Mehmet Kaçar

Stres Ve Depresyonun İslamla Tedavisi

Mehmet Kaçar

Özellikle kronik stres, vücut fonksiyonlarını değiştirdiğinden, çok büyük zararlara sebep olabilir. Stres nedeniyle vücuttaki adrenalin ve kortizon miktarı normal olmayan bir şekilde yükselir. uzun süreli strese, kortizon hormonunun yükselmesi, bazı hastalıkların (örneğin şeker hastalığı, kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, kanser, ülser, solunum hastalıkları, egzama ve sedef gibi deri hastalıkları, bağışıklık sistemine bağlı rahatsızlıklar gibi) erken yaşta ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Kortizon yüksekliğinin beyindeki hücreleri öldürmeye kadar varan etkileri bulunmaktadır. Stresin sebep olduğu rahatsızlıklar bir kaynakta şöyle ifade edilmiştir.
Stres ve stresin doğurduğu gerginlik ve ağrı arasında önemli bir ilişki vardır. Stresin sebep olduğu gerginlik, damarların daralmasına, kafanın belirli bölgelerine giden kan akımının bozulmasına ve o bölgeye giden kanın bir hayli azalmasına yol açar.

Diğer taraftan bir dokunun kansız kalması doğrudan ağrıya sebep olur. Çünkü muhtemelen bir taraftan gergin dokunun daha çok oksijene ihtiyaç göstermesi, diğer taraftan dokunun zaten yetersiz kanla beslenmesi özel ağrı alıcılarını uyarır. Bu arada adrenalin ve noradrenalin gibi stres sırasında sinir sistemini etkileyen maddeler de salgılanmış olur.Bunlarda doğrudan veya dolaylı olarak kasların gerginliğini artırır ve hızlandırır.böylece ağrı gerginliğine, gerginlik kaygıya da ağrının şiddetlenmesine yol açar.
Ancak stresin yol açtığı en ciddi hastalıklardan birisi kalp krizidir. Araştırmalar, agresif(öfkeli) telaşlı, endişeli, sabırsız, rekabetçi, kindar, asabi insanların kalp krizi oranlarının, bu davranışları az gösteren(güler yüzlü, iyi huylu) insanlardan daha fazla olduğunu göstermektedir.

Bunun sebebi ise :
“Hipotalamus”un başlattığı, sempatik sinir sisteminin aşırı uyarılması ayı zamanda aşırı ensülin salgılamasına ve dolayısıyla bu ensülinin kanda birikmesine sebep olur. İşte bu durum sağlık açısından hayati önem taşımaktadır. Çünkü, kroner damar hastalığına yol açan şartların hiçbiri, kandaki fazla miktardaki ensülin kadar kesin ve yıkıcı bir rol oynamaz.
Bilim adamları, stres derecesi ne kadar yüksekse, kandaki akyuvarların tepkisinin o kadar zayıfladığını ifade etmektedir.
Stresle, bağışıklık sistemi arasında da yakın bir ilişki vardır. Fizyolojik stres, bağışıklık sistemi üzerinde önemli bir etki yapar ve bağışıklık sistemini çökertmeye çalışır. Stres altında olan beyin, vücutta kortizol hormonu üretimini artırır ve bağışıklık sistemini zayıflatır. diğer bir deyişle beyin, bağışıklık sistemi ve hormonlar birbirleriyle içerisindedirler. Bu konuda uzmanlar şöyle demektedir:
Psikolojik veya fiziksel stres konusundaki çalışmalar uzun süren yoğun bir stresle karşılaşıldığı zaman hormonal dengeye bağlı olarak bağışıklık cevabında bir düşüş olduğunu ortaya koymuştur. Kanser dahil bir çok hastalığın ortaya çıkış ve şiddetinin hayat stresleriyle ilişkili olduğu bilinmektedir.
Kısacası stres insanın doğal dengesini bozan bir durumdur. Bu olağanüstü durumun süreklilik göstermesi vücut sağlığını bozarak , çok çeşitli rahatsızlıklara yol açar. Uzmanlar, stresin insan vücudu üzerindeki olumsuz etkilerini şu temel maddeler altında toplamaktadır:
Kaygı ve panik: İşlerin kontrolden çıktığı hissine kapılma, sürekli artan terleme

Ses değişmesi: Kekeleme, titreyerek konuşma

Hiperaktiflik:Ani enerji patlamaları, zayıf diyabet kontrolü, uyumada zorluk çekmek: Kabus görme

Deri Hastalıkları:Sivilce, akne, ateş, sedef hastalığı ve egzama

Gastrointestinal belirtiler: Hazımsızlık, mide bulantısı, ülser

Kas tansiyonu: Gıcırdayan veya kenetlenen dişler, çenede ağrı, sırt, boyun ve omuzlarda ağrı

Düşük dereceli enfeksiyonlar: Nezle vb.

Migren, Hızlı kalp çarpıntısı, göğüs ağrısı, yüksek tansiyon, böbrek dengesizliği, su tutma, Solunum bozuklukları, kısa nefesler, Alerjiler, Eklem yerleri ağrısı, Ağız ve boğaz kuruluğu, Kalp krizi, Bağışıklık sisteminin zayıflaması, Beyin bölgesinde küçülme, Kendini suçlu hissetme, kendine güvensizlik, Kafa karışıklığı, doğru yorumlar yapamama, iyi düşünememe, zayıf hafıza, Aşırı kötümserlik, her şeyin kötüye gideceğine inanma. kıpırdamadan bir yerde durmada zorluk çekme, mutlaka tempo tutma. Konsantre olamama veya konsantrasyon zorluğu çekme. Sinirlilik, alınganlık. Mantıksızlık. Kendini yardımsız, umutsuz hissetme. Artan veya azalan iştah. İslam ahlakından ve dolayısıyla mütevekkil olmaktan uzak yaşayan kimselerin “stres” denilen sıkıntı ile yaşamaları Kuran’ı Kerimde bildirilmektedir.
“Kim de benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıbtılı bir geçim vardır...”(Taha Suresi:124)
Bir başka ayette ise Allah şöyle buyurur:
“... bütün genişliğine rağmen yeryüzü onlara dar gelmişti, nefisleri de kendilerine dar (sıkıntılı) gelmişti ve O’nun dışında (yine) Allah’tan başka bir sığınacak olmadığını iyice anladılar...” şeklinde buyurmaktadır.(Tevbe Suresi, 118)
Bu sıkıntılı -günümüz ifadesiyle stresli- yaşam, iman etmeyenlerin, imanın kazandırdığı güzel ahlaktan uzak yaşamalarının sonucudur.
Bugün doktorlar, stresin etkilerinden korunmak için huzurlu ve sakin bir yapıya, rahat, güvenli ve endişelerden uzak bir psikolojiye sahip olunması gerektiğini ifade etmektedir. Huzurlu ve rahat bir psikoloji ise, ancak İslam ahlakına göre yaşamayla mümkündür.
Nitekim Kuran da Yüce Allah pek çok ayette iman edenlerin üzerine “güven duygusu ve huzur” indirdiğini bildirmektedir.(Bakara Suresi, 248; Tevbe Suresi 26,40; Fetih Suresi, 4,18) Rabbimizin iman edin kulları için vaadi ise bir ayette şöyle bildirilmektedir.
“Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 97).”
 

Yazarın Diğer Yazıları