Mehmet Kanmaz

28 Şubat zulmü

Mehmet Kanmaz

Her şeyden önce şunu hatırlamakta fayda var: 28 Şubat denen süreç, 1997’de olmuş ve bitmiş bir şey değildir. Özal’ın ölümüyle yani 1993 yılında başlamış, 28 Şubat 1997’de zirveye çıkmış, 2002 yılında AK Parti’nin iktidara gelmesinden sonra da zayıflama eğilimine girmiş bir süreç olup halada etkilerini hissettiren mağdur ve mazlumların haklarının hala tam alınamadığı bir zaman dilimi içerisinde yaşıyoruz kuzu kuzu…..
Gerçekleri anlamak için o dönemi bir bütün olarak ele almak ve topyekûn değerlendirmek gerekiyor. Kötü niyetli olanlar o süreçte yaşanan bir detayı ele alıyor ve o detayla bütün bir süreci çarpıtmaya kalkışıyor. Ya da çarpıttığını zannediyor. 28 Şubat neredeyse 10 yıl süren meşum bir süreçtir. Sadece bir kelime, bir açıklama, bir beyanat değildir.
Bu menhus devir zamanlarında;Kendilerini kurtarmak için senden kurtulmak isterler.Kendilerininkine karışmış parmak izlerini yok etmek için senin parmağını keserler.Ne etmişsen, aynısını edecek birileri çıkar; hem de en yakından.Ne ekmişsen, aynısıyla seni biçecek bir gün gelir; hem de fazla uzatmadan.
***
Darbecisin, mesela.80’nine gelmişsin.
Astıklarının, darbe için kırdırdıklarının, canını ve hakkını gasp ettiklerin… Günahlar ruhunu kemire kemire çürütmüş çoktan.Önünde diz çökenler, el öpenler, okunda boncuk bulanlar, kimliksiz, kişiliksiz burjuvazi çoktan arazi olmuş.
Ömrün, ruhun huzursuzlukla tıka basa dolsun diye uzun kalmış ama, ölümün itibarsız.
Bir devlet töreni koparsan dahi, ruhun öyle lime lime kopacak bedeninde..

Gazetecisin, sen de.Kifayet etmemiş, bir sürü şey olmak istemişsin.
Patronla patron, iktidarla iktidar, başbakanla başbakan, paşayla paşa, muhtırayla muhtıra, darbeyle darbe, işadamıyla işadamı, güçlü ne ve kim varsa, hepsiyle birlik, hepsinden bir parça, hepsiyle paramparça.
Küstahlık, kibir, gazeteciliğin kimyasını bozma,
Vicdanını şaşırmış, yolunu şaşırmışsın!
Bir gün bile düşünmemişsin; değer mi, diye.
Bir ihtiras, bir iştah, bir histeri yani!
Onun üstüne bas, berikinin canına oku, ötekinin hayatına kast et!
Etrafta yalakalar, yalamalar; kakarakikiri; hep böyle olur sanmışsın.
Şimdi ne oluyor?
Sahip satıyor, kurtlara atıyor.
Tebaan sandıkların, kırbaçlayıp taşlayıp her parçanı aslanlara fırlatıyor.
Tabii devir değişmiş.
Dünün muktedirleri, halleri vakitleri yerinde olsa da, ruhen perişan olmuş; güçlü, otoriter iktidar önünde yere kapaklanmış.
Kimi ruhunu satarak, kimi geçmişine küfrederek, kimi adam asarak sıyırma telaşında.
**28 Şubat bu halkın mana iklimine karşı “Topyekûn Savaş”tı.
Biz bu ülkeyi 10 milyon devraldık diyecek kadar gözü dönmüşlükle 60 milyonu gözden çıkaran alçak bir darbeydi.
Bir kibir, bir kibir!Aha işte öncekilerin, ötekilerin hali!
Kibrin, ibret alsın!Afra tafran, az bir dursun!
Küçümsemen, mazlumkarı ezip geçen otoriten, hükmetmenin dünyevi hazzı, iktidar hedonizmi derken…Kibrin sonu da kabir!
Ölümsüz sanılan kudret, toprağın altında, hepimiz gibi bir gün böcekler önünde toz toprak olacak.Geriye ne kalacak?
ELHASIL;”Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde fani dünyada bıraktığın eserlerede kıymet verme”

 

Yazarın Diğer Yazıları