
Ömür kısalır mı uzar mı?
Mehmet Kaçar
Ömür uzamaz, kısalmaz. Ömür bereketlenir, feyizlenir; uzamıştan daha iyi iş görür, sahibi ya da ömrün bereketi gider, zamanın bereketi gider; başkasının bir yılda yaptığını üç yılda, dört yılda yapamaz. Önemli olan, iş yapıp gitmek gereken bir dünyadayız biz. Bizim bu işi yapma kapasitemiz artar veya azalır, bereketlenir veya bereketi gider; bu olur ama üç yıl artıp üç yıl bir dakika olmaz. Nurettin Yıldız bu görüşü savunmaktadır.
Sigara ömrü kısaltır tarzında piyasada dolaşan bilgiler var.
Önümüzde bir de “Sadaka ömrü uzatır” şeklinde bir de hadis var.
Araf Suresi, 34. Ayet: “Her ümmet için bir ecel vardır. Onların ecelleri gelince, ne bir saat ertelenebilir ne de öne alınabilir (tam zamanında çökerler).
“Allah eceli geldiğinde hiçbir kimseyi asala ertelemez. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır. “ (Münafikun: 11)
Bu ayeti celileler ile yukarıdaki hadisi şerif birbirleriyle çelişir mi?
Ömür ve eceli ayrı ayrı düşünecek olursak, ömür ecelin içerisinde yaşanılan bir hayattır. Mesela, Ecel bir insanın dünya hayatı içerisinde son yaşayabileceği hayattır. Bir insanın genel olarak eceli 115 yıl diyelim. İşte ömür bu yüz on beş yıl içerisinde yaşanılan zaman dilimidir. Bu zaman dilimi çeşitli nedenlerle kısalabilir veya uzayabilir. Ama eceli asla değişmez. Yüz on beş yıl içerisinde yaşayan bir birey, 60 yılda da, 90 yılda da, 15 yılda da ölebilir. Ya da yüz on beş yılda da ölebilir. Ömür ve eceli bu şekilde tasavvur edecek olursak, Ayeti Celileler ve Hadisi Şerifler bir birlerini tamamlar niteliktedirler. Doğumdan ölüme kadar dünyadaki hayatımız Allah’ın takdir ve iradesindedir. Fakat bizim sözlü veya ameli dualarımız da Allah’ın arşına yükseliyor. Hem hayatımızın her noktasında Allah’ın iradesi hâkimdir. Hem de Allah dualarımızı işitiyor, ve onlara cevap veriyor, hikmetiyle dilediklerini kabul ediyor; buna göre ecel vaktimizi Kendisi dilediği gibi veya dualarımızı kabulü çerçevesinde tanzim ediyor. Her hal ve şartta hüküm ve irade Allah’ındır. Allah’ın iradesi hâkimdir. İlgili ayetlerden bir kaçını buraya alalım:
Kur’an buyurur ki: “Sizi çamurdan(salsal) yaratan, sonra da size bir ecel takdir eden O’dur. Kıyamet gününün vakti de O’nun ilmindedir. Hala siz şüphe ediyorsunuz.”( Enam Suresi: 2)
“Hanginiz daha güzel işler yapacaksınız diye sizi imtihan etmek için ölümü de, hayatı da O yarattı” ( Mülk: 2); “ Her milletin bir eceli vardır. Ecelleri geldiğinde onu ne bir an geri bırakabilir, ne de öne alabilirler.“ (A’raf: 34; Yunus: 48; Nahl: 61). “Eğer Rabbin cezayı Kıyamet Gününe bırakmış ve onlar için muayyen bir ecel takdir etmiş olsaydı, elbette onlar cezalarını hemen buluverirdi” (Taha: 129) “Onlar kendi üzerindeki ilahî san’at mucizelerini hiç düşünmezler mi? Gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri Allah ancak hak ve hikmetle ve tayin edilmiş bir vakte kadar devam etmek üzere yaratılmıştır" (Rum: 8)
Yukarıda verdiğimiz ayetlerden ecelimizin mukadder olduğunu, yani belirli bir vakte kadar tayin ve takdir edilmiş olduğunu anlıyoruz. Bu; bizim, ecelimizi kendi irademizle uzatma veya kısaltma yetkimizin olmaması demektir. Bu yetki Allah’ındır. Allah dilerse ve bizlerin amellerini yüce makamında kabul ederse, uzatabilir. Şu ayet bunu bizlere haber vermektedir: “O, günahlarınızı bağışlamak ve ölümünüzü belli bir vakte kadar(ecel vakti) geri bırakmak için sizi imana çağırıyor”(İbrahim: 10).
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadisi şerifleri de bunu bizlere haber vermektedir: “Müslüman kişinin verdiği sadaka ömrünü uzatır, kötü ölümü önler” (Camiü’s-Sağir, 3/1121)
Ölüm emrini sadece ve sadece Allah(c.c.) verir.
Yukarıda ki verdiğimiz ayet ve hadisi şerifleri bir araya topladığımız zaman şu sonuçlara ulaşabiliriz:
a-Hayatımızın her noktası Allah’ın elinde, iradesinde ve takdirindedir. Ömrümüz Allah’ın emrine bağlı olarak devam eder. Ecelimiz Allah’ın emrine bağlı olarak gelir.
b- Ölüm Allah’ın emri olmaksızın hiçbir şekilde meydana gelmez. Allah’ın emri geldiğinde de bir saniye geciktirilmez. Yani ecel mukadderdir ve tegayyür etmez.
c- Ölüm üzerinde Allah’tan başka hiçbir güç kaynağı etkili ve yetkili değildir.
d-Zamanı kullara kapalı olduğu halde, Allah tarafından takdir edilmiş, tayin edilmiş ve biliniyor olması, ölümün Allah’ın her şeyi kuşatan ilmince kuşatılmış olduğunu gösteriyor.
e-Ölümün Allah’ın takdirinde olması, Allah’ın ilminde ve idaresinde meydana gelmesi demektir. Allah’ın ilminde ve iradesinde olduğuna göre, Allah’ın kulunun emeline, salahatine ve yaşayışına göre ecelin geri bırakılması kaderle çelişmez. Bilakis, kader Allah’ın, hükmünü dilediği gibi icra etmesine imkân verir. Yukarıdaki verdiğimiz İbrahim Suresi 10. Ayet bunu hükme bağlamaktadır.
O halde ömrün kısalması ve uzaması nasıl gerçekleşiyor?
“Sigara ömrü kısaltır” sözü insanın sağlıksız amellerinin insanların başlarına açmış olduğu kötü sonuçlardan dolayı kendisine zarar vermesinden bahis ediyor. Bu söz, insan ömrünün sigara ile sağlıklı devamının imkânsız olduğunu bildiriyor.
Diğer yandan, sigara gibi kötü amellerimiz sonucunda külli irade (Allah’ın iradesi) bizim için ölüme hükmederse, bunun kadere zıddıyeti olamaz.
“Sadaka ömrü uzatır” hadisi şerifinden, sadakanın meyvesini, Allah’ın dilemesi halinde “uzun ömür” olarak aşabileceğimizi anlıyoruz.
Allah’ın iradesi söz konusu olunca ise, işte bu külli iradedir ki, kaderin önemli bir unsuru olduğunu anlarız.
Ecel saatini ve ölüm vaktini getirmekle ilgili insanoğlu hiçbir yetki sahibi değildir. Nihayet hayatı Allah yarattığı gibi, ölümü de yaratan yine Allah’tır. Selam ve Dua İle!.