
Kalp ile ruh arasında bir bağ var mıdır?
Mehmet Kaçar
İnsanın göğsünde bulunan ve bir et parçası olan kalbi çalıştıran acaba insanın nefsi yani kendine has yaratılmış olan ruhu mudur?
İnsanın ruhu yani nefsi olmadan da kalbi çalışır mı?
İnsanın ölüm hali eğer ruhun bedenden ayrılması ise o zaman kalbinin de durması gerekiyor mu? Ya Ruh olmadan kalp çalışabiliyorsa bu nasıl gerçekleşiyor?
Son yıllarda oldukça ilerleme kaydedilen kalp nakli nasıl gerçekleştiriliyor? Kalp nakli sırasında ruh ne yapıyor? Ölü bir kalbi başka bir bedene taktığımız zaman o bedeni çalıştırıyorsa veyahut o bende takıldığında canlanıp o bedeni çalıştırıyorsa bu nasıl gerçekleşiyor?
Bir bedenden alınan kalp o anda neden hemen ölmüyor ve bir başka bedende canlılığını sürdürerek o bedenin ruhuna can veriyor mu?
Herkesin çok iyi bildiği üzere her bir insanda iki çeşit kalp vardır. Bunlardan birisi manevi kalptir ki, bazen insanın aklını da bu kalp temsil eder ve hissiyatın maskesi bir latife-i Rabbanidir.
Bir diğer kalp ise biyolojik olan kalbimizdir ki, insanın sol memesinin altında bulunan, kozalak şeklinde bir cisimdir ve bu cisim vücudumuzda ki kanın bedenimizde bulunan kanın akışını sağlayan ve onu her tarafa pompalayan bir maddî mekanizmadır. Bunun çalışmasının otomasynunu sahibi olan Allah (C.C) sağlamaktadır ve o dur dediği anda da durmaktadır.
İşte bu iki cihazın aynı adla anılmasında da elbette bir sebebi hikmet vardır. Zira her ikisinin de daima hareket halinde, çalışır durumda olması, birinin maddî hayatın devamı, diğerinin ise manevî hayatın devamının sigortası olması yönüyle bir bağ vardır.
Ruh, bu her iki kalp içinde zaruri var olması gereken bir yaratılmıştır. Ruh olmadığı zaman ne maddî kalp ne de manevî kalbin çalışması söz konusu olabilir.
Özellikle maddî kalp dediğimiz organımız ruh için bir alet hükmündedir. Göz ve kulak ruhun görmesi ve işitmesi için birer pencere olduğu gibi, kalp mekanizması da bedenin biyolojik hayatını sağlamak için ruhun kullandığı bir aygıttır.
Kalbin nakli de diğer organların nakli gibi belli bazı şartlar altında gerçekleşir. Yeniden çalışabilecek bir konumda olması halinde, başka bir bedene nakledilse bile o yeni ruhun kullanılabileceği bir alet olarak yine asıl fonksiyonunu icra edebilir.
Deyim yerindeyse, bir ampul(eskilerin deyimi ile campil) hangi elektrik mekanizmasına takılırsa takılsın, elektrik akımını alabildiği ve ışık verebildiği gibi, biyolojik kalp ampulü de ruh akımının Bunların hepsi Allah(C.C)’ın ezelî ilmiyle programlandığı kanunlar çerçevesinde ortaya çıkar. Bizim, ruhumuzun ve kalbimizin sahibi ne derse o olur.