
Peygamber ve Gençlik!
Mehmet Kaçar
Bir zamanlar ben, Peygamber Efendimiz(s.a.v)’e inan ilk Müslümanları kelli felli, saçlı sakallı 50-60 yaşlarında insanlar olduğunu zan ederdim. Siyer ve Magazi kitaplarına baktıkça, peygamber efendimize(s.a.v) ilk inanların çoğunluğu 18- 20 yaş aralığında ki gençler olduğunu gördüm. Yani İslamiyet dünya arzını gençlerin omuzlarında şeref yap kılmış bir din özelliğine sahiptir. Bu girişten sonra ilk Müslüman gençlere şöyle bir göz atalım:
Gençler ve Peygamber
1-Hz. peygamber (s.a.v) tebliğ görevine başlamasından itibaren kadın- erkek, genç -ihtiyar, zengin- fakir, hür- köle ayrımı yapmadan toplumun her kesimini İslâmiyet’e davet etmiş; Mekke şehrinin hemen her kesiminden de Müslüman olanlar olmuştur. Fakat Mekke şehri döneminin başlarında İslâmiyet din olarak kabul edenlerin en belirgin özelliği, ortalama 30’lu yaşlarda gençler olması yönünden de bir başka öneme haizdir.
2-Hz. Muhammed(s.a.v) yeni bir toplum modelini inşa ederken en büyük desteği işte bu genç nüfustan almıştır. Toplumun yeniliğe açık, idealist ve enerjik kesimini oluşturan gençler İslâmiyet’in yayılmasına çok büyük katkı sağladıkları gibi, sonraki dönemlerde de devlet başkanı, vali, yargıç, diplomat ve öğretmen gibi çok değişik bürokratik alanlarda hizmet vermişlerdir.
3-Hz. Peygamber(s.a.v) hayatı boyunca da gençlere hep iç içe olmuş, onları dikkatle ve sabırla eğitme yoluna gitmiştir. O, gençleri eğitirken doğru ve etkili bir iletişim dili kurmuştur. Gençleri zaman zaman uyarmış, ama asla kırıcı olmamıştır. Onların her türlü sorusunu dikkatle dinlemiş, kendilerine tatmin eden cevaplar vererek özgüven kazanmaya dikkat etmiştir.
4-Hz. peygamber(s.a.v) gençlerin eğitim ve öğretimine çok büyük önem vermiştir. Gelecekte topluma lider olacakların gençler olduğunu çok iyi bilen Efendimiz (s.a.v), gençlerin iyi bir eğitim alabilmesi için Mescid-i Nebi’nin hemen yanı başında “suffe” adı verilen yüksek öğretim kurumunu inşa etmiş; öğretmen, elçi, imam, rehber ve yargıç gibi devletin bürokratik kanallarında istihdam edeceği kimseleri bu kurumda yetiştirip görevlendirmiştir.
5- Hz. Peygamber (s.a.v) gençlerin fikirlerine de çok büyük bir önem vermiştir. Kendisine yeni fikirlerle gelen gençleri asla eleştirmemiş ve küçümsememiştir. Savaşlara çıkacağı zaman yaptığı görüş alışverişlerinde gençlerin görüşlerini de dikkate almış ve onların, görüşlerini önemsemiş, onların tekliflerini de uygulama safhasına koymuştur. Uhud savaşına çıkmadan önce meydan savaşı yapılması teklifi, Bedir savaşına katılamayan heyecanlı genç sahabilerin bir teklifi idi.
6-Hz. Peygamber çeşitli dönemlerde yaşadığı bazı zorluk ve sıkıntıların da etrafını çevreleyen bu gençlerin desteği ile aşmasını bilmiştir. Mekke döneminin o çetin ve zorlu yıllarında genç sahabî Erkam b. Ebü’l-Erkam’ın(r.a) evinde tebliğ faaliyetlerine devam eden Hz. Peygamber, Hendek harbinde ilk önce hendek kazımında gençlerden yardım almış, Huneyn savaşında kendisinin korumalığını Üsame, Fadl ve Eymen hazretleri gibi gençler üstlenmişlerdir.
7-Bilindiği üzere gençler birçok konuyu çözebilecek heyecan, dinanizm ve fiziksel beceriye sahiptirler. Gençler, fırsat verildiğinde çok önemli başarılara imza atabilecek yeteneğe sahiptirler. Gençlerin bu dinanizm ve enerjisini çok iyi bilen Hz. Peygamber, onlara değişik alanlarda da farklı sorumluluklar yüklemiştir. Mekke’nin fethinden sonra vali olarak atadığı Attab b. Esid(r.a), o sırada 20 yaşında bir delikanlı idi. O’nun vahiy katipliğini yapan, yabancı dil(İbranice) öğrenerek diplomatik yazışmalarını takip eden Zeyd b. Cebel(r.a.) Yemen’e vali olarak atandığında da 26-27 yaşlarında idi. Hicret sırasında Mekke’de kalarak ajanlığını yapan Abdullah b. Ebu Bekir(r.a) genç yaştaydı. Değişik savaş süreçlerinde Medine İstihbarat Teşkilatı’ndan(MİT) ajan olarak gönderilenler hep gençlerdir. Savaşlarda sancak taşıyanların önemli bir kısmı da Hubab b. Münzir(r.a.) gibi gençlerdi. Üsame b. Zeyd(r.a), vefatından önce Hz. Peygamber( s.a.v) tarafından genel kurmay başkanı tayin edildiğinde 18-19 yaşlarında bir gençti. Hicret öncesinde Medine’nin Müslümanlaşmasının alt yapısını hazırlayan Mus’ab b. Ümeyr(r.a.) gibi çiçeği burnunda bir delikanlı idi. Hz. Peygamber’in (s.a.v) yeni Müslüman olan Arap oymaklarına yargıç, mal müdürü, emniyet amiri ve öğretmen olarak gönderdiği bürokratlar genelde gençlerden oluşuyordu.
8-Hz. Peygamber(s.a.v)’in devlet ve toplum için son derece önemli ve kritik görevlere genç sahâbîleri ataması, kendilerine sorumluluklar vermesi, O’nun gençlere olan güveninin bir göstergesidir. Öte yandan görevlendirdiği gençlerin hiç biri de O’nun kendilerine olan bu güveni boşa çıkarmamışlardır. 9-Hz. Peygamber (s.a.v), gençlerin hem ruhen hem de bedenen sağlıklı olmalarına büyük önem vermiş, gençleri sportif faaliyetlere yöneltmiştir. “Güçlü(kuvvetli) mümin zayıf müminden hayırlıdır” buyuran Hz. Peygamber (s.a.v), gençleri fiziksel olarak güçlü tutmayı da emretmiştir. O (s.a.v) sporun içerisinde barındırdığı dostluk, kardeşlik, sevgi, saygı ve hoşgörü gibi bir takım evrensel ilkeleri gençlere kazandırmaya çalışmıştır.
10-Hz. Peygamber(s.a.v), dönemin şartlarına göre gençleri ata binme, ok atma, yüzme ve güreş gibi bir takım sportif faaliyetler konusunda devamlı olarak teşvik etmiştir. O’nun “Çocuklarınıza ok atmayı, ata binmeyi ve yüzmeyi öğretin” şeklindeki tavsiyesi, gençlerin sağlıklı gelişimlerini ve güçlü birey olmalarının alt yapısının hazırlanması açısından büyük önem taşımaktadır. O dönemde yukarıda zikredilen sportif faaliyetler dışında (at-deve) binicilik, koşu, atletizm, bir çeşit futbol olan kurrek, halter ile bizim kültürümüzdeki kılıç-kalkan oyununa benzeyen “dirkele” adlı mızrak oyunları ve spor dalları da vardı. Hz. Peygamber(s.a.v) zaman zaman hem bu oyunları izlemiş hem de bu tür sportif faaliyetlerin centilmence düzenlenmesine öncülük etmiştir. Fi Emanillah!