
'Kâbe' Ve Sırları
Mehmet Kaçar
Uzay’a ayak basan insanoğlu, dünyanın uzaydan resmini çekmiştir. Bu esnada gördükleri siyah ve sarkan-asılı bir küre gördüler. Birisi ki: “dünya siyah sarkan yani asılı küre? Acaba onu kim astı oraya?” Bunu söyleyen kim o esnada? Ay’a ilk ayak basan Neil Amstrong. Amstrong’un aslında söylemeye çalıştığı şey: Onu asanın gücün ancak ve ancak Allah olduğudur.
O yıllarda dünyanın radyasyon yaydığını keşfettiler ve bunu da web’de yazdılar. Bu haber yayında 21 gün kaldı ve daha sonra yayından kaldırdılar. Neden acaba bu haberi hızla yayından kaldırdılar? Mutlak surette bunu yapmalarının tabi ki bir nedeni vardı.. Bunun nedeninin tabi ki tespit edilen yeni bilgilerin bir an önce yok edilmesini istemiş olmalarıdır. Bu tabi ki çok net ve açık olan bir durumdur. Çünkü Kâbe’yi muazzama’nın(Mekke), radyasyon yaydığını iddia ettiler. Oysa bu radyasyon dedikleri kısa dalgadan başka bir şey değildi. Bu radyasyonu keşfettiklerinde bu radyasyonun içerisine zoomlama yapmayı uygun buldular. Burada keşfettikleri şey; bu radyasyonun Mekke şehrinden yayıldığını gördüler. Hatta daha net bir şekilde Kâbe’den yayıldığını keşfettiler.
İnceleme araştırmalarını bu yöne kaydırdılar ve bu radyasyonun sonsuz olduğunu gördüler. Mars’a indiklerinde yine fotoğraf çekmeye başladılar ve bu dalga boyunun Mars’tan da daha ileriye geçtiğini fark ettiler. Bu dalga boyunun bilindik dalga boyunun kısalığı yerine, özel bir yapıya sahip olduğunu hayretler içerisinde öğrenmiş oldular. Bu dalga boyu sonsuz bir şekilde ilerliyordu. İşte bu sebepledir ki bu radyasyon yani Kâbe(zahir) bizim gördüğümüz yönü ve ilahş-kutasal olan(batini) görünmeyen yönünü birleştiriyor. İşte bu yüzdendir ki Mekke görünen ve görünmeyen yönün sıfırlandığı kesişim noktasıdır. Bu aynı zamanda şu demektir ki Kâbe’nin bulunduğu şehir, dünyada bulunan yer çekiminden en az etkilenin bir noktadır. Melekler bunun için buraya yapmışlardır Allah’ın yeryüzü evini. Kâbe’yi tavaf eden bir kişi de kendini sıfırlar ve yeni bir enerji ile dolar.
Yapılan incelemelere bakıldığı zaman Mekke’de ki siyah taşlar dünyanın en eski taşlarıdır. Mekke’de ki bu bazalt taşlarının alıp incelediler ve (British Museum’da Kâbe’den getirilen üç adet taş vardır.) bu taşların bizim güneş sistemimize ait olmadığı kanaatine vardılar.
Bu bilgilere baktığımız zaman şu kanaat hasıl olmaktadır bizlerde. Kâbe’nin bir görünen(zahir) kısmı vardır ve birde görünmeyen(batıni) ve sonsuza uzanan bir yönü vardır. Mekke şehri ise yer çekimi en az olan ve insanı yeni enerjiler veren bir şehirdir. Bura da tavaf etmek ayrıca insana ruhen doyum veren bir enerji sunduğu gibi, Kâbe’nin üzerinde uçan canlılar da tavaf kurallarına uyarak uçuş rotalarını belirlemektedirler.
Selam ve Dua İle!