Mehmet Kaçar

MÜSLÜMAN BİRİ GAYRİ MÜSLÜMİN CENAZESİNE KATILABİLİR Mİ?

Mehmet Kaçar

Bu konuyu şu hadisi şerifle açıklamakta fayda mülahaza ediyorum:

Hz. Ali(k.v), babası vefat edince Peygamber Efendimize(s.a.v) ;”-Yaşlı ve sapık amcan vefat etti.”dedi. Bunun üzerine de Peygamber Efendimiz(s.a.v) kendisine:

“-Git babanı toprağa ver, bana dönünceye kadar da bir şey konuşma” buyurdu.  Hz. Ali (k.v) diyor ki:

“Ben de gidip onu toprağa verdim ve peygambere döndüm. Bunun üzerine peygamber(s.a.v) bana yıkanmamı emretti, ben de yıkandım. Sonra Resûlüllah(s.a.v) bana dua etti.” (Ahmet bin Hanbel, Ebû Dâvud, Nesâi, Beyhâki)

Müslüman bir kimsenin Müslüman olmayan bir kimsenin cenaze merasimine katılması caizdir. Hz. Ali(k.v)’nin babası olan Ebu Talip her ne kadar Peygamber’e(s.a.v) yardım etti ise de Müslüman olmayı kabul etmemişti. Vefat ettiğinde de Hz. Peygamber(s.a.v), Hz. Ali’ye onun defn ve telkin işlerini tedvir etmek için emir buyurmuştur.

Gayri Müslimlere cenaze ile ilgili profesyonel hizmetler sağlamak Müslümanlara caiz olur mu? Müslüman olsun gayri Müslim olsun bir cenaze ile ilgili hükümleri iki kısımda değerlendirmekte fayda vardır:

 a-Yıkamak, kefenlemek, namazını kılmak veya ayinini yapmak, kabre taşımak, kabirde gerekli bulunan dini merasim ve duayı yapmak gibi sadece ibadet veya ibadetle karışık olan, ibadet tarafı da bulunan işlemler.

b-Kabri kazmak, tabutu hazırlamak, cenaze için gerekli olan malzemeyi temin etmek(üretmek, alıp satmak, taşımak, uygulamak vb) gibi ibadetle ilgisi bulunmayan hizmetler  ve işler.

Bunlardan “a” şıkkı olan bölüm, kaide(kural) olarak her ölünün kendi dininden olanlar maddi bir karşılık beklemeden yapılmalıdır. Bu hizmetleri bedelsiz yapanlar bulunmadığında, ücret karşılığında veya ücretli ve maaşlı kimselerin yapmaları da caiz görülmüştür.

“b” şıkkına giren hizmetler ise; bu işlerin ibadetle, ayinle ilgisi bulunmadığı için ücretle yapılması, bedel karşılığında alınıp satılması, farklı dinlerde olan kişiler tarafından yapılmasında da bir sakınca yoktur.

Yurt dışında gerek iş için ve gerekse iskan için bulunan Müslümanların, Müslüman olmayan ölülerle ilgili ibadet ve ayine katılma dışında kalan cenaze hizmetlerini yapmaları ve bundan dolayı ücret almaları caizdir. Bunda bir sakınca görülmemiştir; tıpkı ölmeden önce gayri Müslimlere yapılan ücretli, bedelli hizmetler ve işler gibi.

Bunların içersinde sakıncalı olanlar, dinimizin özellikle yasakladığı işlerdir. İşte bu yüzden mesela bir gayri Müslim, öldükten sonra cesedinin parçalanması veya yakılmasını isterse Müslüman birisi bunu asla yapmaz.

Çünkü, İslam dini her iki işlemi de yasak etmiştir, ancak parçalanmış veya yakılmış bir cesedi derleyip toplamak, istenilen yere taşımak vb. işler ise sakıncalı işlerden değildir. Gayri Müslim bir cenazeye saygılı olmak gerekir. Efendimiz hazretleri, bir Yahudi cenazesi geçerken bizzat cenazeye saygısından ayağa kalkmıştır.

Cenaze: Gömülmemiş ve gömülmeye hazırlanmış insan ölüsüne denir. Ölüyü gömmek için yapılan tören ve işlemlere de cenaze töreni veya merasimi adı verilir.

İslam dini; bu törenlerle ilgili kendine özgü bir takım emir ve nehiyler (yasaklar) getirmiştir. Genellikle bunlar sünnet ile sabit olan ve Hz. Peygamber(s.a.v) tarafından bizzat uygulanan ve bize kadar intikal eden kurallardır.

Ölüm, Allah’ın değişmez sünneti(sünnetullah adı verilen kurallarından)içerisinde doğal bir hadisedir.

İslam inancı bakımından ölüm, bir son olmayıp yeni bir hayatın (ahret aleminin) başlangıcıdır. Mutlaka yaşanacak olan bu yeni hayat için insanın bu dünyada iken hazırlık yapması gerekir.

Bunun içinde konu ile ilgili tavsiyeler dikkate alınıp onlara uygun davranışlar sergilenir. Bu emir ve tavsiyeler, bu geçici dünyanın en güzel şekilde yaşanmasını sağlamaya yeteceği gibi, gelecekteki hayat içinde bir hazırlık teşkil edecek özelliklerdir. Selam ve Dua ile!

Yazarın Diğer Yazıları