Sekülerizm'in dünya hâkimiyeti ve yapay zekâ putlarına tapınma!
Mehmet Kaçar
Ne var ki, Hz. Âdem(a.s)’dan günümüze kadar, hak dinler ve insanların kendi fikirleri ile ürettikleri batıl dinler ve bunların ilahları arasında bir mücadele ile dünya hayatı geçirilmektedir.
Ne yazık ki ilahi dinler(sistemler) seküler dinlerin ve seküler dinlerin ilahlarının egemenliğinde esir durumuna düşmüşlerdir. Bu gün, ilahi dinlere karşı uydurulan bu yapay ilahları teknoloji ile desteklemektedirler.
Sekülerizme esir verilen ilahi dinlerin bu hale gelmesinin sorumluları, yine ilahi din mensubuyum diyerek kendilerini tanrılaştırmaya çalışan din baronlarıdır. Bunlar orta çağda kendilerini ruhbanlaştıran papazlara benzer bir davranış içerisindedirler.
Mesela beşeri din sorumlusu olan sistemlerde faizi kurumsallaştırırlar. Fuhşiyatı yasal yollarla garanti altına alırlar, içki ve sarhoşluk veren maddeleri kanunlarla korurular.
Tüm bu ve benzeri ilahi din dışı ve seküler sistemlerin kendileri için kendilerine tamamen bağlı din baronları da bu yasalara asla eleştiri getiremezler. Vatikan’ın başı ve Avrupa’nın her Kilisesi ve Sinagog’un da görev yapan din adamlarının tek cümlelik bir eleştiri yaptığını duyan ve bilen yoktur. Kendi ülkemiz insanları arasında bulaşıcı olarak yaygınlaşan sekülerizm ve sekülerizmin ürettiği din adına tapınılan yapay put ve zekâlar aracılığı ile Allah inancı ve sünneti seniyye tamaman ortadan kaldırılmak istenmektedir. Allah ve Peygamberleri devre dışı bırakılırsa insan kendini ekonomik, soy ve sülale olarak ilah kabul ettirebilir ve diğer insanların haysiyeti ile oynayarak köleleştirir.
Netice-i kelam olarak, putların efendisi hükümlerince oluşturulan ve adına demokrasi denilen, ucube sitemin/dinin mangalda kül bırakmayan dinlerinin ve baskılarının bugün kölesi durumundayız.
Bu ülkenin sosyalistleri, milliyetçileri, Müslümanları, sekülerleri, laikleri inanın kendilerini bırakıp ya Amerikancı ya da Rusyacı olmaktadırlar.
Bunlar samimi değiller ve tepedeki ilahları ne derse onu yapmaktadırlar.
İdealden yoksun, nispet ve göstermeliğe dayalı, kardan adamlar gibi güneşi görünce erimeye mahkum içi boş bir topluluk halinde yaşarlar. Efendileri don dediği zaman donarlar, çözül ve eri dediği zaman ise erirler.
Bunların tek ortak özellikleri kendileri için vazgeçilmez olan ve tanrılaştırdıkları liberal kapital temelli varlığa kul olmalarıdır.
Oysa insanların doğuştan getirdiği bazı özellikleri vardır ve bu özelliklerin en başında da yaratan itaat ve ittiba vardır. İnsan kendi aklı ve kendi için seçtiği suni ilahların emri ile bu özelliğe karşı gelmeyi kendine kar saymaktadır. Fıtrata uymaman sitemler ile fıtrata uyan insanların mücadelesi dünya dengelerinin bozulmasına ve gücü ele geçirenin galip gelmesine neden olmaktadır.