
SAVAŞ TAMTAMLARI ÇALAN DENİZ AKDENİZ
Mehmet Kaçar
Şunu şöyle düşünebiliriz. Akdeniz de, Libya ile yapılan anlaşma Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs Rum kesiminin önünü kesti ve iyi ki de kesti. Bu anlaşmanın yapılabilmesi için Türkiye neler yaptı neler. Sonunda da zaferle taçlandırdı. Zafer dedim neden acaba? Türkiye Libya , Akdeniz’de Yetki Alanı Anlaşması imzaladılar. Bunun yanında da Güvenlik ve Askeri İşbirliği anlaşması imzalandı. Akdeniz ülkeleri içerisinde çok ileri bir adım olarak atılmış oldu.
Bu anlaşmaların anlamı ise şudur; Doğu Akdeniz’in meşru tapusunun Türkiye’ye devri demektir. Sadece bu anlaşmayı engellemek için Libya’yı iç işlerinde karıştırmaya devam ettiler. Hatta üç ülkeye ayırmaya çalışıyorlar. Batılıların kölesi General Hafter adındaki hain ve ABD’nin emirlerini harfiyen yerine getiren sadık köpek’e ihaleyi verdiler. BM’nin tanıdığı Libya’nın meşru Ulusal Mutabakat Hükümetini devirmek için iki üç yıldır savaştırıyorlar. Fransa, Mısır’ın Firavun evladı ve batının köpeği Sisi’si, Yunanistan, BAE, Suudi Arabistan ve Rusya’da Hafter hainini destelediler.
BM’nin tanıdığı Libya’nın meşru Hükümetinin arkasında sadece Türkiye vardı. Tüm bu İslam ve Müslüman düşmanlarına karşı tek başına siyasi masada mücadele verdi. Türkiye’nin Libya’ya gönderdiği zırhlı araçlar, İHA’lar ve uzman askerler sayesinde Hafter Ulusal Hükümet Birlikleri karşısında ciddi bir mağlubiyet tattı. Ulusal Hükümete karşı isyanı yönettiği şehirde komuta merkezi imha edilerek yok edildi. Hafter oradan sıvışıp kaçtı. Hafterin komuta merkezi UMH’nin eline geçti. İşte tüm bunlar Türkiye’nin katkıları sayesinde gerçekleşti. Tüm bu mücadeleler, Libya ile anlaşma imzalayabilmek içindi. Peki neden bu anlaşma Türkiye için çok önem arz ediyor? Bu anlaşmadan sonra başarısız olan hain Hafterden efendileri ümitlerini kestiler ve yeni bir sadık köpek aramaya başladılar.
Her zaman Türkiye topraklarında gözü olan Yunanistan ise 2014’te, Libya’da ki iç karışıklığı fırsat bilerek Libya’ya ait kara sularında 39 bin km karelik alanı Yunanistan karasuları ve kendi toprak parçası olarak ilan etti. Libya’nın üstüne sırtlanlar gibi üşüşmeye devam ettiler. Bunun da ötesinde, Girit adasını bahane ederek bu sınır ihlalini kabul ettiler. Bu ilhak durumu ise tamamen hukuksuz bir haldi. Çünkü Uluslararası hukukta adaların böyle bir hükmü yoktur. Adalar ve kıta ülkeleri farklı değerlendirmeye tabidirler. Adaların sadece kara sınırları var, kıta ülkelerinin ise sınırları adaların kara sınırlarının yanından geçer.