Mehmet Kaçar

İSLAM NMEDENİYET ŞEHİRLERİ BİR BİR YOK EDİLİYOR!

Mehmet Kaçar

Tarih boyunca, dünyaya ilim ve fende liderlik etmiş, bir ışık olmuş ve bir çok medeniyetin oluşmasında beşiklik eden, bir çok devlet ve kültüre, ilme ev sahipliği yapan, orta doğu, ABD’nin Irak’ı işgali ile başlayan süreçte talan ve yağma ile tanıştı. Orta doğunun kadim şehirlerini barbarlıkla tanıştıran haçlı zihniyeti ‘Haçlıların buradaki İslam Medeniyet şehirlerindeki inşa ettiği İslam medeniyetlerinde açmış oldukları kapanmaz yararlarla ilmi ve tarihi bu şehirler bir bir yok ediliyorlar. Bu şehirlerin pek çoğu bugün bir hayalet şehir haline dönüştürülmüştür. Bağdat, Musul, Halep ve Rakka, ABD, AB ve Rusya bombardımanları ile yerle bir edilmiş birer şehir görünümündedirler.’

   tarihi süreç içerisinde bu şehirler, bir çok medeniyete, ilmi buluşma ve kültürde ev sahipliği yapan Orta doğu İslam Medeniyeti, belki de dünyanın en etkileyeci, cazibe merkezlerinden olan şehirlerinin de adresi olmuş medeniyet beşiği idiler. Bu tarihi ilim ve medeniyet merkezleri, binlerce yıldır ayakta kalarak, tüm ihtişam ve görkemi ile tüm insanları ve insalığı etkilemeyi sürdürüyorlardı. Peki bu ne zamana kadar böyleydi?

   ABD haçlı zihniyetinin Irak’ı işgali ile başlayan süreçte talan ve yağma dönemi, Orta doğunun kadim İslam Medeniyet şehir başkentlerini barbarlık, katlim ve yıkımla tanıştırdı.

   Haçlıların talanlarına Ira işgali kapı araladı. Orta doğuda ki yıkım ABD’nin 2003 yılında ki Irak’ı işgali ile başladı. Saddam Hüseyin’in kimyasal silahlara sahip, hatta batı medeniyeti medyasında uzay silahı var diyen yayınları iddiaları ile başlatılan hain haçlı zihniyeti sürecinde, Irak’a giren ABD, 10 yıl süren savaşta 1 Milyon insanın ölümüne yol açmıştır. Bunun yanı sıra  binlerce evin, binanın yıkımına, ilim merkezinin, kütüphanenin, kitabın yakılıp yıkılmasına da sebebiyet vermişlerdir. Bağdat’ta gözden kaçan yıkım ise temel de bir İslam Medeniyetinin ve kültürünün yok edilişi, yıkılışı ve mezara gömülüşü olmuştu.

   Balkanlarda ve Orta doğuda yüzlerce cami ya yakıldı yahut yıkıldı veya da füzelerle kullanılamaz hale getirildi. Balkanların İslam Medeniyeti Kültür Başkenti Bosna-Hersek’te ve  yine Orta doğunun İlim Başkentlerinden biri olan Bağdat’ta, Emevi, Abbasi ve Osmanlı dönemin de inşa edilmiş yüzlerce cami, medrese, dergah, kütüphane, müze, su kanalları, saray, han ve hamam kullanılmaz hale getirilmiştir. O günden sonra da hiç bir camide ciddi bir restorasyon çalışması da yaptırılmamıştır. Nasiriye kentinde Babil İmparatorluğundan kalan tapınak, Bağdat’ın en ünlü camilerinden Ebû Hanife camisi, Felluce’de ki Hutafa el-Raşid cami, Hristiyan Eyaletinde ki Seyyedoşa da Camii, ABD askerleirnin ağır silahlarının bombalarıyla hasar gördü ve yıkıldılar.

   Musul şehrinde de bugün cadılar dolaşır hale gelmiştir. ABD işgal ettiği yerlerde kurdurduğu terör örgütleri ile yakıp yıkmakla ün saldığı bir yüz yıl yaşıyoruz. Afganistan da Ladini türetti, Irak’ta da DEAŞ’I(İŞİD’İ) kurdurdu ve bu örgütleri temizleme bahanesiyle İslam ülkelerine operasyonlar düzenliyor.

   İşte bu şehirlerden biride Musul şehridir. ABD’nin kendine sunduğu demokrasi ordusunun öncülüğünde ki koalisyon güçleri, 9 ay boyunca bu tarihi kenti bombalayarak altını üstüne getirdi. Musul da 40 bin kişi hayatını kaybetti. 126 bin aile muhacir duruma düşürüldü. BM’ye göre de bir milyon sivil vatandaş Musul’u terk etti.  ( bin 475 adet ev yakılıp yıkıldı, kamu binalarına bu rakamın eklenmesiyle 10 bini aşmış oldu.

   Emir Nurettin Zengi ve Osmanlılardan arta kalan tarihi eserlerin tamamına yakını da yıkımdan nasibini aldı. Tarihi Kervansaray, Cami el-Nuri ve Musul’un sembolü halinde olan Hadba Saat kulesi, Hıdırellez Camii, Musul Askeri Kışlası, Yunus Nebi Camii, İmam Avneddin Camii bugün artık kullanılamaz halde insanlara üzgün üzgün selam vermektedir.

   Gelecek kuşaklar İslam Medeniyetinin bu sembol eserlerinde artık namaz kılamadıkları gibi İslam Mimarisinin görsel olarak sunduğu estetik ve sanattan da mahrum kalacaklar.

Haleb’in altını üstüne getirdiler. 6oo binden fazla kişinin yaşamını yitirdiği tahmin edilen Suriye iç savaşının bir kurbanı da bu ülkenin köklü İslam Medeniyeti oldu. Muhalif güçler ve Esad’a bağlı rejim güçleri arasındaki çatışmalar da bir çok tarihi eser ya yıkıldı yada kullanılamaz hale geldi. Suriye iç savaşının başladığı 2011 yılından bu tarafa binden fazla camii bombardımandan nasibini aldı ve yıkıldı veya kullanılamaz hale getirildi.Camilerle birlikte çok sayıda türbe, medrese, müze, çarşı ve sivil mimari eserleri mezara gömüldü. Bunlar arasında en göze çarpanı ise Halep’te inşaa edilmiş olan İslam Mimarisinin çarpıcı örneklerinden biri olan Emevi cami, 8.inci yüz yılda bina ettirilen Caminin 13. yüz yılda yeniden yaptırılan minaresi haçlı zihniyetinin saldırıları yüzünden işlevini yitirdi. Halep’te ki bombardıman dan nasibini alan bir diğer güzide İslam Medeniyeti sembolü olan cami ise Hz. Zekeriyâ Camii olmuştur. Bu caminin içerisinde Hz. Zekeriyâ’nın Türbesinin yanısıra Hz. Muhammed’in sakal-ı Şerifi ve dişleri bulunuyordu.

   Rakka şehri de aynı akibeti yaşayan bir başka İslam Medeniyet şehir durumundadır.  ABD’nin geçtiğimiz günlerde kendi kurdurduğu Deaş’tan alınıp bir başka terör örgütü PKK/PYD nin eline teslim edildi. Rakka’da da duru hiçte farklı değil. Rakka’nın son durumu, ikinci dünya savaşı sırasında müttefikler tarafından bombalanan Almanya’nın Dresden kenti ile karşılaştırılıyor.

   Rakka kentinden gelen görüntüler, bu kentte yapılan bombardımanın büyüklüğünü gözler önüne seriyor. Yüzlerce bina yıkılırken hava görüntüleri her şeyi anlatmaya yetiyor. ABD hava kuvvetleri her şeyi anlatmaya yetip artıyor. ABD hava kuvvetleri ile PKK/PYD, DEAŞ’ın üst olarak kullandığı gerekçesiyle camileri de özellikle bombaladılar ve geriye bir enkaz yığını bıraktılar. Bu kentte 100’e yakın caminin yıkıldığı ve kalanların yüzde 90’nın hasra gördüğü tahmin ediliyor.

   Bu kentin yeniden imarı tarihi camilerin restorasyon kurallarına göre ihya edilmesi ise imkansız gibi bir halde. Ülkenin UNESCO  mirası olan listedeki 6.ncı sırayı alan Halep Antik Kenti, Basra Antik Kenti, Şam Antik kenti, Crac Deschevaliers ve Oal’lat Salah El-Din Kaleleri ile çölün gelini lakaplı antik şehir Palmira; roket, tank ve hafif silahlar neeniyle çok ağır hasar gördüler.

   Fi Emanillah!...

Yazarın Diğer Yazıları