Mehmet Kaçar

Müslümanların samimi duyguları sömürülmekte!

Mehmet Kaçar

Dinin temel kaynaklarına ve akla aykırı, sadece yaratıcıya ait olan sıfatları yaratıklara vererek, gerçeklere dayanmayan söylemler, hikâyeler, rüyalar üzerinden din anlatılarak vatandaşlarımızın samimi duyguları istismar edilmekte ve aklen, imanen ve iktisaden sömürülüyorlar. Özellikle son onlu yıllarda kamuoyunda dolaşan, horoza sıkıla tüfekle ölmeyen horoz videoları, ölü tavuğu dirilten şeyh videoları dolaşmakta. Bu tür sıfatlar sadece yaratan ait olan sıfatlardır ve yaratılanlar asla böyle sıfatlar sahip olamazlar.

Bizim dinimiz olan İslam Dini, kesinlikle, ticari beklentilerin, çıkar tutkusunun, popülist kaygıların aracı ve payandası haline getirilmemelidir. Ne yazık ki son yıllarda bu saydıklarımız üzerine kurulu bir dini anlayış geliştirilmeye çalışılmaktadır. Okumayan, bilgi üretmeyen ve aklını kullanmayı öğrenemeyenler, üretilen bilginin takipçisi hatta mahkûmu olmaya mecbur insanlar haline gelirler. O halde aklını kullan ve oku sonrada düşün ve tefekkür eyle.

Bu gün İslam dünyası bilim, teknik, tıp, sosyal bilimler, dahası ilahiyat sahalarında bilgi üretme, hikmeti güncelleme, değere dönüştürme ve yaşadığımız hayata rehber yapma konusunda, maalesef telafi etmek zorundayız. Değilse tapınakçı bir inancın hakimiyeti altında yok olacağız. okumayan, düşünmeyen, çalışmayan bir yapıya doğru sürüklenmekteyiz. Zamanın gerisinde kalmanın ve hikmeti, bilgiyi güncelleyememenin acı faturasını yaşamaktayız. İki/üç yüz yıldır açılan bu arayı hızlı çalışarak kapatmak mecburiyetindeyiz. Bugün İslam coğrafyasının özellikle dini alanlarda yaşadığı sorunların ve karmaşanın da en önemli nedenlerinden birisi sahih dini bilginin(hikmetin) ötelenmesi ve ilmihal edilememesidir.

Elbette İslam Coğrafyasında yaşanan sorunların, acıların, küresel müdahalelerle, uluslararası faktörlerin sömürgeci politikalarıyla ilgili boyutunun varlığı inkâr edilemez. Din istismarı bugün sosyal boyutları aşarak bir güvenlik meselesi haline gelmiştir. Dinin temel kaynaklarına ve akla aykırı, gerçeklere dayanmayan söylemler, hikâyeler, rüyalar üzerinden din anlatılarak vatandaşlarımızın, samimi duyguları istismar edilmekte ve sömürülmektedirler.

Diğer yandan inanç esaslarını cedel konusu yapmak; fıkhın özünü ve maksadını gözetmeksizin, zahiri boyutu dikte etmek; ibadetlerde şekilciliğini öne çıkararak, ibadetin ahlaka ve hayata yansıyan boyutunu ihmal etmek önemli bir sorundur. Din, kesinlikle, ticari beklentilerin, çıkar tutkusunun, popülist kaygıların aracı ve payandası haline getirilmemelidir. Referansını dinden aldığını iddia ederek toplumda bozgunculuk yapan Fetö, Deaş, Boko Haram, vs. gibi terör örgütlerinin, Müslümanlara, birlik ve beraberliğimize ve geleceğimize verdiği zarar alenen orta yerdedir.

Selametle!...

Yazarın Diğer Yazıları