Mehmet Kaçar

Kazakistan Neden Rusya'yı Seçti

Mehmet Kaçar

Kazakistan’da, petrol fiyatlarını protesto etmek isteyen kalkışmacılar, isyan girişimini başlatınca Gelin şimdi bunun nedenlerini aklımızın yettiğince araştıralım.

Kazakistan, Türkiye’den sonra Türki cumhuriyetler içerisinde,  nüfus ve yüz ölçümü yönünden en güçlü Müslüman devlet. Bu devlet, bağımsızlığından sonra FETÇCÜ terör örgütünün eline geçmiş durumda. İç karışıklar ve darbe girişimleri bunların elinin altından çıkmaktadır.

Kazakistan’ın kara sınırları, Rusya ve Çin ile çevrili. Diğer tarafta da hazar denizi var. Petrol gelirleri ile geçinen Kazakistan, petrol kuyularını da Hazar Denizi kıyılarında açmış durumda.

Bugün Kazakistan için mücadele veren üç bölgesel kütlenin olduğunu görmekteyiz. Bunlar, Rusya, Çin ve Türkiye’dir.  Bu bölgesel kütlelerden en avantajlısı Rusya’dır. Zira, Rusya Kazakistan sınırları içerisinde bizzat mevcut durumda. Rusya’nın Kazakistan topraklarında bulunan askeri üstleri ve Rusçanın resmi dil olarak kabul edilmesi, Rusya’yı ilk sıraya çıkarıyor. Bu avantajları kullanarak Kazakistan’a zaten yerleşmiş durumda.

Kazakistan’da Rusya’dan sonra Kazakistan’a müdahale edebilecek en güçlü devlet ise Çin. Çünkü Çin, Kazakistan’a kara sınırı bulunan bir devlet ve zengin bir ülke. Kazakistan’da bulunan şirketler üzerinde üst düzey devlet memurlarını rüşvet vererek satın alabilir. Ayrıca, Çin, Kazakistan tarafından istenildiği   zaman ordusunu sınırdan çok rahat bir şekilde Kazakistan’a gönderebilir.

Kazakistan’a müdahale edebilecek üçüncü bir güç daha var o da Türkiye Cumhuriyet. Türkiye ve Kazakistan Müslüman ülkeler. Türkiye’de Türkçe konuşuluyor.  Kazaklarda  köken olarak  Türk.  Bu durum Türkiye ve Kazakistan’ı bir birine yakınlaştırıyor.  Türkiye’nin Kazakistan üzerinde aktif olmayan manevi bir nüfuzu var. Bu nüfuzun sebepleri, her iki ülkenin ırkının Türk ve Müslüman olmalarıdır. Ne var ki Türkiye’nin bir dezavantajı var. Kazakistan’a sınır komşuluğu yok. Kazakistan’a ulaşabilmesi için önünde Ermenistan, Azerbaycan deniz engelleri var. Türkiye’nin Kazakistan’a acil ulaşabilmesi için Azerbaycan ile anlaşarak olağan bir koridor açması lazım. Türkiye’nin şu anda böyle bir imkanı yok. Türkiye çok küçük bir koridora sahip olabilir. Nahçıvan sınırda.  Orta yerde ise Ermenistan bulunmaktadır. Azerbaycan ve Nahçıvan arasında Ermeni toprakları var. Türkiye Kazakistan’a ulaşabilmesi için ya Ermensitan’dan geçmesi lazım, buna da Ermesintan asla izin vermez. Ya da Gürcistan’dan geçmesi lazım. Son yıllarda Gürcistan’la Türkiye arasında bahar havası esiyor.  Veyahut da Azerbaycan ve Hazar denizini kullanarak Kazakistan’a ulaşabilir. Böyle bir durum da Türkiye’nin, Rusya ile savaşı göze alması demek olur. Şu anda bir gerçeği burada atlamamak gerekiyor. Azerbaycan’da Rus kontrolünde. Azerbaycan’ın 300 yıldan daha fazla Rus işgalinde kaldığını unutmamak gerekiyor. Rusya, Azerbaycan da çok güçlü bir konuma sahip. Karabağ savaşında bunu net bir şekilde hissettirdi zaten. Karabağ savaşından önce de sonra da Azerbaycan da barış gücü adı altında Rus askerleri konuşlu durumda. Türkiye Kazakistan’da Rusya ile bir savaşa girmiş olsa, bu durumda Azerbaycan’ın bu durumda safı Rusya’mı, Türkiye’mi olacak?

Son yıllarda Türkiye Gürcistanla iyi komşuluk ilişkilerini sürdürmekte.  Çünkü  Gürcistan’ın toprakları Rusya tarafından işgal edilmiş durumda. Bu durumda belki Türkiye’nin yanında durabilir. Ne var ki Gürcistan Hıristiyan bir ülke. Eğer Hıristiyanlık damarı kabarırsa işte o zaman Türkiye’nin asla yanında olmaz.

Şunu iyi bilmeliyiz ki, gerçek hayatta insanlar hep güçlünün safında yer alırlar. İnsanlar gibi ülkelerde kendinden güçlü olanların yanında yer almayı isterler ve bu bugüne kadar hep böyle olmuştur. İslâm veTürkiye. Evet Kazakistan ve Türkiye her ikisi de Müslüman ve Türk.

Özellikle son Empeyryalizmin  hakim olduğu çağımızda en önemli unsur insanlık için kuvvet durumundadır. Efendimiz (s.a.s) bir hadisi şeriflerinde de bu durumu ta o çağda bizlere Kazakistan, Türkiye’yi daha kuvvetli görmüş olsaydı, Türkiye’ye yakınlaşırdı. Çin’i Rusya’dan kuvvetli görse onlara yakınlaşırdı. Bu durumdan şu anlaşılıyor, Rusya’yı daha kuvvetli gördü ve onları ülkesinin güvenliğini sağlamaları için davet etti.  Çağımız insanları güce tapar duruma gelmişlerdir. Allah(cc) ‘ın isimlerinden birisi de el-Kavî ‘dir. Bütün insanlar güçlüye taparlar. Bazıları tapınmaya layık gücü bulma konusunda diğerlerinden ayrışırılar. Biz Müslümanlar ise tapınmaya layık güçlünün sadece  sadece Allah(cc) olduğuna inanıyoruz. Müslümanların yöneticilerinin bir kısmı güçlünün ABD olduğuna inanıyor ve onlara tapınıyorlar. Diğer bir kısmı da Rusya olduğuna inanıp onlara tapınıyorlar. Rusya’nın etrafında kümelenen devletçiklerin yöneticileri ise Rusya’nın en güçlü devlet olduğuna inanıyorlar ve Putin’e tapınmaya devam ediyorlar. Çinin etrafındakilerde Çine tapınmaya devam ediyorlar.

Halbuki Çini, ABD’yi ve Rusya’nın Putinini de Allah(cc) yaratmıştır ve en güçlü, eşsiz güç sahibi sadece Allah(cc)’dır. İşte Müslümanlar bu yüzde “Allahu Ekber” diyerek tekbir getirirler. Rusya, son 400- 500 yıl içerisinde en çok Müslümanlarla savaşmış, pek çoklarını idam etmiş, bir çoklarını da sürgüne göndermiştir.  300-400 yıldır Müslüman ülkelerin üstünde demoklesin kılıcı gibi durmaktadır. Bu durumda Kazakistan sizce Rusya’dan başka bir devletten yardım isteyebilir miydi? Bence hayır. Fi Emanillah!

Yazarın Diğer Yazıları