, özgürlüğü öne çıkararak çağımızda da hükmünü icra edecektir. Yaşanan her sıkıntı, bir doğum sancısıdır.

“Medeniyetler çatışması” adıyla 1990’larda fitili ateşlenen kolonyal sömürgecilik, bundan sonra meydanı boş bulamayacak, özellikle bu coğrafyayı kolayca teslim alamayacaktır.

Birilerini korkutan, doları silaha dönüştüren sır burada saklıdır.Uyanış, besleme ve güdümlü terörle artık kontrol edilemiyor.

Hedefteki toplumları teslim almak için organize edilen 15 Temmuz benzeri kaos ve işgal operasyonları başarılı olamıyor.

Küresel operasyonlar, “casus papaz” kurtarmanın peşine düşecek kadarirtifa kaybediyor.

Hepimiz sınandığımız bir süreçten geçiyoruz. “Sureten medeni” fakat gerçekte, “içi dışına çevrilse, kurt, ayı, yılan, hınzır, maymun postu” kimliği ile insani boyutunu kaybetmiş bir dünyanın dayatmalarına muhatabız.

Bir süredir mazlum kitlelerin ve İslam dünyasının umut odağındaki Türkiye, müttefiklerinin akıl tutulmasıyla malul husumetine maruzdur.Darbeyle tedip edemeyenler dolarla terbiyeye çalışıyor.“İnsaniyete layık bir maişetle yaşamak” insanlığın ortak değeri ve hedefidir. Bu maksada saygı duymak insan olmanın gereğidir.

Saygınlık, namlunun gücünde değil vicdandadır. Azıcık insanlıktan nasibi olan, “dünyanın, petrol, altın, kömür, demir vb. nesi varsa hepsi benim olsun, başkaları ne olursa olsun” diyemez. Herkes biliyor ki, dolar, Türkiye’nin ekonomik göstergeleri bozuk olduğu için yükselmiyor. Aksine, ülkenin mali yapısı, dövizi stabil tutacak kadar güvenli pozisyona sahiptir. Ne var ki dolar, son bir haftada yetmiş yıllık müttefiki tarafından Türkiye’ye karşı, namertçe saldırı silahına dönüştürülmüştür.

Doların yüzüne gerçek mercekli ayna tutup, kendisini dev aynasında görmemesi gerektiğini ona anlatmak gerekiyor. Yirmi sekiz üyeden oluşan Avrupa Birliği (AB), Çin, Rusya ve Türkiye doların bir silah olarak kullanılmasına karşı güçlü bir irade ortaya koyuyor. Böylece ona gerçek aynayı gösteriyorlar.

Türkiye’nin iktidar ve muhalefetiyle, mali kurumları ve sivil toplumuyla son bir haftada dolar operasyonuna verdiği tepki, doların karton kaleden çıkıp, gerçeği boyutuna dönmesi için önemli bir vesiledir.

Dünyada, milli parayla ticaret yapma görüşünün giderek güçlenmesi, dolar tekelinde “sonun başlangıcına gelindiğinin” habercisi kabul edilmelidir.Doları silah yapanlara duyururulur.

Yazarın Diğer Yazıları