
Kıta sahanlığı!
Mehmet Kaçar
Kıta sahanlığı konusunda birkaç yazı yazmıştım. Ama galiba gözden kaçmış. Bir kardeşimiz bu konu hakkında da birkaç kelam eder misin deyince bir kez daha konunun anlaşılması için birkaç kelam karalayalım istedim.
Bir kısım insanlar kıta sahanlığını kara sınırları olarak biliyor ve bu konu tabi ki yanlış.
Bir kısmı da deniz kıta sahanlığını bildiği halde kasıtlı olarak siyasi rant sağlamak için yanlış yönlendiriyor. Biz burada işin aslını astarını ve doğrusunu özet olarak anlatmaya çalışalım.
Kıta sahanlığı: Coğrafi bir terim olarak deniz kıyısıyla -200 m. derinlik arasında uzanan, az eğimli, karadan taşınmış tortularla kaplı olan dip demektir.
Bir hukuk terimi olarak da: Bir ülkenin kıyılarına olan -200 m. derinliğe ya da sınırın ötesindeki su derinliğinin doğal kaynaklarının işletilmesine elverişli olduğu noktaya değin, karasularının dışında kalan denizaltı bölgelerinin deniz yatağı ve toprak altı kesimlerinin tümünü kapsayan kısımdır.
Kıta sahanlığı, jeolojik olarak ülkeyi oluşturan kara parçasının deniz altındaki kıtasal çizgiye kadardır. Kıta sahanlığı, kara platformu olarak bilinir, bir kıtayı ya da kara parçasını çevreleyen görece sığ ve eğimli deniz tabanına verilen addır.
Kıta sahanlığı problemi nedir?
Özellikle Ege Denizi söz konusu olunca Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan tartışmaların en başında ve en çok gündemi oluşturan ifadelerden birisi de kıta sahanlığı konusudur. Peki, Kıta Sahanlığı nedir, ne anlama geliyor? Kıta Sahanlığı, devletlerin ekonomik anlamda üzerinde belirli egemen haklara sahip olduğu uluslararası deniz alanlarından biridir. Bir kıyı devletinin kara suları dışında kalan deniz yatağı ve toprak altında bir takım ekonomik haklar kullandığı alan olarak tanımlanan “kıta sahanlığı”, Uluslararası Adalet Divanı’nın 1969 tarihli kararında, “açık deniz altında kıyı devletinin ülkesinin ya da ülkesel egemenliğinin devamı ya da doğal uzantısıdır” şeklinde ifade ediliyor. Bu alan üzerindeki yetkilerin kullanımı ilana tabi değildir.
Bau. edu.tr’de Kıta sahanlığı ile ilgili şu bilgiye rastlanır: Kıta sahanlığı bir kıyı ülkesinin deniz alanında süren doğal uzantısıdır. Kıta Sahanlığı olgusu ilk defa 1945 senesinde Truman bildirisi ile ABD kıta sahanlığı dahilinde bulunan deniz altındaki ve üstündeki tüm kaynakların ABD’ye ait olduğunu ilan etmiştir. Sonrasında kıta sahanlığı tanımı uluslararası alanda benimsenerek kural olarak kabul edilmiştir.
Kıta Sahanlığı Kaç Mil Olmalıdır?
1982 yılında yapılan BM Deniz Hukuku sözleşmesine göre Kıta Sahanlığı kıyı devletlerinin kara sularından kıta kenarının dış bölümü ile sınırlı olan bölgedir.
Kıta sahanlığı olabilmesi için 200 deniz mili uzaklık olması gerekmektedir. Bir ülke kıta sahanlığı hakkı için bir ilanda bulunmak zorunda değildir. Kıyı ülkelerinin kıta sahanlığını kullanma yetkisi bulunur. Denize kıyısı olan ülkelerin doğal olarak kıta sahanlığı hakkı bulunur. Kıyı devletlerinin kıta sahanlığı hakları 1969 yılında Uluslararası Adalet Divan’ında başlangıçtan beri ve kendiliğinden olduğu şeklinde ifade edilmektedir.
Münhasır ekonomik bölge nedir? İstikşafi nedir? Kara suları nedir? Bitişik bölge nedir? Açık denizler nedir?
Kıta Sahanlığı sorunu nedir? Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde ‘Başlıca Ege Denizi sorunları’ Ege’deki deniz yetki alanları ile ilgili bir başka temel sorun Türkiye ve Yunanistan arasındaki kıta sahanlığı sınırının belirlenmesi konusudur. Ege’de Türkiye ve Yunanistan’a ait kıta sahanlığını sınırları henüz belirlenmemiştir. Şu anda ne Türkiye ne de Yunanistan Ege’de 6 deniz mili mesafesindeki karasularının ötesinde, sınırlandırılmış bir deniz yetki alanına sahip değildir.
Tartışmanın esas konusu, “Ege Denizi kıta sahanlığının Türkiye ve Yunanistan arasında, iki kıyı devletinin 6 deniz mili olan karasularının ötesindeki alanların da sınırlandırılmasıdır”.
Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin yoğun tartışmalara neden olmasıyla günlük hayatta kara suları, kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge(MEB) gibi karmaşık deniz hukuku terimleri sıklıkla gündeme Kara Suları: Sahildar devletin “tam deniz egemenliğine” sahip olduğu denizalanı olarak tanımlanır. Bu egemenlik, aynı zamanda kara suları üzerindeki hava sahası ve bu suların altındaki deniz yatağı ve toprak altını da kapsar. UNCLOS, devletlere kara sularının genişliğini 12 deniz miline kadar belirlenme hakkı verir.
Münhasır Ekonomik Bölge(MEB): Sahildar devletin hem deniz tabanı hem de su kütlesini kapsar. Kıta sahanlığının aksine MEB’in ilan edilmesi gerekir. MEB’in uzunluğu 200 deniz milinin ötesine geçemez. Bitişik Bölge: Bir ülkenin kara sularına bitişik olan bölge olarak tanımlanır. Bitişik bölgenin dış sınırı, sahildar devletin kıyılarından 24 deniz milinden daha uzun olamaz. Sahildar devletin bu bölgede tam egemenliği ancak ilave hakları bulunur.
Sahilleri bitişik ve karşı karşıya bulunan devletlerarasındaki MEB sınırlandırmasında “hakkaniyet” ilkesine uyulur. Bu bölgede sahildar devletin deniz yatağı üzerindeki sularda, deniz yataklarında ve bunların toprak altındaki doğal kaynaklarının araştırılması ve işletilmesinde egemen hakları bulunur. Kıta Sahanlığı: Bir devletin kara ülkesinin denizinin altında devam eden doğal uzantısı olarak tanımlanır. Kıta Sahanlığı denince deniz tabanı kast edilir ve uluslararası hukuk uyarınca devletin ilan zorunluluğu bulunmaz. Kıta sahanlığının genişliği 200 deniz miline kadar, hatta coğrafi şartların el verdiği durumlarda 350 deniz miline kadar uzanabilir.
Açık Denizler: Herhangi bir devletin, iç sularına ve kara sularına, kıta sahanlığına ya da MEB bölgesine Açık denizlerde hiçbir devletin kendine has hakları bulunmaz. Fi Emanillah!