
Yeryüzünde konuşulan diller nereden türedi
Mehmet Kaçar
Bugün ve geçmişte insanların iletişim kurduğu dillerin bir birine benzediğini söylemek biraz hayal kurmak gibi bir şey olur. İnsanlar acaba gittikleri ülkelerde kullanılan iletişim aracı lisanın, o ülkede neden kullanıldığını hiç sorgulamışlar mıdır? Bunu İlim ve dil bilimcilerinden başkasının sorguladığını tahmin etmiyorum.
Doğal olarak, Fransa’da Fransızca, İtalya’da İtalyanca, Çin’de Çince, Türki Cumhuriyetlerde Türkçe, Arabistan’da Arapça konuşulur diye düşünmüşüzdür hep.
Ne var ki günümüzden yaklaşık birkaç bin yıl öncesine kadar giderek o günkü yeryüzü kıtasında var olan o ülkelerde o ülke dilleri konuşuluyordu.
O halde dünya üzerinde bugün bu kadar çok dilin konuşulmasına neden olan sebep nedir acaba? Bütün bu diller nereden türetilip insanların iletişimine sunuldu ve nasıl ortaya çıktı?
Nasıl oldu da tek bir insan türü, iletişim kurabilmek için bir birinden bu kadar farklı dilleri kullanmayı öğrenip, seçtiler?
İnsan dilinin kökeni ve dilsel çeşitliliğin nasıl oluştuğu hâlâ belirsizliğini koruyan en önemli konular arasında yerini almaktadır. İnsanlığın ve dünyanın yaratılış ve oluşum hikâyelerinin yanı sıra dilsel çeşitliliğin hikâyesi de pek çok efsaneye konu olmuştur ve bundan sonra da olmaya devam edecektir. Bu efsanelerden insanlar tarafından en tanınıp bilineni ise ‘Babil Kulesi’ efsanesidir.
Babil Kulesi Efsanesi, dünyanın birçok yöresinde yerel efsanelerde sözü edilen, Allah’a ulaşmak için inşa edilmiş olan bir kuledir.
Babil Kulesi Efsanesine göre, dünyanın birçok yöresinde yaşatılan yerel efsanelerde sözü edilen hikâyeye göre; “Allah kendisine ulaşmaya çalışan insanların kendini beğenmişliğine kızar ve o zamana kadar aynı dili konuşup, iletişimlerini sadece o dille kurabilen insanların dillerini karıştırarak bir birlerini anlamalarını engeller.
Dünyada ve dil bilimcileri arasında çok yaygın olan bir efsaneye göre de; tanrıların gazabına uğrayan dünya da oluşan büyük bir sel felaketi sonucunda hayatta kalabilenlerin(Nuh Tufanı diyebiliriz) her biri farklı bir dil konuşur hale gelmişlerdir, böylece de farklı diller ve kültürler oluşmuştur.
İslam Dil Bilimcilerine göre ise; yeryüzünde kullanılan dillerin babaları Nuh (a.s) üç oğlu olan; Ham, Şam ve Yafes’ten türemiştir. Ham, Arabi dillerin babası, Şam, Farsi dillerin babası, ve Yafes ie Latin kökenli dillerin babası olarak kabul edilir.
İnsan dilinin kökeni, dil bilimciler arasında uzun yıllardır kapsamlı olarak tartışılan bir konudur. Dil bilimcilerine göre arkaik olmayan ve yerleşik düzene geçen modern insanların ataları Afrika’dan diğer kıtalara göç etmeye başladıklarında daha az kullanılan ses dağarcığında da giderek bir küçülmeye gitmişlerdir.
Dil bilimcileri tarafından yapılan bir çalışmada, analiz edilen 504 dil arasında en fazla ses birimi çeşitliliği gösteren dillerin Afrika kökenli, en az bir ses birimi çeşitliliği gösteren dillerin ise Güney Amerika ve Okyanusya kökenli olduğunu tespit etmişlerdir.
Günümüz de insan dillerinin bağımsız olarak kaç defa değişim gösterdiği tam olarak bilinememektedir. Var olan yaklaşık 7000 dil, 32 dil ailesi arasında paylaştırılmıştır. Biyolojik türlerin yaşam alanı koşullarına uyum sağlaması gibi, dil de aynı şekilde o dili konuşanların ihtiyaçlarına hizmet etmek için değişebiliyor.
Yapılan pek çok çalışmada en fazla ekvator havzasında ve tropik kuşakta görülen dilsel çeşitliliğin, biyolojik türlerin bir yansıması olduğunu gösteriyor.
Dünya üzerinde konuşulan yaklaşık 7000 dilin yüzde 60’ı tropikal orman kuşaklarında yer alıyor. Bu kuşaklardan biri Afrika’da, diğeri ise Asya’nın güneyinin karşısındaki tropikal bölgede yer alıyor.
Dilsel çeşitliliğin en zengin olduğu yer ise Papau Yeni Gine’dir. Yaklaşık 7 milyon insanın yaşadığı bu ülkede 830 farklı dilin konuşulduğu tespit edilmiş durumda. Nüfusu 160 milyon olan Nijerya’da ise 521 farklı dil konuşulduğu biliniyor.
Dünyada bu kadar çok ve çeşitli dilin konuşulması, gerçekten çok albenili ve sadece insana has bir özellik olarak karşımıza çıkıyor (Kaynak: Bilim ve Teknik Dergisi, sayı 531).
Dünya üzerinde günümüzde yaşayan dillerin bölgelere göre dağılımı ve oranları ise şöyle:
Afrika bölgesi, yaşayan dil sayısı 2110, oranı ise yüzde 30,5; Amerika bölgesi, yaşayan dil sayısı 993, oranı ise yüzde 14,4’ dür; Asya bölgesi, yaşayan dil sayısı 2322, oranı ise 33.6 dır; Avrupa bölgesi, yaşayan dil sayısı 234 oranı ise 3.4’dür; Pasifik bölgesi, yaşayan dil sayısı 1250 ve oranı ise 18.1’dir. Toplam yaşayan dil sayısı 6909 ve oranı ise yüzde yüzdür. Selametle!