Mehmet Kaçar

Müslüman'a Karşı Müslüman

Mehmet Kaçar

Osmanlı İmparatorluğu, son dönemlerde, İngiltere’nin sinsi planlarından dolayı Almaların yanına itildi ve Almanların savaş meydanlarında ki mağlubiyetinden, Osmanlı sorumlu tutuldu ve dünyanın en büyük üç imparatorluğundan biri olan imparatorluk parçalandı, eyaletlerde ki valiler de isyana teşvik edildiler. Osmanlı İmparatorluğu topraklarının çok az bir kısmında Türkiye Cumhuriyeti, yine İngilizlerin istekleri doğrultusun da kurduruldu.
Osmanlı İmparatorluğuna, en büyük zararı İranlı, haşhaşiler veriyorlardı. Osmanlı ordusu ne zaman Balkanlara açılsa, Şah İsmail ve haşhaşiler ayaklanıp arkadan vuruyorlardı ve Osmanlıya karşı, İngiliz İmparatorluğundan yardım alıyordu.
1970’ler de, İran şahı Rıza Pehlevi’ye karşı, Humeyniyi, Fransa destekledi. İran’ın 18 asırdan sonra ilk defa ortaya çıkması ve ön Planda olması gerekiyordu ve Şii devletinin güçlenmesi orta doğu söz sahibi olmak isteyen Türkiye’ye karşı bir koz olarak kullanılıyordu.
18. Asırdan sonra, Osmanlıyı toprağa gömenler, dünya gerek ekonomik ve gerek, küresel sistem ve gerek ortak ve açık pazarda söz sahibi olan ve dahice ve sinsice bir strateji izlemeye ve orta doğuda lider bir devlet İsrail’i geniş coğrafya da kurdurmak isteyen de yine İngilizlerdi. Osmanlı dan İslamın ya da Hilalin haça karşı güçlenmesini yine İngilizler engelleyebilirlerdi.
İngiliz Planının temeli ise şöyledir:
Eğer, Türkiye Cumhuriyeti, İngilizler tarafından gömüldüğü topraktan yeniden yeşerdiği zaman, İslam yeniden kendi yörüngesine oturduğu zaman dünya ve orta doğu da, o zaman kurulacak olan yeni dünya devletlerinin oluşması da doğal olarak kaçınılmaz olacaktır.
Türkiye, yine Avrupa’ya borçlu ve Avrupa’nın her dediği cümleye amin diyen bir devlet olmalı ve İran’da Türkiye’ye karşı, orta doğuda bir baraj bendi olmalıdır. Eğer İran’ın önü açılırsa, İslam dünyasının bin yıllık akidevi, fikri ve siyasi birliğini oluşturan, Selçuklu ve Osmanlı çocuklarının bin bir çileyle kurdukları, üç kıta ve yedi denize yayılan İslam düzeni ebedi olarak çökertilecek ve bunun da baş aktörü, önü açılan İran olacaktı.
İran Şii Devrimi yerine oturunca, soğuk savaş bir anda sonlandırıldı. Yugoslavya ve Rusya parçalandı. İran’ın ön saflara çekilmesiyle, yeni bir savaş başlatılmıştı. Müslümana karşı Müslüman savaşı.
Suud ve İran, Yemen ve Ürdün gibi taşeron, batıya dayanaklık eden ülkeler, daha sonra PYD, PKK, DAİAŞ, DHKP-C, gibi maşa örgütlerle İslamın yeniden dirilişi, İslamın içerisinden Müslümanlarla durdurulacak ve batıyı kafa tutacak bir İslam devleti hiç bir zaman kurulamayacaktı.
“Müslümana karşı Müslüman” savaşı çok gizli bir planla(200 yıllık ) yürütülecek ve sonuçta hep batı kazanacaktı. Medya aracılığı ile, İslam adı terörle özdeşleşecek ve tüm batı ve Asya buna inandırılacaktı!. Bunun içinde gerekli olan terör örgütleri kurulmalıdır.
Paralel ve diyalog dini projesi tam bin yıllık geçmişe dayanır ve acilen hayata geçirilmiştir. Asya ve İslam ülkeleri, güçlenmeyen İslam ülkelerinin elinden alınıp hıristiyanlaştırılmalıdır.. İslamın özü ve mukaddes kitabıyla ve akidesiyle oynanarak, yahudi ve hıristiyanlar kardeş kabul edilmelidir. İslam ülkeleri sekülerleştirilmelidir (laikleşmeli ve laiklikle Kur’an’ı öğretiler ortadan kalkmalıdır. İslamın evrensel bir din olduğu tezi ortadan kaldırılıp, yöresel ve bölgesel bir din olmalıdır.
Bütün bunların olması içinde, sünni-şii savaşları acilen hortlatılmalıdır. Esed-Nusayri ve İran Şiisi akraba mezhep akrabası oldukları için çok sıkı fıkı olmaları bundandır. Bu da adım adım şii liderliğine doğru götürülenmektedir. Bu liderliğin baş aktörü ise şii iran olup Esed Nusayrisi onun koltuğu altında yaşatılmalıdır.
Bu plan, 200 belkide 300 yıllık gizli İngiliz planının uygulanması için Müslümanca ümmetin yerine hıristiyan ve yahudi nüfus yerleştirilecek ve netice de buraların yönetimide bunların eline geçecektir.
Türkiye, Avupa da son on onbeş yılda çok hızlı bir kalkınma hamlesine girince Avrupa Panikledi ve planlarının bozulmasından korkuyorlar.
Planın işlemesi ve sağlıklı yürümesi için, Türk ekonomisi, yerle bir edilip, enflasyonlarla dibe vurdurulmalı ve ülke kaosa sürüklenerek hükümet devrilmeli, yerine ise ekonomik ve dini kalkınmayı durduracak, Avrupa’ya borçlanacak, geçmişteki gibi fabrikalar kapattırılacak, askeri gücü orta seviyeye çekilecek, gerekirse İran tarafından da vurulacak bir devlet olamlıdydı. İranla Türkiye terbiye edilmeliydi.
Son yıllar da batının baskısı ile Rusya ve Çin’e yaklaşan bir Türkiye, geçmiş’te de İngilizler tarafından Almanya safına sürüklenen Osmanlının akibetine uğramaz. İnşaallah bu oyunu da bozacağız. Türkiye dik duracak ve hain batı planlarına göğsünü siper edecek, böylece yeniden Selçuklu ve Osmanlı torunları dünyayı yönetir duruma geleceklerdir.
 

Yazarın Diğer Yazıları