Solak olmak bir suç mu?
Mehmet Kaçar
Solak olmak kader midir? Peygamber efendimiz (S.A.V)’in beddua ettiği sol elle yemek yiyen şahıs bir Müslüman mıydı, bedduanın hikmeti ne olabilir?
İlk önce şunu bilmekte fayda vardır. Her şeyin kader olduğunu burada net bir şekilde belirttikten sonra, kaderi iki sınıfa ayırmakta fayda vardır. Bunlarda ihtiyari ve ızdırarî olan kaderlerdir.
İhtiyari Kader’de biz isteriz, tercih ederiz, seçeriz ve o anda Allah(C.C) yaratıverir. Burada tercih etme, seçme hakkı bizlere verilmiştir ve buna da cüz’i irade diyoruz.
Izdırarî Kader de ise; bizim isteme veya tercih etme hakkımız olmayan ve bizzat Cenab-ı Allah’ın bizi yaratırken yani fıtratımıza kotlamış olduğu kaderdir.
Mesela, hangi anne babadan doğacağımız, esmer mi beyaz mı olacağımız, Rus mu Türk mü olacağımız vb. gibi konular. Burada bize tercih hakkı, seçme hakkı verilmediği gibi, bunlardan meydana gelecek şeylerden de bizler yaratılmışlar olarak mesul tutulmamışızdır.
Bunlardan biride en çok karılaştığımız solak eli kullanma konusudur. Burada doğuştan solak olmak ızdırarî kadere girer, çünkü irademiz dışında verilmiştir.
Fakat birçok solağın zamanla zor da olsa sağ elle yemek yemeye alıştıkları, pek çok insan tarafından gözlemlenmiştir. Dolayısıyla; solak olmak ızdırarî kaderdir, fakat iradenin biraz zorlanmasıyla sağ elle yemeye başlanılabilir.
Peygamber Efendimiz(S.A.V)’in bedduasında da yalana mâni olarak verilen bir ceza söz konusudur. Zira Rasûlüllah Efendimiz (S.A.V) o kişiye “Sağ elinle ye!..” diye emreder; o ise, elini kaldırabildiği Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e karşı yapılan bu hürmetsiz ve yalancı tavır karşısında “Kaldıramayacaksın” demekle, çok hikmetli ve şefkatli neticelerin var olduğu unutulmamalıdır. Bunlar:
1-Yalanın iyi bir şey olmadığı ve insanı cezaya müstehak bırakacağı haberi var.
2-Ahirette bu şahsa verilecek olan cezanın dünyada verilmesiyle, hakkında bir beddua değil, aksine Sol el ile bir şeyler yeyip içmek haram değildir; ancak Habib-i Kibriya Efendimiz (S.A.V) yemek adabına uymadığı için, yemek yeme edebine uymamış olur ve sevaptan mahrum kalır. Bu bakımdan çocukları küçük yaştan itibaren sağ elle yemek yemeye alıştırmak gerekir.
Peygamber Efendimiz(S.A.V)’in yanında yemek yiyen bu zatın Büsr İbni Râî’l-Ayr olduğu söylenmektedir. Sahâbeye dair bazı kitaplar onun adını zikretmekle beraber hayatı hakkında bilgi vermemektedir. Bu zatın yeme içme adabı hakkında bilgisi olmadığı için sol eliyle yediği hatıra gelebilir. Fakat onun Resûl-i Ekrem (S.A.V)’in “sağ elinle ye!..” diye uyarması üzerine, “Yapamıyorum.” diye cevap vermesi, sağ elle yeme edebi hakkında bilgi sahibi olduğunu göstermektedir.
Onun bu davranışını yorumlayan ravinin, “Kibirinden dolayı böyle söyledi.” diye durumu açıklaması da gösteriyor ki, bu zat İslâmi edebi bildiği ve Efendimizin buyruğuna aykırı davranmıştır.
Peygamber Efendimiz (S.A.V) İslam düşmanlarına bile, yaptıkları kötülükler sebebiyle çok nadir olarak beddua ettiği bilinmektedir. Onun bir Müslüman’a beddua ettiği görülmemiştir. Büsr İbni Râî’ye beddua etmesinin sebebi ise, onun aşırı derecede kibirli olması ve Allah’ın Elçisi’nin (S.A.V) uyarısına rağmen bildiğinden vaaz geçmememesidir.
Rasûlüllah’ın (S.A.V), kendisine son derece saygısız davranan bedevîleri birçok defa hoş görüp bağışlaması, onların bilgisizliği ve görgüsüzlüğü sebebiyle idi. Fakat bu zatın peygamber sözü dinlememesi, onun tavsiye ettiği doğruyu benimsememesi, yapabileceği hâlde yapamıyorum diye itiraz etmesi beceriksizliğinden değil, şeytanın en belirgin özelliği olan kibir ve gururundan kaynaklanmaktadır.
Bir Müslüman günahkâr olabilir. Allah’ın ve Peygamber’in(S.A.V) buyruklarını yapmayabilir. Hatta işlenmesi yasak edilen günahları işleyebilir. Fakat asla kibirli olamaz.
Peygamber’ine karşı ise hiçbir şekilde kibirli davranamaz. Bir Müslüman için peygamber’ine kibirli davranamaz. Bir Müslüman için Peygamber’ine kibirli davranmanın affedilecek yanı yoktur. Kâdî İyâz bu sebeple o şahsın münafık olduğunu ileri sürmüş, ancak Nevevî gibi bazı âlimler bunu doğru bulmamışlardır.
Bu hadisi şerifin bize öğrettikleri nelerdir?
1-Sağ elle yemek Peygamber Efendimiz’in sünnetidir. Peygamber Efendimiz’in sünnetine uygun yaşamak, bir müslümanın en başta gelen görevidir. Sağ elin rahatsızlığı veya kesilmiş olması sebebiyle sol elle yenilebilir.
2-Kibir, ayet ve hadislerle yasaklanan çirkin bir huydur.
3-Dinin buyruklarına bile bile karşı gelen birine beddua edilebilir. (Riyazü’s-Salihin –İmam Nevevî, Tercüme ve Şerhi, Erkam Yay., III, Cilt, Hadis No: 614)
Solaklık üzerine yapılan araştırmalarda:
Dünyanın % 15’i, Türkiye’nin % 4’ü solak. Ailede solak biri varsa doğan çocukta solaklığın görülmesi mümkündür
Bilim adamlarının istatistik verilerine göre, anne ya da babadan biri solaksa çocukların solak olma oranı % 19,3 imiş. Bu durma baktığımız zaman solaklık bir hastalık değil veya tedavi edilecek bir hastalık değil. Tam tersine yaratılıştan Allah’ın verdiği bir lütuf olarak karşımıza çıkmaktadır.
“O zaman çocuklarımızı, oğlum, kızım şeytan gibi sol elle yemek yeme, cehenneme gidersin! diye korkutmayalım.
Solak solak bir işi yapamıyorsun diye çoluğu çocuğu azarlamayalım.