
Otobüs yolcularının namaz meselesi!
Mehmet Kaçar
Otobüsle şehirlerarası yolculuk yapanların en ciddi sıkıntılarından biriside namaz vakitlerinde namazlarını eda edememeleri konusudur. Hemen hemen (istisnalar kaideyi bozmaz) hiçbir şirket yolculuk esnasında vermiş oldukları mola vakitlerini, namaz vakitlerine göre ayarlamamaktadırlar. Bu konu, yolculara rahatsızlık verdiği gibi kimi zamanda şoför ve yolcuları karşı karşıya getirmektedir. Oysa seyahat şirketi sahipleri, şehirlerarası otobüs seyahatlerinde verdikleri molaların, namaz vakitlerinin dikkate alınarak belirlenmesine biraz hassasiyet göstermiş olsalar ve mola yerlerinde makul bir süre bekleseler, yolcularla şoförlerin tartışmalarına son verdikleri gibi, yine yolcuların namazlarını vaktinde eda edebilme imkânı vermiş olacaklardır. Aslında seyahat şirketleri bir anlamda kendi müşterisini memnun etmek için namaz vakitlerinde mola vermek mecburiyetindedirler. Hatta seyahat eden yolcuların yoğun isteklerine karşılık vermek mecburiyetleri vardır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 24 üncü maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9 uncu maddesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 18 inci maddesine göre, herkesin düşünme, vicdan ve din özgürlüğüne, dinini veya inancını, tek başına veya topluca ve kamuya açık veya özel olarak öğretme, uygulama, ibadet etme hürriyetine sahip olduğu da çok iyi bilinmektedir.
Bu itibarla, yolcular tarafından dile getirilen ve rahatsızlık veren söz konusu talepler doğrultusunda şehirlerarası otobüs seyahatlerinde verilen molaların namaz vakitlerine denk gelecek şekilde ayarlanmasında fayda vardır.
Seyahat şirketleri bu konuyu aslında istedikleri anda çok hızlı bir şekilde şoförlerine bildirerek çözebilirler ve hiçbir sorun da kalmaz. Böylece ortada problem gibi duran sorunda tereyağından kıl çeker gibi halledebilirler.
Namaz vakitlerine ayarlı ve mola yerlerinde verilen molalarda şoförde, yolcuda mağdur olmaz ve böylece din ve vicdan özgürlüğü ihlalleri de aşılmış olur. Yolcular da böylece namazlarını vaktinde, kazaya bırakmadan eda etme imkânı bulmuş olurlar.
Eğer şoför ve şirket bu duruma izin vermiyorsa, yukarıdaki saydığım kanun maddesi ve beyannameler ihlal edildiği için, duyarlı olan vatandaşlar, hukuki yollara başvururlarsa, mahkemelerden alınacak emsal kararlar doğrultusunda, seyahat şirketleri, kanun maddesini ve beyannameleri uygulamak mecburiyetinde kalacaklardır. Tabi ki mahkemeye başvuracak yolcu, delillerini toplaması ve mahkemeye somut delillerle başvurması gerekmektedir.
Bildiğim kadarı ile şimdiye kadar bu mevzu hukuki yönden hiç ele alınmamış ve sadece ağız dalaşı ile çözülmeye çalışılmış bir konudur.
Şirket sahipleri, namaz uygulaması diye bir uygulama yok derlerken, artan talepler karşısında da duyarsız kalmaya devam ediyorlar. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı da devreye girerek: “Şehirler arası otobüs seyahatlerinde namazların vaktinde edası için makul bir süre ayrılması konusunda T.C Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı’na gelen yoğun taleplere ve bu yöndeki Namaz Gönüllüleri Platformu ile Uluslararası Bilgi ve Algı Derneği’nin (BİLAL) başvurusuna olumlu cevap vererek İçişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na seyahatlerde namazların vaktinde edasını temin etmek amacıyla ‘Şehirlerarası Otobüs Seyahatlerinde Mola Düzenlemesi” başlıklı bir yazıyı iletmiş bulunmaktadır.”
Yolcular, uygun görülen mola yerlerindeki mescitlerde namazlarını eda edebilirler.
TOFED Başkanı ve Ulusoy Genel Müdürü Mustafa Yıldırım’ın özet olarak açıklamalarına göre, “Otobüs içerisinde hoş görende var, tepki gösterende. Doğru olan otobüsün bu nedenle durmamasıdır. Çünkü kaza namazı kılınabilir. Türkiye’de günde yaklaşık 15 bin sefer yapılıyor ve bir günde 90 bin otobüs çalışıyor. Günde beş vakit namaz için durulması büyük bir olay. Baskı yapıp kavga çıkarmak doğru değil. Şoförlerin kaza riski artıyor, çünkü “dinsizlikle” suçlanıyorlar, sinirleri bozuluyor” açıklamasını ve benzerlerini yapıyor.
Netice-i kelam, otobüsler, güzergahlarına denk gelen uygun mola yerlerinde namaz vakitlerinde mola verdikleri anda herkesin problemi çözülmüş olur ve böylece şoförle yolcu da karşı karşıya kalmaz. Bunun planlamasını da çok rahat bir şekilde seyahat şirketi yapabilir.
Ayrıca, otobüsün içerisindeki diğer yolcuların üzerinde psikolojik baskı kullanarak, otobüsü zorla bir yerlere götürmek ve orada bekletmek hiç hoş değil ve kul haklarını ihlaldir.
Otobüsün içerisinde zarurete binaen de işaretle namaz kılmak da mümkündür. Vakit denk geliyorsa ki çoğunlukla denk gelir, mola yerlerinde bulunan mescitlerde namaz kılınabilir. Namazı hiç kılamadıysa kaza edebilir. Bunun için ilk uygun yerde kaçırdığı namazların farzlarını kılabilir. Seferi hükmü vardır. Aynen, oruç borcu gibidir, seferi durumundadır ve kaza namazı kılma imkânı da vardır. Selametle!