Kulluk sadece yaratıcıyadır, insana kulluk olmaz!
Mehmet Kaçar
İnsanım diyen birisi, yaratılırken eşref yaratılmış ve eşref olarak yaratanın yaratılış sırrına aykırı davranıp kendini ilahlaştıranlar olmuştur. İşte eşref olan bir insan sadece Allah’a kul olur ve ona ibadet eder, ondan başkasına asla kulluk etmez ve tapınmaz. Allah’a karşı eşler koşmaz ve onu üçlemez.
Kulluk sadece ve sadece yaratıcının hakkıdır. Yaratılmışlara karşı yine bir yaratık olan insanın hiçbir minnet borcu yoktur. İnsanı eşref olarak yaratan Allah, insanlara yeryüzünü imar ettiriyor. Yeryüzünü bozgunculara teslim etmiyor. O halde yeryüzünü ve kendi nefsini bozanları tembihliyor ve şunu söylüyor ”Estagfirullah” diyerek istiğfar ediniz Rabbinize. Af, mağfiret ve bağış dileyin sahibinizden. O’ndan habersiz bir gidişten, bir yürüyüşten, bir hareketten vazgeçip, tevbe edip Rabbinize her şart ve koşulda itaate ve O’nun emirlerine uymaya gayret edin. Bu yolda yürümekten vazgeçmeyin. Çünkü benim Rabbim size şah damarınızdan daha yakın olan yaratıcıdır. Size yakarışlarınıza, niyazlarınıza, icabet eder. Ona tevbe ederek dönüşünüzü kabul eder. Zalimliklerden vaz geçip mazlumun yanında olmaktan vaz geçerseniz sizi kulluğa yeniden kabul eder.
“Allah, her şart ve yerde kullarına daima yardım eder ve yakındır, onların dilek ve isteklerine cevâp verir ve niyazlarını kabul edicidir.”
Bu kısa ibarede Kur’an, her devirde insanları yanlış yollara sevk etmiş olan müşriklerin yanlış anlamalarına karşı çıkmaktadır. Onlar Allah’ın kendilerinden çok uzaklarda ve bu yüzden de onu dünya kralları gibi yaklaşılmaz olduğunu söylemektedirler ve kendilerinin bu yakınlarında olduğunu ve itaatin kendilerine olması gerektiğini söylemektedirler.
Bunlar, kendilerinin huzuruna çıkılabilen ve gerektiği zaman gerektiği kadar yüzü görülebilen ve kendilerinde arzıhal sahiplerinin dileklerini sunabildikleri ve aldığı ve almış oldukları cevapları geri Dolayısı ile zanlarınca Allah’a ettikleri duayı iletecek ve kabul olup olmadığını bildirecek aracılar olması gerekiyordu. Bunun açıkça batıl bir yol ve görüş olduğu ortadadır. Yahudi ve Hıristiyanlar bunun için dinlerini bozmuşlardır. Bu batıl inancı teşvik edip haklı göstermeye çalışanların bizzat kendileri olmaksızın Allah’a ulaşmanın, dualara karşılık almanın mümkün olmadığını ileri süren bir takım uyanık kimseler, insanları kendi inanç sistemlerinden vaz geçirip, kendi ilahlıklarını kabul etmelerini istiyorlardı. Bu yolda her türlü pisliği yapıyorlardı. İşte bu yanlış anlaşılmalar üzerine bir takım gruplar oluşturuldu. Bu gruplar ruhbanlık düzenini kurarak kendilerini ilahlaştırdılar. Bu sitem cahili müşrik inanç izleyicilerini öylesine ablukaya almıştı ki, doğumdan ölüme kadar herhangi bir dini töreni bizzat icra edemez duruma gelmişlerdi.
Şimdi Hz. Salih (a.s)’in müşriklerin batıl inancını geçersiz kılan kısa ve net cevabı üzerinde biraz duralım. Cevap şudur:
“Allah yakındır(karib). Bu yüzden O’nun yardımını herhangi bir aracının yardımı olmaksızın doğrudan isteyin. Evet. O yüceler yücesidir, ama her biriniz O’nu isteklerinizi fısıltıyla bile ileteceğiniz yakınlıkta bilmelisiniz kendinize.
Hatta isteklerinizi gizlice bildirebilirsiniz O’na. Dolaysıyla aracılar edinme, onları bu işe ortak koşma aptallığından vazgeçin ve dualarınızı, niyazlarınızı, sizin en yakınınızda olan ve isteklerinize karşılık verecek olan yalnızca Allah’a edin.