
Öğretmen Ve Eğitimci Kardeşlerime Notlar!
Mehmet Kaçar
İslamın yetiştirdiği büyük alimlerden İmam-ı Gazali; “İhyaul -Ulum” adlı eserinde şöyle diyor: “şeriat nazarında çocuk (evlat) terbiyesi” en önemlisi Allah’ın emanetlerinden biridir.Çocuğun doğumla birlikte, kalbi bütün ruhi ve çevresel pisliklerden temiz ve bütün günahlardan ari ve sade , çok mükemmel bir cevherdir ki, hayır ve şerden her çeşidini, kabul ve her türlü renk ile renklenmeye de çok yetenekli ve isteklidir.”
Şanı yüce Peygamber Efendimiz! bu konuda şöyle buyurmuşlardır:” Her çocuk İslam Dinini kabule müheyya bir kabiliyet üzere doğar. Ancak, ebeveyni, yahudi, hristiyan, mecusi terbiyesi vererek , yahudi, hristiyan ve mecusi olmasını sağlar.
Binaenaleyh, ebeveyni hayırlı olanı da aynı şekilde alıştırır ve hayırlı şeyleri öğretir ve terbiye ederse, çocuk doğruluk üzere büyüyüp dünya ve ahirette büyük bir mutluluğa kavuşur. Çocuk almış olduğu sahih malumat ve mükemmel terbiye ve karşılığında mûsap ve me’cur (Müslüman ve kafir) olabileceği gibi ebeveyni , öğretmen ve mürebbisi de o sevapta ve günahta çocukla aynı oranda ortak olurlar. Ebeveyni çocuğun terbiyesinde hata ve kusur eder, başı boş hayvanlar gibi, sokak ve caddelere salıvererek, şerr, fısk ve sefahati ona kazandırmaya vesile olursa zorunlu olarak çocuk, şekavet ve sefahat üzere büyüyüp hem dünya ve hem de ahirette helâka düşer. Çocuğun itiyat (alışkanlık) edinmiş olduğu terbiyesizlik ve ahlaksızlığın yük ve günahı ebeveynine ve şerr yoluna teşvik eden çevre ve arkadaşların ait olmuş olur.
İşte bunun için Tahrim suresinde :” Ey iman edenler! Nefsinizi ve ehlinizi cehennem ateşinden koruyunuz.” buyurulmuştur. Ve Cenb-ı Peygamber Efendimiz de şöyle buyurmuşlardır: “ Ey İnsanlar! hayrı işlemeye ve günahtan kaçınmaya karşı nefsinizi ve evlâdı iyalinizi cehennem ateşinden koruyunuz. Evlâdı İyalinize de din ve dünyaya ait faydalı ilimleri (maddi-manevi), öğreterek terbiye ediniz. Çünkü onlar sizin yanınızda birer emanettirler.” Ve sahabeyi Kiram’dan Ebu Süleyman(r.a) : Yâ Resulullah(sav) ! bizim evladımız üzerinde haklarımız olduğu gibi onlarında bizim üzerimiz de hakları var mıdır? diye sorduğu zaman, Cenab-ı Peygamber (sav): “Evet evlâdın ebeveyni üzerinde hakkı, yazı yazmak(ilim), suda yüzmek, ok ve tüfek atmasını öğretmek ve güzel edep ve terbiye vermektir.” buyurmuşlardır.
Diğer bir hadisi şeriflerinde ise; “ “Ey İnsanlar! Evladınıza, suda yüzmeyi ,ok ve tüfek atmayı öğretiniz. Kadın ve kız evladınıza da ip ve iplik eğirmeyi (ev işlerini) öğretiniz.” buyurmuşlardır.
Şimdi ise ebeveyni çocuğa dünya ve ahirette, delâlete, helâke düşmekten koruyup her yönden onun mutluluğu için çalışması lazımdır. Bunun yolu da çocuğu terbiye ve çirkin alışkanlıklardan temizleyip korumalı ve ahlâki fazilet ve insani meziyetleri öğretmelidir.
Din, ilim ve terbiye alanlarında kötü bilinen kimselerle, ünsiyet ve arkadaşlık kurmaktan, bunların kötülüğe düşüş nedenlerini ve bunlara düşme arzu, istek ve ortamlarından da uzaklaştırmalıdır. Eğer tedbir almayıp da çocuklarımızı bu durumlara alışırlarsa, çocuk büyüdüğü zaman, insani fazilet ve kemallerden olmayan havai şeyleri istemek uğrunda ömrünü tüketerek dünya ve ahirette helâk olup gider.
Şu halde, ebeveyni, çocuk doğduğu zamandan itibaren çocuğun terbiyesine son derece itinâ ve itimam göstermek ve her durumu yakından takip etmesi zorunludur.
Bu durum da, anne-baba çocuğu süt emzirdiği dakikadan başlamalıdır. Eğer bu dönemdeki beslenmesinde helal ve haram kavramlarına özen gösterilmezse, daha sonra çocuk hayasız, ahlaksız, güvensiz, günahkar ve aşağı bir durum da yaşayacaktır.
Çünkü çocuğun, beslenmesi haram sütten olursa daha sonraki yaşlarında onun tabiatı, yaşantısı da pis ve murdar, (Tayyib) olmazsa yani sevapsız, günahkar bir yaşam olur.
Bu çocuk ileri ki yaşlarda, her türlü çirkin ahlaksızlıklara meyl edip her türlü şerr (kötülük) eğlence ve kötülüğe karşı yetenekli ve istekli olur. İşte günümüzde ki çoğu insanın, kötü ahlaklı, günahkar ve aşağılık bir durum da bulunmasının en önemli nedeni, tâ o dönemde ki haram yani tayyib olmayan bir beslenmedir. Mesela; hormonlu ve sarhoşluk veren şeylerle beslenme gibi.
Çocuk, 10 yaslarına geldiği vakitte, ebeveyni onun durumuna göre daha çok dikkatle bakmalıdır. Çocuğa burada ilk olarak yemeğe olan terbiyesiyle başlamalıyız.
Tembelliğe alışmaması için daha çok, spora ve işe güce, çalışmaya yönlendirmelidir.Toplum içerisinde yaşama terbiyesi verilmelidir. Okul çağında ise mutlaka okula gönderilmelidir. Ve tabiki okulda çok iyi bir takibe tabi tutulmalıdır. Her ne kadar, zarif ve kibar olsalar da, İslami olmayanların terbiyesine çocuk emanet edilmemeli.
Çocuk okuldan çıkınca yorgunluğunu atabilmesi için dine aykırı olamayan oyunlara izin verilmelidir.
Çocukların, güzel ahlakı ve güzel davranışı neticesinde ve çalışkanlığı sonucunda hediyelerle teşvik edilmelidir..
Çocuğun, zenginliği, malı mülkü kendi yaş grubuna üstünlük olmadığı öğretilmelidir.
Ana-baba, öğretmenine hürmetli ve itaatli bir öğrenci olarak öğrenimine devam etmelidir.
Gerek yalan ve gerekse doğru olsun, yemin etmekten, faydasız , manasız söz söylemekten, fuhşiyat, küfriyat, yalan, sövme hareketlerinden vazgeçmeyi bilmeli ve çocuğa bu öğretilmelidir.
Selam ve dua ile