Kim Dur Diyecek?

“Sessiz yığınların, sesli çığlığı” olmak istediğimiz için yazmaya ve tespit etmeye çalıştığımız bir konuda feveran ediyoruz. Bu feveranızı belki duyan olur da, bu işe bir el atmak lazım deyip el atanlar olur, diye düşünmekteyim.
RTÜK, DİYANET, Cumhuriyet Savcıları, Sosyal Politikalar ve Aileden Sorumlu Bakanlar, Sivil Toplum Kuruluşları, sizler nerelerdesiniz? Neden bu yangına müdahale etmiyorsunuz? Yangın hala sizlerin evlerine ulaşmadı mı? Yoksa.
Şu Medya da, göstere göstere sürdürülen şarlatanlıklardan rahatsız olmayan var mıdır? Hokkabazlıkları, hakaretleri, bu millet daha ne kadar katlanacaklar?
Vebaliniz yok mu sizlerin!
Evlendirme programlarının bir proje ürünü olduğunu bilmiyor musunuz? Bu programlara ismini verdikleri, reyting canavarı programlar adı altında yapılan rezaletlere, pespayeliğe, aşüftelige, alaycı ve küçük düşürücü tavırlara kim dur diyecek? Allah aşkına...
Dini program, “İslami Programlar yapıyorum” diyerek yapılan dengesizliklere kim dur diyecek?
Yalan, yanlış fetvalar vererek, insanları kandıranlara, cahil-cühela takımına, DİYANET ne zaman müdahale edecek? RTÜK, diyanete ne zaman danışacak?
Televizyonları sarıp sarmalayan, gayri ahlaksızlığa yetkililer ne zaman dur diyecekler?
Kendi yaşam tarzlarına ve adlarına din uydurup buna da “İslam” diyenlere kim dur diyecek?
Televizyonlar da boy gösteren, sahte mesih ve mehdilere cevap verebilecek babayiğitler yok mu?
Devletin görevi, güzel ahlakımızın yozlaşmasına sessiz sedasız bakmak mı?
Efendimiz (s.a.v): “Ben, güzel ahlakı getirmek için geldim” buyurmuyor mu?
Ahlakı, çürümüş, köhnemiş bir devlet ne kadar diri, canlı ve dik durabilir?
Sümme haşa, bizim bilmediğimiz, duymadığımız başka bir “İslam ve İslamın önerdiği” bir kaç ahlak daha mı var?
Kişiler ve cemaatlere göre, yeni bir din ve yeni ahlaki kurallar mı oluşturulacak?
Televizyon kanallarından bazıları maalesef kanalizasyona dönmüşler de kimsenin haberi yok. Pis kokular tüm ülkeyi sarmış da koklayan yok.
Kim ne yapmak istiyor, kim neye ve kime hizmet ediyor bilen gören yok!..
Fikir hürriyeti adı altında, ahlaksızlık, değersizlik, ananesizlik, ihanet pompalanıyor, okuyan yok.
Maalesef sahtekarlık, din bezirganlığı, günümüz de “geçer akçe olmuş” bilen yok.
Önemli olan inanmaksa, bu gün insanlar neye inandığını veya inandırıldığını da bilmiyorlar!..
Paralel devletlerle beraber, paralel dinler, paralel inançlar, paralel ahlaklar oluşturulmadı mı?
Hesap verilecek günün olduğunu nasıl unuttuk.
Gaybı bilmek mucize, keramet, fal, büyü ve benzerleri, toplumu ne hale getirdi!...
TV’ler de, muskalar, büyü bozma duaları pazarlanıyor, görüp bilen ve duyan yok.
Kaç aile bu şekilde yıkılıp gidiyor, duyup bilen, çare arayan var mı?
Sessiz çoğunluğa katılmanın bir bedeli olduğunu günün birin de sende ödemeyecekmisin?
Şu anda, medya ülkesinin insanımızı tamamen kuşatıp, İslam ahlakı dışında bir olguyla yönlendiriliyor. Bir zamanlar sürekli kap kaç hadiseleri gündemi oluşturuyordu. Eşini öldüren koca, cinnet geçiren koca hikayeleri saatlerce anlatılır oldu. Türkiye’ye korku bulutları, bu ve buna benzer haberlerle salınmadı mı!..
Şimdi, konu senaryoları değiştirilerek yeni korku ülkeleri oluşturacak filim ler çevrilmiyor mu? Görsel, okunsal ve düşünsel basının düğmesi, sanki birileri ve bir başkaları tarafından açılıp kapanıyor.
Ülke ahlakı da böylece bu düğmelere bağlanmış, çürümeye ve pis pis koku salmaya devam ediyor. Bir an önce bu konuya yetkililer el atmalı. Yoksa ne devlet, ne millet ve de aile kalacak?
Allah, bizi tüm şerlerden korusun. Amin.....