
Oku! Ama neyi?
Mehmet Kaçar
Mesela senin elinde hiç bir şey yani okuma materyalleri olmadan ve okuma bilmediğin halde, sana emir veren biri, haydi oku derse “ne yaparsın?”
“İkra’ bismi rabbikellezi halak”. Bu surenin adı suredeki ikinci ayeti kerimede geçen “alak” teriminden gelmiştir. Buna göre “alak”kelimesiyle “kan pıhtısı, embriyo” manaları temsil edilmektedir. Bu ayette insanların “alak”tan yaratıldığına değinilmektedir.
“Alak” suresi, Mekke’de Müslümanlar için indirilen ilk sure olarak kabul edilmiştir. Bu surenin kendisinden önce tebliğ edilen hiçbir ayet bulunmamaktadır. Alak suresinin hemen ardından da “kalem” suresinin nazil olması da oldukça manidardır.
Bu surede okumanın önemi vurgulanmaktadır. İnsanın neden yaratıldığına dikkat çekilmektedir. Kendini kendine yeterli görüp nankörlük eden insanın taşkınlığı ve bunun acı neticeleri anlatılmaktadır.
Bu ayetler Hz. Peygambere(s.a.v) ilk inen vahiy olup, ona ve onun şahsında bütün Müslümanlara okumayı emretmiş, onlara kalemle yazmaya ve ilimde gelişip yetkinleşmeye teşvik vardır.
İlk vahyin “oku” emriyle başlaması ve bu emrin iki defa tekrar edilmesi okumanın ve bilmenin ne kadar önemli olduğunu bize açıklamaktadır.
Kur’an-ı Kerim, canlılar arasında insanın farklı ve üstün yerini yine insanın öğrenme özelliği ile tanımlaması da son derece önemlidir.
Bu âyette Hz. Peygamber’e(s.a.v) emredilen okumanın konusu belirtilmiştir, bunun nedeni de şudur:
En başta, insan bu âyetten sonra kendisine indirilen vahiyleri ve kozmik evrendeki diğer âyetler olmak üzere, insanın bizzat kendisi, embriyo ve genleri, okuması yani üzerinde inceleme yapıp zihin yorarak hakkında bilgi edinilmesi, bunlardan ders ve ibret alınması gereken her şeyi tanıması, hakikatini anlayıp kavraması irdelenmektedir.
“Karae" kelimesinin İngilizcesi zaten ekran demektir. O halde insana verilen beynin, genlerin ve diğer kozmik evrenin okunması istenmektedir.
Burada ilk olarak yaratanı tanımak, hem dinin hem de ilmin temel gayesidir. Bu nedenle de “ Yaratan rabbinin adıyla oku!” emri ilahisi ile Hz. Peygamberin okuma faaliyetine veya herhangi bir işe, başka varlıkların adıyla değil, yaratan rabbinin adıyla başlaması(her işe besmele ile başlanmasına bir örnek) ve O’ndan yardım istenmesi emredilmiştir.
Âyette ” yaratan rabbinin adıyla oku!” buyrularak burada özelikle insanı yaratan bir Allah’ın olduğuna vurgu yapılmıştır. Çünkü hem insanda ki okuma yeteneği ve imkânını hem de onun okuduğu, incelediği, anlamaya ve kavramaya çalıştığı objeleri, nesneleri yaratan yine Allah’tır.
İnsan, bilgi edinme sürecinde Allah’ın verdiği imkan ve yetenekleri kullanmakta, O’nun yarattığı şartlarda ve O’nun yarattığı varlıklar üzerinde inceleme ve araştırmalar yapmaktadır.
Durum böyle iken, yani O’nun yarattığı yeteneklerle O’nun yarattığı varlıklar âlemini incelerken, bütün bu lütufları görmezlikten gelerek Allah’a şükretmemek, O’nu tanımamazlık, üstelik bunu bilim adına yapmak büyük bir nankörlüktür.
Zigot veya alak ise, insanın kâmil bir varlık haline gelmesi için önce yaratan! Sonra da yaratılanı yani kendisini ve evreni tanımasının gerekli olduğunu gösterir.
Cebrail(a.s), Hz. Peygamber’e(s.a.v) “oku” dediğinde, o okuma işinin okuma- yazma bilenler tarafından yapılabileceğini, düşünerek “Ben okuma bilmem” demişti. Bu surenin 3. ayeti bir bakıma Efendimizin bu dolaylı özür beyanına bir cevap niteliğindedir.
Buna göre Allah’ın keremi sonsuzdur; O, insanı “alak”tan yaratıp mükemmel bir varlık haline getiren ve peygamberlik gibi yüce bir makama kadar erdiren kudretiyle, dilediği kullarına normal yollardan, yani kalemi ve diğer bilgi malzemesini kullanarak bir hocadan bilgi almasını sağlayarak okumayı öğretir, ama O, kullarından dilediğine, bir öğretici ve öğrenim aracılığı olmadan bilgi öğretmeye de kadirdir.
Bu surede vurgulanan kalem kelimsinde de sayılamayacak kadar çok büyük faydalar vardır. Kalem vasıtasıyla ilimler tedvin edilmiş, hikmetler kaydedilmiş, öncekilerle ilgili haberler, bilgiler zaptu rapt altına alınmış, Allah tarafından indirilmiş olan kutsal kitaplar yazılmıştır; kısacası, uygarlıklar kalem sayesinde süreklilik kazanmış, kuşaktan kuşağa aktarılmış;
Allah, kalem vasıtasıyla insana bilmediklerini öğreterek onu cehalet karanlığından kurtarmış, ilmin aydınlığına kavuşturmuştur. Burada ki kalem, ilimde kullanılan her teknik, alet ve edevatı temsil etmektedir. Selametle!..