PEYGAMBER EFENDİMİZDEN KISAS İSTEYEN SAHABİ
Mehmet Kaçar
“Ülkeler kılıçla alınır, ancak adaletle korunur.”(Timurlenk)
“İlim aşağıdakileri yükseltir, cahillik yüksektekileri alçaltır.”(Sokrates)
Bedir Savaşının hazırlıklarını tüm hızıyla sürdüren Ashabı, sürekli denetleyen baş komutan Muhammed Mustafa(s.a.v) idi. Bedir harbine hazırlanan mücahit sahabelerin savaş eğitim ve talimlerini bizzat yaptıran Peygamber Efendimiz (s.a.v) kazara biraz sert bir şekilde dokunduğu bir asker tarafından suçlanarak, kısas yapılması talebinde bulunmuştur. Şimdi düşünüyorum da, bugün devletin en tepesinde bulunan bir Başkana ve ayrıca baş komutan vasfı olan bir komutana bana sert davranıyorsun, mahkeme kurulup, kısas yapılsın diyerek dava açma cüreti gösterebilir mi bir asker? acaba.
Bu hadise duyulunca, Sahabeyi Kiram arasında çok büyük bir infiale neden olmuştu. Peygamber efendimizden, bir sahabe kısas talebinde bulunuyordu. Bu haber çok hızlı bir şekilde, dalga dalga Medine sokaklarında yayılmıştı. Kısas isteme hadisesi şöyle gelişmişti:
Bedir Harbi başlamadan önce Rasûlüllah(s.a.v), elinde bulunan bir okla savaşa katılmak için hazırlanan mücahitleri “beri gel, geri git, hizana dik ate!” şeklinde talimatlarla hizaya getiriyor ve onları psikolojik olarak da savaşa hazır hale getirmeye çalışıyordu. Savaşa katılacak olan sahabeleri sayarak düzenli bir ordu kurmaya çalışıyordu. Tüm bu çalışmaları yaparken safın biraz önünde bulunan Sevad Bin Gaziyye’nin karnına dokunup “Ey Sevad! Hizaya gel, biraz geri git!” buyurdu.
Sevad Bin Gaziyye(r.a.) ise bu durum karşısında: “Yâ Rasûlüllah(s.a.v), benim canımı çok acıttın! Allah(c.c.) seni hak ile gönderdi. Ben de sizden kısas isterim! “dedi.
Bu şekilde gelişen hadise karşısında Peygamber Efendimiz(s.a.v), hemen gömleğini açtı ve “Haydi kısas yap”, “sen de bana vur “ buyurdu.
Ensar endişeli gözlerle Sevad Bin Gaziyye’nin tavrına bakıyor ve vurup vurmayacağını sezmeye çalışıyorlardı ve Sevad Hazretlerine şöyle seslendiler:
“Ey Sevad! O Allah’ın Rasûlüdür! “diyerek onu kendine getirmeye çalışıyorlardı. Sevad Bin Gaziyye (r.a.) ise; “ Adaletin uygulanmasında hiç bir beşerin diğerine karşı üstünlüğü yoktur!” diyordu arkadaşlarına.
Allah Rasûlü(s.a.v): “Haydi Ey Sevad! kısas yap” buyurdu.
Sevad Bin Gaziyye(r.a), Peygember Efendimizin(s.a.v) o mubarek bednini öptü, öptü. Doyamadı bir kez daha öptü. Sonra arkadaşlarına dönerek, benim Rasulüllah(s.a.v)a vurabileceğimi nasıl düşündünüz. Bu düşünceniz beni çok üzdü” buyurdu.
Rasûlüllah(s.a.v) , Sevad(r.a.) döndü ve şöyle dedi: “Ey Sevad! Niçin böyle yaptın?”
Sevad(r.a): “Görüyorsunuz ki savaşa gerek psikolojik ve gerekse bedenen hazırlanmış bulunuyoruz.Ben istedim ki benin en son anım, sana dokunduğun ve öptüğüm an olsun!” dedi.
Rasûlüllah(s.a.v): ona hayır duada bulundu. İslam’da görüldüğü gibi adalet kavramı yönetimin en zirvesinde olan bir uygulamadır.
İbn-i Hişâm, II, 266-267, Vâkidi, I, 57; İbn-i Sad, III, 516 Krş, Ebû Dâvud, Edeb, 148-149/5224; Diyât, 14/4536(2) Bkz. İbn-i Sa’d, II, 255, Taberî, Tarih, III, 190; Ahmed, III, 400).