
ŞU MALLARI BOYKOT EDELİM Mİ?
Mehmet Kaçar
Ben bu söylemlerle 1976 yılında tanıştım. O zamanlar, “sana yağı” yemeyin, domuz yağı katılıyor denilirdi. “Jelatin” diye bir şeyin varlığından bihaberdik. Sonra “eti” Yahudi şirketi denildi ve boykot edilmesi istenildi. Bu gün Eti Türkiye’nin en büyük şirketlerinden birisi. Ayrıca, yine bu gün sanayimizin büyük bir kısmı Türkiyeli Yahudi asıllı vatandaşlarımız tarafından kurulmuş. Tekstilden tutunda ayakkabıya, otomobile, Petrol ofislerine kadar. Bunların kapatıldığını düşünmek bile yersiz. Bindiğin otomobili, aldığın benzin ve mazotu, giydiğin elbise ve ayakkabıyı, hastalıkta kullandığın ilaçları bir düşün ve hepsini boykot et o zaman. Cebinde Malboro siğarası ile gezerken cola ve pepsiye boykot çağrısı yapmak ne acayip bir şey. Daha sayayım mı? Gözündeki gözlük Guccini, İtalya’n, Otomobilin batıdan, toplu iğnen Çin’den . Neyi nasıl ve ne şekilde protesto edip boykot edeceksin? Türkiye de batılı ve siyonistlerin petrol ofisleri ile mücadele edebilecek bir tek Türk petrol var oda yüzde bire tekabül ediyor. Şimdi neyi boykot edeceksin?
Sanal medya da durmadan, ürün isimleri veriliyor. Peki bu ürünlerin yerine daha iyisini üretebilecek bir gücün var mı? Bunlar kepenk indirsin biz Afrika dan daha zor duruma düşer, rezil rüsvay oluruz.
Ben bu boykot konusunda biraz daha reel düşünüyorum. Şöyle ki:
a-Sanal medyada verilen çarşaf çarşaf listelere bakıyorum. Kesin bir bilgiye dayanmayan bilgiler olduğu anlaşılıyor. Birileri şişiriyor, balıklama atlıyoruz.
b-”Hak geldimi batıl zail(yok) olur” ayetinden öğrendiğimiz açık bir bulgu var elimizde. O da, daha iyi, daha kaliteli ve daha güzelini üretmeden, alternatifi olmadan bu ürünleri boykot etmenin bize kazandıracağı hiç bir faydası yok. Boykot edilmiş olsa bile uzun bir süreklilik de taşımaz. O zaman altından kalkamayacağımız bir duruma düşmeyelim derim. Yani “yapamayacağımız şeylerle” insanların hayatlarını zora sokmayalım, insanlarımızı kandırmayalım derim ben.
c-Daha iyi, güzel ve kaliteli ürünleri üretmeden, bu üretimi başarmadan, başarana kadar da bu boykota sembol ettiğimiz markalar(Cola-Pepsi- Fanta-McDonalds v.b.) ile sınırlı boykotların faydası olmayacağına göre, ısrarlı bir şekilde mutlaka devam etmesi yani uzun yı sürmesi, yani yıllarca sürmesi gerekti kanaatini taşımaktayım. Bunu beş on kişi yapıp ta, yüz de 90 sanı yapmıyorsa bir etkisi de yoktur zaten.
Evet, bu boykot çağrısını yapan kardeşlerimizin tek dertleri var o da ümmetin zalimler tarafından ezilip, katledilmelerine dayanamayış durumlarıdır.
Ne var ki, bu gün ülkemizde 200 civarında, hem de Türkiye’nin zirvesinde yer alan firmalar, Türk vatandaşı olan Musevi vatandalarıza aitler ve bunlar Türk ekonomisinin şu anda bel kemiği durumundalar ve Türk vatandaşı olmuş Musevilerdir. Hadi kovun bakalım kova biliyormusunuz?
Bir de bu şirketlerin yanı sıra Avrupalı olanları var. Onlarında, dolaylı yönden siyonizimle bağlantıları var. Hadi bindiğiniz otomobilleri de boykot edin bakalım!
Şimdi soruyorum hangilerini boykot edebiliriz ? Akılı düşünerek cevap veriniz?
Ayrıca, sadece “hibrit” tohumu, Türkiy’ye bu gün İsrail’den geliyor ve İsrail bütçesi kadar bütçe ödüyoruz.
Unutmayalım ki, yediğimiz karpuz, kavun, dometes de İsrail hibrit tohumu ürünü. Çikilota ve tatlı ürünlerinin jelatini de yüzde 60’ı batıdan geliyor.
Philip Morris ve Malboro ürünleri, Philip Morris ABD’li siyonist şirketinin. Bu Firmanın malları cebinde ve sonun da boykot listesi yayınlıyorlar. Bu siğaralarda “veni-vidi-vici “yazar bunlar ibranice, geldim, gördüm, başardım yazıyor. Malboro cebinde, Zipo çakmak elinde boykot çağrısı yapılıyor. Yapmayın beyler. Bunlarla İsrail’e zarar veremezsiniz. Çünkü İsrail güçten anlar oda “Milli Harp Sanayi”dir.
5 yıldızlı otellerin çogu siyonizmle bağlantılı otellerdir. Bunların giriş kapılarında bilderberg üyesi yazar. Bizzat kendim Almanya’da çalıştım ve şahidim. Bu gün bu oteller zinciri, İstanbul, Bursa, İzmir, Antalya, Ankara gibi büyük kentlerde varlığını sürdürüyor. Bir yıllık ciroları Bir kaç İsrail satın alıyor, Hadi kapata biliyorsanız kapatın bakalım.
Özellikle yaz mevsiminde ve çöl sıcakları bastırdığında, yediden yetmişe serinlemek için her birimiz dondurma yemeye koşarız. Türkiye’de dondurma tüketiminin neredeyse yüzde 90’ı yabancı menşeyli. Ciroları da bir ülke bütçesi kadar. Hiç kimse dondurma yerken yabancımı ve İsrail’e faydası oluyor mu diye düşünmüyoruz. Bu ürünlere de boykot edecek olursak çocuklarımızı nasıl zapu rap altına alacağız. Öyleyse o markalar kadar kaliteli ve yüzde yüz yerli dondurma üretmek için evlat yetiştirmeliyiz. Sözün özü budur.
Demem o ki, biz kendi milli harp sanayimizi kurmadıkça,ve boykot listelerinde ki ürünleri üretmedikçe bu tür çağrılar yavan kalmaya devam edecektir. Yani havada kalacaktır ve bu listeyi yayınlayanlar da cihad yaptığını zannedecekler. Liste yayınlayacak kadar zamanını dua da, yada Küdüs de geçirmek daha doğru olmaz mı?
Tüm kardeşlerimin dertlerini ve “elimden gelen budur” dediğini hissediyor ve taktir ediyorum. Çünkü bir yerlerden başlanılmalı. Buna da katılıyorum. 81 ilde ki Üniversitelerimiz bilgi üretip sanayiye tavsiye etmiyorsa, otomobil dahi üretemiyorsan, sanayin Avrupa’nın gerisinde ise ve “Milli ve en Gelişmiş Harp Saniyi”si kuracak, dolarla ticaret yapmayacak, yeni bir nesil yetiştirmek mecburiyetindeyiz.
Hadi bakalım, anneler, babalar, eğitmenler, politikacılar, üniversiteler ve tüm ulus yeniden “İstikbal Harbi”ne başlayalım ne dersiniz. Sorun o zaman kendiliğinden hal olur zaten.
Selam ve Dua ile!