Mehmet Kaçar

'YEHOVA ŞAHİTLERİ' VE FETÖŞİZM

Mehmet Kaçar

Laikliğin (sekülerizmin) aslı astarı şöyledir. Anlatıldığına göre; Din-Devlet ilişkisi falan değildir. Bu sistem, Kilisenin hükümran olmasını yıkabilmek için anti dincilerin kurduğu bir sistemdir. Katolik inancına göre, hükümran bir devlet olan “Kilise/Vatikan Devleti” ile “Siyasi Devlet” arasındaki egemenliğin paylaşılamamasının bir diğer adıdır. Siyaset makamı Kilisenin hükümranlığına baş kaldırarak laiszmi kurmuşlardır. Yani laiszm, din ile devlet arasındaki çatışmanın ortaya çıkardığı bir iş bölümüdür. 
Siyaset birimi , yerel egemenliği, kilise de teamüllerden gelen tanrısal egemenliği temsil etme konusunda aralarında anlaşmışlardır. Bu ilişkiyi aslında ruh ve beden ilişkisine de benzetebiliriz. İşte batıdaki ayrıştırılan, dinle devlet ilişkisindeki Türkiye uyarlamasında uyumsuzluklar ortaya çıkmaya devam ediyor. 
Kimi zaman devlet ağırlığını koymuş, kimi zamanlarda da din terazinin kefesinde ağır basmıştır. Sadece devletin dinle/dindarlarla ilişkisinde problemler yaşanmış, aynı zamanda devlet STK ile de, medya ile de, siyasi örgütlerle de çoğu zaman problem yaşamıştır. Bunun balans ayarını yapabilmeleri içinde çoğu zaman muhtıralarla, darbelerle balans ayarı çekme yolunu seçtiler. 
Her darbeden sonra, siyasi partileri, meclisi dahi kapatma yolunu tercih edip kendi dikta yasalarını dayatmaya gitmişlerdir. Bu dönemlerde ne hikmetse kapatılmayan tek kurum vardı o da Mason Locaları. 
CİA’nın direktifleri doğrultusunda FETÖŞ’zim de, Yahudiliğin, Hristiyanlığın ve İslam’ın karıştırılıp yeni bir inanç sisteminin temellerini akıllarınca hainleri aracılığı ile attırmaya çalışıyorlardı. Oysa bu plan aslında çok yeni bir şey değildi. 
Yıllardır Avrupa’da “Yehova Şahitleri” faaliyetlerini sürdürüyor ve ciddi bir şekilde devlet desteği de alıyorlar. “Yehova Şahitleri”; Yahudilik ve Hristiyanlığın birleştirilmesinden ortaya çıkarılmış bir din algısından başka bir şey değildi. Diğer anlamı ile bir dinler arası diyalogdur. Yani Yahudilik ve Hristiyanlık koalisyonu oluşturulmuştur. İşte Fetöşizmin sunmaya çalıştığı dinler arası diyalog denilen şey bundan başka bir şey değildir. 
Bugünkü sağ-sol ve liberalizmin uzlaştırılmasının temelinde de yine bu anlayış yatmaktadır. Birleştirme ve temelinde de yeniden kutsallaştırmış bir din. Ya da meslekleştirilmiş bir dini anlayış. Görüleceği üzere, bugün ne sağ sağ ne de sol sol ve de ne de liberalizm liberal değil. Ne sağcı, ne solcu tam da futbolcu bir toplum yetiştirmek için var gücü ile çalışılıyor. 1968 kuşağında da sevgi gençliği adı altında temelleri atılmıştı zaten. Ne din, ne savaş, ne iş? sadece sevgi toplumu!... 

Yazarın Diğer Yazıları