KUR'AN HEM LAFIZ HEM DE MANA YÖNÜYLE ALLAH KELAMIDIR!
Mehmet Kaçar
Son yıllarda Kur’an-ı Kerim üzerine sözüm ona bir kısım enteller tarafından bir sürü yorumlar yapılıyor. Bu yorumların bir kısmında, Kur’an-ı Kerimin mahiyeti ve burada yer alan kıssaların gerçekliği konusunda kamuoyu nezdinde tartışmalara yol açan bir takım iddia sahiplerinin iddiaları ısıtılıp ısıtılıp gündeme getiriliyor. Kur’an’ın sadece manasının bir öz olarak Hz. Peygamber’e indirildiği, onun da bunu kendi kültürünün kelimeleriyle söze dönüştürdüğü gerçekliğinin bulunmadığı, sadece bazı mesajların verilmesi için kurgulanmış anlatımlar olduğu iddialarının gündeme getirilmesi, Müslümanları derinden yaralamaktadır. Oysa bu iddia sahiplerinin iddiaları bizzat yine Kur’an-ı Kerim’in kendi ifadelerine hem onu insanlığa duyuran Hz. Peygamberin açıklamalarına hem de tarih boyunca benimsenen İslam İlim geleneğindeki temel kabullere açık bir aykırılık taşımaktadır.
Kur’an-ı Kerim’de yer alan bir çok ayet-i kerimede, Kur’an-ı kerim’in hem mana hemde lafız olarak Allah kelamı olduğuna vurgu yapılmıştır. Ayrıca Kur’an-ı Kerim bizzat Allah tarafından indirildiğine ve sözlerinin Arapça olarak belirlendiğine yönelik de yüne ayet-i celileler vardır.
Kur’an’ın gerek indiriliş keyfiyeti ve gerekse lafız örgüsüyle ilgili bu doğrultuda pek çok ayet ve hadisi şerifte bulunmaktadır. İslam ilim geleneğinin temel kabulleri doğrultusunda Müslümanların da tarih boyunca böyle inandığı da ayrı bir gerçektir.
Ayrıca Kur’an sadece mana olarak nazil olduğu, lafzının ise Haz. Muhammed’e ait olduğu şeklindeki bu şaz(ayrık, kural dışı, müstesna) görüş, hiç bir İslam Mezhebi tarafından da kabul görmemiştir. Bu görüşlerin bazı kitaplarda yer alması bunların benimsendiği ve kabul edildiği anlamına asla gelmez. Nitekim İmam-ı Maturidi, bu şaz görüşü ‘Te’vilatü’l Kur’an’ adlı tefsirinde çok ciddi bir biçimde eleştirmiş, reddiyeler yazmış ve Kur’an’ın hem lafız hem de mana olarak Allah tarafından Cebrail(a.s) aracılığı ile Hz. Muhammed’e indirildiğini net bir şekilde ifade etmiştir.
Kur’an kıssalarının gerçekliği olmayan kurgusal anlatılardan ibaret olduğu iddiasının ise bizzat Kur’an’ın kendi ifadelerine ters düşmektedir. Kur’an-ı Kerim’de yer alan kıssalar için ‘öncekilerin masalları/ uydurmaları’ nitelendirmesinin, bir çok ayette reddedildiği, anlatılanların “gerçek ve yaşanmış olduğu” açıkça vurgulanmaktadır.
“Kur’an’ın bu apaçık beyanları da gösteriyor ki Kur’an-ı Kerim hem lafzıyla hem de manasıyla Yüce Allah’ın katındandır ve her şeyiyle ona aittir. Anlatılan kıssalar da gerçekten yaşanmış olaylara aittir ve gayb haberleri olarak vahiy edilmiştir.
Hülasa; Kur’an-ı Kerim, hem lafız olarak hem de manası itibariyle Allah’ın kelamıdır. Allah’ın bizzat ayeti kerimelerde bildirdiğine göre koruması altında ve kıyamate kadar da bu koruma baki kalıp hiç bir yaratık tarafından değiştirilemeyecektir. Nitekim geçmişten günümüze dünyanın her tarafındaki mushafların hiçbirinde herhangi bir farklılığın olmaması da bu gerçeğin ve mucizenin en net bir delilidir. Hz. Peygamber’den bu yana mucizevi bir şekilde Müslümanların zihninde yer etmiş olan Kur’an’ı Kerim’in lafız(söz) ve manasıyla Allah’ın kelamı olduğu konusunda tereddüt uyandırabilecek söylemlerden uzak durmak bütün Müslümanların ortak sorumluluğu ve asli vazifelerinden belki de ilkidir.
Selam ve dua ile!...