Mehmet Kaçar

Ümmeti Bölen Hastalık 'Fitne'

Mehmet Kaçar

 “Yeryüzünde fesat çıkaracak, kan dökecek birinimi yaratcaksın?”
“Fitne ise katilden daha şedid ve beterdir.” (Bakara 191)
Bu gün İslam coğrafyasında,fitne ve fesattan zuhur eden ve üst akılların yönlendirmesiyle İslam Topraklarında kan gölleri oluşturuluyor. Toprak asla kana doymuyor.
Yukarıda verdiğimiz ayeti celileye göre fitne; ayartma, azdırma, bozma anlamlarına gelmektedir.
Diğer bir manası da; dünya hayatı anlamına da geliyor.
Avam ve Has, yani halk karşısında ise ilk akla gelen anlamı ise; karışıklık, kargaşa, ara bozma, bozgunculuk, fesat, kin gütme gibi anlamları var.
Yukarı da verdiğimiz manaları dikkate alacak olursak, 15 Temmuz 2016 tarihli gece de, çok büyük bir fitne ateşi ile karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha görüp anlamış olduk.
“Kim kimdir, kimin kim olduğunun bilinemediği bir zaman, kim kim değildir.” olduğunun anlaşılamadığı, gerçek ve hakkın görülemediği bir zaman dilimi maalesef tarih sayfalarında yerini aldı.
Dostun dostu, kardeşin kardeşi, arkadaşın arkadaşı, selam verenin selam vereni(hatta kan din bağı ile yaşamasına aracı olmaya çalıştığın kardeşini), akrabanın akrabayı, amirin memuru, memurun amiri, hocanın talebesini, talebenin hocasını, akademisyenin akademisyeni gammazladığı, karaladığı, kötülediği bir zaman dilimini 15 temmuz 2016 tarihinden sonrasında aktif yaşamaya başladık.
Karaladığı, lekelediği, kirlettiği, şikayet ettiği, ispiyonladığı, sattığı, ateşe verdiği, sokağa attığı, rızkıyla oynadığı, büyük bir karışık dönemi yaşanmaya devam etmektedir.
Milletçe bu büyük fitneden en az zararla nasıl çıkarız hesabını yapmak zorundayız ve zorundadır bu ümmet.
Ülkemizi böyle bir kargaşaya sokan, Fahişe fikirli Pensilvanya papazı ve havarileri ile birlik ve beraberlik gösteren PKK-PYD-DHKP-C ve diğerlerinin bu millete verdiği 40-50 yıllık zarar ve ziyanın (1969 yılından bu yana) hesabını bir anda görmeye kalkışırsak, büyük bir hata yapabiliriz. “Şeytan acele işi sever. Çünkü acele işte sağlıklı düşünce yer almaz.)
Üzülerek burada söylemek zorunluluğunu hissediyorum. Bu da bu ümmetin bundan sonra da büyük acılar yaşayabileceğini göstermektedir. Çünkü enerji yolları ve kaynaklarının çoğu Türkiye üzerinden batıya geçecek olması ve Türkiye’nin hızla kalkınması bu acıları bize yaşatacak olanların kursaklarını kabartıyor.
Yıllardır, bu mesih-mehdi yapılanmasıyla ilgili olmayan.... Fakat bu alçak yapı tarafından zulme uğratılan insanların feryadı, mağdur edilenlerin bedduası herkese ulaşır durumda devam ediyor. Hatta bazı duyumlara göre bukelamun olupta kendini gizleyen mesih-mehdi havarilerinin ispiyonladıkları magdurları nasıl temizleyeceğiz acaba?
“Zaman her şeyin ilacı” olduğuna, Sabır da bu ilacın içeriği olduğuna göre, şimdilik en iyi ilaç sabırla beklemekten başka bir şey değil ve en mantıklı olanı da bu galiba.
Bu insanların bir soluk alıp nefeslenmesi en uygun olanı gibi.
Zarar vermek istediğimiz insanlara; Yeniçeri mantığıyla yaklaşıp, “vurun, söyletmeyin, hakkınızı alın, hakkımı helal etmiyorum..” yerine,
Müslüman ve Kur’an mantığıyla yaklaşmak “vuru, fakat dinleyin” usulünü tercih etmek, bence daha doğru olanı galiba.
Zor bir tavsiye amma, zaten her imtihan da zor olanı, başarmak değilmidir? Cenneti kazanmak içinde dünya da bir asırdır imtihanlardan imtihanlara sürüklenerek imtihan edilmiyormuyuz.
Ben burada ki demek istediğim, canı yanana, rızkı çalınana, neden böyle davranıyorsun demiyorum. Zor olanı seç ve sabırlı ol ki imtihanı başar diyorum.
Yani herkesi aklı selime davet ediyorum.
Pensilvanya kardinal papazı, 30-40 yıldır, CİA nın köpekliğini yaparak efendilerine çok iyi hizmet için ülkeyi kan gölüne çevirdi. Pek çok insanın canını yaktı. Bu insanlara sabrı tavsiye etmek, tabiki çok zor bir şey amma başka çare de yok gibi.
Hukuka başvurarak dünya zararlarını, (15 Temmuz gecesi şehitlerinin) tazmin edebiliriz, sabırla metanetle...
Bu da tabiki bazı kesimlerin canını çok yakabilir, zor gelebilir tabiki. En azından fitneyi aza indirebiliriz.
Selam ve dua ile

Yazarın Diğer Yazıları