Mehmet Kaçar

İslam'da Medyanın Önemi

Mehmet Kaçar

Her şeyde olduğu gibi, Müslümanlar, gazetecilik, televizyonculuk, sinemacılık alanında ve sanal medya dediğimiz internet gazeteciliğinde yine batılıların gerisinde ve geç kalmış durumdalar.
Medyanın önemini, ancak kendi canları acıyınca yada, diğer medya kuruluşlarının bunları dışlayıp, yazılar ve yorumlarıyla kendi görüşlerini öne çıkararak Müslümanlara ağır eleştiriler yöneltmesi, kendi görüşlerine göre haberler yapması neticesinde uyandılar ve medyaya daha çok yöneldiler.
Müslümanların dışındakiler, Medya aracılığı ile, devletler yıkıyorlar, hükümetler deviriyorlar, gençlik hareketlerini yönlendiriyorlar, devletler kurup hükümetler yenileyip, başbakanlar atayabiliyorlar. İnsanları sokaklara döküp aylarca vandallık yaptırabiliyorlar. Fotomontaj ve Fotoşoplarla algı operasyonlarını yapıp yön verebiliyorlar. Üç beş yüzlük mitingleri üç beş bin gösterebiliyorlar.
Öldürülen Müslümanları öldüren gösterme de oldukça mahir durumdalar. Yıllarca gösterdikleri filmlerin de, Müslümanları, ilimden, fenden uzak, gerici, örümcek kafalı gösterdiler.
“İmamın keçisi çalınır” , “İmam keçi çaldı” şeklinde haberler yaparak, Müslümanları suçlı ve aşağılık, kendilerini ise masum gösterdiler.
Medya kanalları ve sinema filim ve dizilerinde işlenen temalar da; küfür, fuhuş, ahlaksızlık normal bir hayat tarzı gibi işlendi ve işlenmeye devam ediliyor. İslam Milleti tam yüreğinden dinamitleniyor. Bunun en canlı örneklerinden biri de “Kemal Sunal” filimlerin de görülebilir.

Bu filimler de kullanılan argo jargonlar, küfürler, bugün otuz yaş üstü insanların ağızlarında sakız gibi dolaşırken, Müslümanlar bile, İslamın kutsal saydığı, üç aylardan “Şaban” ayının adını, hiç kimse oğluna isim olarak veremez oldu. Bunun sebebi de “Kemal Sunal”lı filimlerde çizilen kötü imaj, “İnek Şaban” imajıydı.
Her hangi bir Müslümana, kendi oğluna “Şaban” ismini ver deyince, olmaz hocam, çocuğa sonra “İnek Şaban” derler ve çocuğun psikolojisi bozulur diye itiraz ediyorlar.
İslam dinin de medya benzeri uygulamalar, Rasulullah(s.av) dönemimde de uygulanmıştır. Bura da “ne alaka” diyenlere duyar gibiyim, ben de onlara, misallerle bu düşüncedekilere inşallah cevap vermiş olacağım.

Bu gün Müslüman medya mensuplarının bir üst konseyi, şurası oluşturmaları halinde, İslami medya ile İslami olmayan diğer medyalarla daha güçlü bir desteği olduğu için çok daha bilinçli ve mücadeleci rekabet edebilir. Kendi görüş ve düşüncelerini daha geniş kitlelere ulaştırabilir. İslami medyanın rakipleri bu gün bu güç birliğini oluşturmuş durumdalar.
Sizinle sizden olmayanlar toplu bir şekilde ve tüm silahları(askeri-ekonomik ve medya) ile saldırıyorlar. O zaman side onlarla onlar gibi güç birliği ile mücadele edin. İslami medyanın rakiplerine karşı güç birliğini şu ayeti celile de bulabiliriz.

“Müşriklerin sizinle toluca savaştığı gibi, sizde onlarla topluca savaşın.”(Tevbe :36).
Efendimiz hazretleri de, ilk harbi Bedir dahil ve vefatına kadar İslam ordusunun cihad ruhunu artırması için o şartlarda ki medyayı çok iyi kullanmıştır.
Bu günkü gibi gazete, televizyon, sanal gazete ve medya, kamera fotoğraf makinası yoktu. Amma, İslami medya diyebileceğimiz, o zamanın en etkili silahı ise şiir ve şairleri vardı.
Mesela; Hasan bin Sabit(r.an) i vardı ve Peygamber Efendimizin yanındaki en etkili silahı ise şiirdi. Hasan bin Sabit’e şöyle derdi: “Hucüm et! Ruhül Kudüs seninle beraberdir.”
Çünkü şiir yayılır, her tarafa dalga dalga ulaşırdı. İşte Efendimiz bu konuya karşı çok hassas davranır ve onu önemserdi.
Rasulullah Efendimiz, niçin Hasan bin Sabit(r.a)i yanında kamera, televizyon, gazete gibi taşıyordu ve bütün harplerinde yanından ayırmıyordu.
Çünkü medya, düşmanı tam kalbinden ve beyninden acıtıyordu. Hasan bin Sabit(r.a); beyitlerinde, müşriklerden bahsedip onları yerince, aşağılayınca , onların maneviyatları allak bullak oluyordu.
Efendimiz Hazretleri ise bu durumu şöyle dile getirmekteydi: “Hasan’ın beyitleri, düşmana ok darbesinden daha tesirlidir” diyordu.
Öyle ise, artık medya ayağında da Müslümanlar rakipleri kadar söz sahibi olmayı, filim, dizi, çizgi filim, gazete, radyo gibi alanlarda da söz sahibi olmayı başarmak zorundadırlar. Face, Twitir gibi sanalda da söz sahibi olmalıdırlar.
Selam ve dua ile.
 

Yazarın Diğer Yazıları