
İslâm sıfırının kurduğu batı medeniyeti!
Mehmet Kaçar
İslâm Matematiği (Riyaziye)’nin Hıristiyan Batıya yayılmasından önce Avrupa kültürü, özellikle matematik alanında, o kadar ilkeldir ki, bir rakam sisteminden bile yoksundur.
Bunun tabi ki bir nedeni vardır: “Greko-Romen” denilen ve göklere çıkarılan eski Yunan(Grek)-Lâtin kültürünün rakama sahip olmamasıdır. Roma medeniyetinde sayılar, rakamlarla değil harflerle anlatılmıştır.
Özellikle yüzyılların sayısı ile bazı fasıl ve sayfa adetlerinin tespitinde bugün hâlâ kullanılan ve “Chiffers Romains-Roma Rakamları” adı verilen bu ilkel sistemde her sayı bir harfle ifade edilmiştir. Örneğin; bir “I” harfi “bir” adedini, “V” harfi “beş” adedini, “X” harfi de “On” adedini ve “C” harfi ise “Yüz” adedini gösterir.
Çünkü; bu kullanışsız sistemde en zorunlu rakam olan “Sıfır” yoktur.
İşte bu bakımdan Roma Rakamları, İslâm şiirinde kullanılan “ebcet” hesabına biraz olsun benzetilebilir.
Sıfırsız “ebcet” harfleriyle hesap yapılamayacağı gibi, sıfırsız Roma Rakamları ile de matematik (riyazi) ilimler kurulamayacağı ayrı bir gerçektir.
Profesör Risler’in “La Civilisation Arabe” ismi ile 1955 tarihinde yayınlanan eserin 161 ve 162. sayfalarında bir “İslâm İcadı” sıfırın keşfi işte şu şekilde açıklanmaktadır:
“Herhalde bu dâhiyane icadı ve hiçbir latifeye kapılmadan denilebilir ki “sıfır” ın icadı insan cinsinin Aynı kitabın 161. sayfasında rakam siteminin en zaruri esası olan “sıfır”ın bir İslâm icadı olduğu anlatılıyor.
“Miladın 976 tarihinde “Mehmet bin Ahmed’in, ‘Mefatihu’l-Ulûm’ adındaki eserinde eğer on’lar hanesinde hiç bir sayı yoksa, sırayı korumak için bir daire kullanılması ileri sürülüyordu.
İşte bu daire Arapça’nın boş manasına gelen sıfır kelimesinden Lâtince’ye aktarılan “zero” nun çıkış noktasını oluşturur.
Şuna dikkat edilmelidir ki, ne keskin zekâlarına rağmen eski Yunanlılar(Lâtinler), ne de fenni seviyelerine rağmen Romalı’lar henüz bir rakam sistemini keşfedememişlerdi.
Eski insanlar hep parmakları ile sayı saydıkları için, batı âleminde hesap ilmi, İbni Amed’in keşfinden iki yüz elli yıl sonra sıfır rakamını kullanıncaya kadar gelişememiş ve olduğu yerde saymaya devam etmiştir.
Princetion Üniversitesi Profesörlerin den Philip Hitti’nin Fransızca nüshası “Precisd’ histoire des Arabes" ismi ile 1950 yılında yayınlanan İslâm Tarihi’nin 150. sayfasında da onuncu yüzyılda teşekkül “İslâm Rakamları’nın gayr-i müslim Avrupa’ya yayılması her şeye rağmen inanılamayacak kadar ağır olmuştur.
On üçüncü yüz yılın ortalarına kadar Hıristiyan matematikçilerin (riyazetçilerin) Roma Rakamları ile “Abague-Abaka” denilen hesap aletini kullanmakta ve en fazla işte o iki sistem telifinde inat etmekteydiler.
Tatbikat ve deneme zorunluluğundan dolayı yeni rakamlar ilk defa olarak İtalya’da kullanılmaya başlanmıştır.
Kuzey Afrika kıtasında seyahat etme imkânı bulan seyyahlar, burada bir Müslüman öğretmenden ders almış olan Piza’lı “Leonardo Fibonacci” 1202 tarihinde en mühim hususiyeti İslâm Rakamlarının kullanılmasından ibaret bir eser yayınladı.
Avrupa Matematiğinin (riyaziyesinin) başlangıcını işte bu yayınlanan eser oluşturmuştur.
Eski rakam sistemiyle bazı alanlarda hiçbir matematiksel gelişmeye imkân bulunmamaktaydı. Zira bizim bugün bilebildiğimiz hesap (matematik-riyaziye) ilminin temel taşları sıfırla başlayan İslâm rakamlarıdır.
“İşte bundan dolayı Profesör E. F. Gautier, 1955 yılında yayınlanan “Moeurs et Coutumes des Musulmans" ismindeki yapıtın 238. sayfasında şu net bilgiye yer verilmiştir:
“Bizim Rönesansımızın matematik(riyaziyemizin) hocaları Yunanlılar değil, Müslümanlardır.” Matematik(riyaziye), ilimlerin karanlık batıya İslâmiyet’ten intikal(aktarılan) etmiş olduğunu biran için bir tarafa bırakalım. Yalnız şu sıfır ve onlu rakam sistemini bugünün dünya kültüründen kaldıracak olursak, acaba ortada şu atom medeniyetinden geriye ne kalabilir?.. Selâmetle!