
'Kalbime bak sen orası tertemiz!'
Mehmet Kaçar
“Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Sonunda O, kötülük yapanlara işlediklerinin cezasını verecek; iyilik yapanları, ufak tefek kusurları hariç, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanları ise daha güzeliyle ödüllendirecektir. Şüphesiz Rabbinin bağışlaması çok geniştir. Sizi topraktan yarattığı zamanki halinizi de, annelerinizin karınlarında cenin olarak bulunuşunuzu da en iyi bilen O’dur.
Şu halde kendinizi temize çıkarmayın! Kimin günahtan sakındığını en iyi bilen O’dur.”
İnsanlar bugün en çok kendilerini bu yolla kandırıyorlar. Sen benim günah işlediğime bakma. Benim kalbim çok temiz ve vicdan sahibi biriyim diyerek hem insanları hem de kendilerini kandırıyorlar.
Bu ayeti kerime mealine göre, ödüllendirmeyi hak edenlerin temel niteliğine dikkat çekilmiş bir hal vardır. Buna göre Allah katında makbul insan olma sadece iyilikseverlikle tanımlanamaz; onlar ayrıca büyük ve küçük günahlardan ve çirkin fiillerden kaçınan, kısaca ahlâkî duyarlılığı gelişmiş ve eylemlerine yansımış müminlerdir. “Ufak tefek kusurlar” diye çevrilen lemen kelimesi kapsamına giren filler için tefsirlerde, haram olan öpme, dokunma, bakma gibi örnekler verilmiştir.
Ayrıca kelimenin sözlük anlamına ve b konudaki bazı rivayetlere dayanılarak “lemen” şu mânalarla a-Kişinin aklından geçirdiği fakat eyleme dönüştürmediği kötülükler.
b-Yapmaya başlamışken pişmanlık duyup vazgeçtiği kötülükler.
c- Müslüman olmadan önce işlediği şirk ve diğer günahlar.
d- Dünyada cezayı ahrette de azabı hak ettirmeyecek derecedeki günahlar (Tâberî, XXVII, 65-69; günah çeşitleri ve büyük günah hakkında bilgi için bk. Nisâ 4/31; “çirkin işler” diye çevrilen ve fâhişe kelimesinin çoğulu olan fevâhiş, “hayasızlıklar, kötülükler” şeklinde de tercüme edilebilir, bilgi için Bu âyetin “sizi topraktan yarattığı zamanki halinizi” anlamı verilen kısmı “sizi yeryüzünde yarattığında; atanız Âdem’i, insan cinsini, ilk insan hücreciğini yarattığı esnada esnada; insanın oluşumundaki, yani enenin yumurtası ile babanın sperminin meydana gelmesindeki temel gıdayı topraktan yarattığı sırada" mânalarıyla da açıklamıştır. Âyetin devamında kişinin anne karnındaki devresinden söz edilmesi, bu ifadelerle Allah Teâlâ’nın, insanları kendilerinin dahi bilemedikleri, Günahlardan ve çirkin ifadelerden kaçınma çabası göstermenin önemine ve yüce Allah’ın bağışlanmasındaki enginliğe değinildikten hemen sonra yaratılış kanununa değinilmesi, insanın Allah’ın ilmi ve kudreti karşısındaki aczini iyi kavraması, kendisinin günahsız olabileceği gibi bir Nihayet ”Kimin günahtan sakındığını en iyi bilen O’dur” anlamına gelen bir cümleyle her bir fert hakkındaki bilginin Allah katında mevcut olduğu, kimsenin ecrinin zayi olmayacağı, dolayısıyla insanların kendi iyiliklerini başka insanlara onaylatma ihtiyaçlarının bulunmadığı veya bu iyiliklerin değerini bulması için kendilerini anlatmaları, çvmeleri gerekmediği hatırlatılmış olmaktadır (bu konuya ışık tutan bir olay ve Hz. Peygamber’in bir değerlendirmesi için bk. Ahkâf 46/9).