Mehmet Kaçar

İslam dini neden yas tutmaya izin vermiştir?

Mehmet Kaçar

Sevilen bir kişi, bir büyüğümüz ve salayı rahimden biri ya da yine çok sevdiğimiz bir nesnenin kaybolması, bozulması ve çürüyüp çöpe gitmesi ile ortaya çıkan üzüntü haline yas adı verilir. 
Yas ise bir zayıflık hali değildir, tam tersine kaybedilen bir canlıya veya nesneye karşı duyulan bir sevginin göstergesi ve yepyeni bir duruma uyum sağlayabilmek için yaşanan sürecin adıdır. Yas, Sevilen bir kimsenin ve yine sevilen bir canlının, nesnenin kaybı, geride kalan birinin hayat akışını bozmuş ve zaman algımızı zedelenmiştir. Böyle durumlarda dünyada yaşamaya devam eden birisi hayatını yeniden düzenlemek için çaba sarf eder. Zamanı geri çevirmeye ve tekrar dünya hayatına geri dönüp adapte olamaya ihtiyaç vardır ki, yas burada bir köprü işlevi görür. Kaybedilen kimseyi bir daha göremeyeceğimizi düşünmek, bilmek bir insanın ruhuna ve yüreğine acı verir ve yas Sevilen bir kimsenin kaybı, geride kalanın (yani dünyada yaşamaya devam edenin) ruhundan bir parça kopması gibi hissedilir. O parçanın koptuğu yeri tamir etmek için çevrenin, çevredeki yakınların sıcak ve samimi desteğine ihtiyaç duyarsınız. Bir yoksunluk içerisindesinizdir, o yoksunluğu yas ile Böyle durumlarda iç sesinizi duyabilecek haysiyete sahip olan yakınlarınızla bağlarınızda güçlenir ve yanınızda yer alan kişilerden, çevrenizden destek ve güç alırsınız. Yürek ve ruh yaranızı ve bir dostun eliyle sarar ve düştüğünüz yerden kalkabilecek kadar bir direnç sahibi olabilirsiniz. 
Yas aslında asla bir yıkım olmamalıdır ve değildir de. Yas bir yıkılış, bir düşüş değildir. Yas yaşanılan kopuşu onarmak ve zamana karşı uyumunuzu sağlamak için köprü işlevi ara bir süreçtir ve geçicidir. İnsanlar yasını yaşarlarken farkında olmadan dünya hayatı için yeni projeler geliştirir ve acıyı kabullenmeye kendini hazır hale getirir. Kişinin sevdiği nesnenin yada yakınının yokluğunu kabullenir ve hayatınızdaki boşluğu yeni şeylerle doldurmanın yollarını ararsınız. O nedenle başınıza gelen hadisler karşısında tuttunuz yasınızı yok saymayınız. Yası küçümsemeyiniz ve yasınızı asla Sevgi içimizdeki dünyayı renklendiren bir güçtür. Sevgiyi kaybettiğimiz zaman ise çaresizliğe düşer ve o dünyayı yeniden kurabilmek için parçaları toplamaya koyuluruz. İşte bu bir insan için yastır. Yas acıdır, acıyı kabullenmek ise yeniden bir şahlanış, yeniden bir ayağa kalkıştır. Hayatın akışı içinde yaptığımız her yenilik, her değişim bir doğuştur ve her doğuşun öncesinde de sancı vardır, sonrası ise mutluluk ve tatlılıktır. Yas bu sancının yaşandığı sürecin adıdır ve o acıyı kabullendikten sonra hayatınıza kaldığınız yerden devam edecek duruma gelirsiniz. 

Yazarın Diğer Yazıları