Mehmet Kaçar

TRAMVAY TARTIŞMALARI!

Mehmet Kaçar

Tarihi özellikle not düşüyorum ki her kardeşim bakın bu tarihte tramvayda yaşadığımız bir garip hadiseyi şahitli olarak okusun diye...

03 Mart 2017 tarihinde, Cuma gününün sonuna yaklaşmışım ve yoğun geçen bir günün ardından yorgunluğun da verdiği mahmurlukla bir an önce evime ulaşmak isteğim için, biraz uykulu da olsam, tramvay alışkanlığım olan yazı yazmayı ve okumayı, ağırlaşan gözlerime rağmen sürdürmeye çalışıyorum. Saat 16.30 sularında Kültür Parktan Tramvaya bindim. Şansım varmış ki boş bir koltuk buldum ve oturdum. Her zaman ki gibi alışkanlığım üzere günlük yazdığım yazımı yazmaya başladım. Hem okuyor hem de notlarımı alıyordum. Eski Sanayi durağın da, yanımda boşalan koltuğa, bir 4-5 yaşlarında erkek çocuğu ve 15-16 yaşlarında bir kız çocuğu olan bir bayan oturdu. Yan gözlerle yazdıklarımı kontrol etmesi ise doğrusu rahatsız etmişti, iç halimi. Oğlan çocuğu benim duyacağım şekilde “anne bu amca ne yazıyor? diye annesine sordu. Ben çocuğun merakını gidereyim diye ona döndüm ve annesinden izin isteyerek bir şeker ikram ettim ve “bak evlat ben bir öğretmenim. Ders notlarımı hazırlıyorum. Sende oku ve büyüyünce öğretmen ol dedim.” Annesi de öğretmen olmak ister misin dedi. Çocuk hayır dedi ve şekeri ağzına attı ve şekere sevinmişti.

Benin çocuğuna şeker ikram etmem belli ki bayanı cesaretlendirmişti ve “siz Din Kültürü öğret meni misiniz” diye sordu. Ben, yazımı yazarak ve bayana hiç bakmadan “hayır İ.H.L de Meslek dersleri öğretmeniyim” dedim. Yazımı yazamaya devam ediyordum. Han fendi ise, tekrar bir soruyla yazmama müdahale etmeye karar verdi ve “Bu kadar İHL, açılması sizce doğrumu?” diye sordu. İkinci defa olarak; han fendi lütfen “ben yazımı yazayım, siz de rahat bir yolculuk yapın “dedim ve yine yazıma döndüm. Çünkü konunun içeriğini kaçırmak istemiyordum. Han fendi ise durmak bilmiyordu ve üçüncü defa saldırıya geçti ve dedi ki;” bu okullardan mezun ettiklerinizi tek tek cami imamı yapmak için bu kadar çok camiyi nası açacaksınız?” diye sordu.Eh! arık günah benden gitmişti ve yazıyı bıraktım ve bayana döndüm.(Daha fazla yazıyla uğraşmamam gerektiğini düşündü ve daha sonra CHP li olduğunu öğrendim.)

Bu aşama da yazı yazmam faydadan çok zarar verecekti çünkü ve susmamam gerektiğini düşündüm. Söze başladım” han fendi, bu okullar, bir imam yetiştiren kurumlar değildir. imanlı, ahlaklı vatanperver bir gençlik yetiştiren okullardır. Abdestini, boy abdestini, namazını, niyazını bilen vatan aşığı gençler yetiştirme derdindeyiz”dedim. Han fendi ha bire sözümü kesiyordu. 15 Temmuz gecesi gördüğünüz gibi bu gençler gözünü kırpmadan şehadete koştular deyince, kadar sinirlendi ve ulusalcılar o gün sokaklarda idi, Siz köşe bucak kaçıyordunuz”dedi. Artık sinirlerim tavan yapmış ama sakinliğimi korumaya çalışıyordum. Tüm yolcular bizi dinliyordu.Buna rağmen hala yazıma geri dönüp susmayı da düşünüyordum.

Han fendi tekrar sesini yükseltti ve bu iktidar neden imam hatip açıp da, meslek lisesi açmıyor diye yine konuya girdi “bu sizce doğrumu dur? “dedi. Artık sesim yükselmiş idi. Etrafın biz dinlemesine aldırmadan konuşmaya başladım. Bak han fendi, bu ülkede 50-60 yıldır meslek eğitimi veren okullar zaten var ve sürekli de yenileri açılıyor. Siz ve sizin gibiler, uzaya gittiniz de, imam hatiplilerin baş örtüsümü füzenize takılıp engelledi? Bu okullar en mağdur edilen okullar olarak tarihe geçti. Ortaokulları kapatıldı, katsayı mağduru oldular, üniversite ye alınmadılar, baş örtülüler, ikna odalarına çekildiler, başları zorla açtırıldı. Şehit anneleri cenaze törenlerinde hakaret edilerek kovuldu. Yani anlayacağınız mağdurlar okuludur. Hala bunun acısını yaşıyoruz. Halk, çocuğunu bu okullara gönderiyor. Tercih edilen bir okul.”dedim.

Han fendi sinirlendi, hah şimdi de saygısızlık yapıp cevap veriyorsun? aynı zaman da da “her zaman ki olduğu gibi ‘mağdur’ edebiyatına yatıyorsunuz” diye cevap verdi.

Tam o esnada beni çileden çıkaran hadise gerçekleşti ve sinirden tir tir titremem neden oldu. Han fendinin kızı; ya bırak anne biz İHL li kızların ne mal bir şey olduklarını biliyoruz” dedi. Yönümü ona döndüm. Hey bayan sözlerine dikkat et; benim kızlarıma sen asla hakaret edemezsin. Benim kızlarımın namusu ahlakı senden sorulmaz, sen kendine bak. Şu giyimin kuşamın ne olduğunu zaten gösteriyor” dedim. Kızım susması ile birlikte bir anda sağımızda oturan tesettürlü bir bayan, sözü aldı eline. Bak han fendi ve kızım. Ben kırk yaşına gelmiş bir bayanım. Üniversite kapısından baş örtüsü yüzünden atıldım. baş örtüm ve imam hatipli olmam benim için büyük bir sevinçtir. Ayrıca, bey efendi size kaç kez han fendi lütfen yazımı yazayım ve susun diye ikaz ettiği halde siz terbiyesizce saldırdınız bir bey efendiye neden hakaret ediyorsunuz diye suçlamalar da bulunuyorsunuz? Siz ve kızınız terbiyesizce milletin kızlarının namusuna ırzına laf söylüyorsunuz “ dedi. Kız ve üniversiteli bir genç birlikte bırakın gericiliği ve örümcek kafalılığı dediler. Ayakta dikilen sakallı ve yakışıklı bir delikanlı söze karıştı o anda. Üniversiteliye dönerek “bak delikanlı, ben bir İHL liyim. Yüksek Mimarım ve doktora öğrencisiyim. Gerici demenizi de size iade ediyorum. İHL li olmak benim için bir onur ve şereftir” dedi.

Ben şun dedim, “nikahınız da, cenaze namazınız da, cenazeniz in yıkanmasında, asker uğurlamalarında v.s camiye gelmeyiniz”.

Bir başka genç benim için sorun yok ben zaten “ateistim” dedi ve siz din baskısını, diktatör olan lideriniz le yapmaya çalışıyorsunuz” dedi. Ben de, “ bak Konya gibi bir şehirde ve hemde tramvay gibi kalabalık bir ortam da “rahatlıkla “ateistim “ diyebiliyorsan, demek ki bu ülke gerçekten özgür ve din baskısı olamayan bir ülke, sizin tek dediniz Sayın Recep Tayyip Erdoğan” dedim.

O esnada 65-70 yaşlarında bir amca kalktı ayağa ve “bakınız benim iki oğlum var ben yıllardır AK Partiliyim. Siz demin Ak parti izin vermeden kimse iş bulamıyor dediniz. Benim oğullarım özel sektörde şoförlük yapıyorlar. Her ikisi de İHL mezunu ve iyi ki de orada okumuşlar. Çok çalışmalarına rağmen katsayı mağdurları olarak Üniversiteye gidemediler” dedi.

Bir ikincisi de, “ben pekmezle çay içmeyi, sizin gibiler sayesin de öğrendim. Hasta hane bulamazdık, doktor yoktu, ilaç kuyrukların da akşamlar idik. Tabi siz gençsiniz bilmezsiniz” dedi.

Ben Japon parkı durağına yaklaştığım için ayağa kalktım tüm tramvayın duyacağı şekilde verdiğimiz rahatsızlık ve gürültü kirliliğinden dolayı herkese teşekkür ettin ve haklarını helal etmelerini bir İHL li olarak istedim. O anda on on beş kişi bir den helal olsun dediler ve alkışlar arasında indim.

Aman dikkat, bunlar bir profakatör olma ihtimalleri yüksek kişiler. Benim darp, vurma veya başka bir şekilde saldırmam için her şeyi yaptılar. Aman dikkat böyle bir olayda sözle sadece sözle ama hakaret ve küfür içermeyen sözle tartışın. Bu da çok eski bir senaryo zaten.

Selam ve dua ile....

 

Yazarın Diğer Yazıları