Mehmet Kaçar

Kâbe'de kılınan namaz sevabı 100 bin kat fazla mı?

Mehmet Kaçar

Hac ve Umre ziyaretlerinde Kâbe, Mescid-i Nebi ve Kudüs’te yapılan ibadetlerin ve kılınan namazların   sevap dereceleri neden farklıdır? Suudi Arabistan da yaşayanlar devamlı kârdalar mı?

Hac ve Umre imtihanında Kâbe, Mescid-i Nebi ve Kudüs’te eda edilen namaz ile ilgili şunları burada anlatabiliriz.

Diyânet İşlerinin Hac ile ilgili Yayınlamış olduğu kitapta şöyle bir söz var: Kâbe’de kılınan namaza 100 bin, Peygamber Mescid-i olan Mescid-i Nebi’de kılınan namaza 1000, Mescid-i Aksa’da kılınan namaza da 500 sevap var” diyor. Bunu nasıl anlamalıyız? Oysa her üç mescitte de kılınan namaz aynı namaz?

Yukarıda verdiğimiz soru Peygamber(S.A.V) Efendimizin bir sözüdür. Üç farklı şehir ve mescitte eda edilen namazlara üç farklı sevap verilmesinin sebebi,  Peygamber (S.A.V) Efendimizin bu mescitleri önem sırasına göre sıralamış olmasından kaynaklanmaktadır. Yeryüzünün en mübarek mescidi Kâbe, sonra Mescid-i Nebi ve sonrasında da Kudüs olarak nitelendirilir.

Peygamber Efendimiz de(S.A.V) bu mevzuda söz söyleme yetkisine sahip olan bir peygamberdir. Yani kılınan namazların değerini bizzat kendisine takdir etmesi için Rabbil Âlemin izin vermiştir. Yani bu mescitlerde kılınan namazların değerini bizzat kendisi takdir edebilir.

Bunu şöyle tefsir edebiliriz:

Cebimizde bir kaç adet kağıt para var. Bunların hepsi kağıttan yapılmışlar. Biri 10 milyon lira olsun, bir diğeri de 1 adet 1 milyon lira olsun ve bir diğeri de bir adet 500 bin liralık olsun, üçü de kağıt para. Bunları elimize alalım ve yüzlerine bakalım. Aynı kağıtların üzerlerinde 10 milyon, bir milyon ve 500 bin lira yazıyor.

Devlet birinin üzerine 10 milyon lira yazmış ve o paranın ederi 10 milyon lira yani onunla 10 nilyon liralık alış veriş yapılarak ihtiyaçlar giderilebiliyor. Bir diğerinde ise 1 milyon lira yazıyor. Bu da kağıt para. Ama onun ederi de 1 milyon lira. Yani onunla bir milyon liralık alış veriş yapabiliyorsun ve bir milyonluk ihtiyacını giderebiliyorsun.  Bu da kağıt para. Bir başkasının üzerinde ise 500 bin lira yazıyor. Bu da kağıttan oluşturulmuş bir para.  Bununla da 500 bin liralık ihtiyacını giderebiliyorsun. Oysa üçü de kağıt para. Bu sevap hanesine yüz bin ve bin yazdıranlar ise Medine ve Mekke’ye dışarıdan gelenlerdir. Zira onlar belki de ömürlerinde bir defa çeşitli meşakkatlere katlanarak buraya gelerek görevlerini ifa etmektedirler.

Burada izah etmeye çalıştığımız meselenin özü şudur. Devlet, bir kağıdın üzerine kağıdı aynı olmak kaydı ile farklı farklı(Yüz milyon, 10 milyon, bir milyon) değerler biçebildiğine göre, Peygamber Efendimiz (S.A.V) niye farklı sevapların olduğunu söyleyemesin?

Kâbe ve Mescid-i Nebevi’de kılınan bu namazın önemini izah etmek, o mübarek topraklara ziyaret için giden hacı ve umre adaylarına anlatarak, orada vakitlerini iyi geçirmeleri gerektiğini anlatmalıyız. Oraya yatmaya gidilmiyor. Her vakitte orada ibadetle, zikirle, salâvatla meşgul olunmalıdır.

Mekke’ye dışarıdan gelenlerin, Mekke’de daha çok tavaf yapmaları daha faziletli olan bir ibadettir. Çünkü o, namazını her yerde edâ edebilir. Zirâ namaz, sadece Mescid-i Haram’a has bir ibâdet çeşidi değildir. Yeryüzünün her yerinde edâ edilebilir.
Tavafa gelince, onu Mekke’den başka bir yerde edâ etmek (tavaf etmek) mümkün değildir. Çünkü o, Mekke’de ikâmet etmemektedir.

Aksine (bir süre sonra) Mekke’den çıkacak ve oradan uzaklaşacaktır. Bu sebeple (vakitlerini) tavaf ile değerlendirmesi, onun için daha evladır.

Mekke’de ikâmet eden kimseye gelince, Mescid-i Haram’da namaz kılmak, onun için daha faziletlidir. Çünkü namazın söz ve fiilleri, tavafın söz ve fiilerinden daha faziletlidir.

Bu nedenle Mekke’de ikâmet eden bir kimse, Mescid-i Haram’da çokça namaz kılarsa, onun için daha faziletlidir.(Mecmû’u Fetâvâ İbn-i Baz; c: 16,s. 367).

Yazarın Diğer Yazıları