Mehmet Kaçar

İslam Barış Şuurası Kurulmalıdır

Mehmet Kaçar

Şeytan, hz. Adem’den bu tarafa 100-150 milyon insanla uğraşmıştır ve uğraşmaya da kıyamete kadar devam edecektir. 124 bin peygamberle mücadele etmiştir. Nemrut, Firavun, Haman, Karun, Ebu Cehil ve Ebu Leheb gibi büyük kafir ve müşrikleri yetiştirmiştir. 120 sahabeye farklı tuzaklar kurmuştur. Sahasında uzanan ve son derece profesyonel bir insan düşmanıdır.
Şeytan, bir peygamberi bile cennetten çıkarabilecek planlar yapmış, aynı peygamberin yani Hz. Adem’in iki evladından birinin, insanlık tarihinde ilk defa kanını döküp, kardeş katili olmasına neden olarak kardeş katili olması için çalışmıştır. Başka bir Peygamberin, Nuh(a.s)un evladının kafir olarak can vermesi için gayret sarf etmiş, bir diğer peygamberin Hz. Yakub(as.)un çocuklarının, kendi öz kardeşleri tarafından Hz. Yusuf(a.s)u kuyuya atmaları için ustaca tuzaklar kurmuş, melun bir düşmandır.
Şeytan, İslam tarihimiz boyunca binlerce Müslümanın kanuna ve canına mal olan, belkide kıyamete kadar devam edecek ciddi bozğunculuklara kapı aralayan ve İslamı Ümmeti içerisine ilk ciddi fitne tohumunu Cemel ve Sıffin savaşları, Harre ve Kerbela hadiseleri gibi büyük fitnelerin alt yapısını hazırlamış, organizasyonun da bizzat yer alarak senarist olmuş, sponsorluğunu ve reklamını yapmış, kışkırtmış çok azılı bir düşmandır.

Şeytan, “Ey Rabb’ım beni azdırmana karşılık, bende yer yüzünde yarattığın kullarına günahları süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım...” (Hicir:15/39-40) diyerek büyük bir kin ve nefretle yemin etmiş, milyon kere yenilmiş, pes etmemiş ve milyon kere de zafer kazanmış, her türlü İnsanla uğraşmış, kimini kendine evlat edinmiş, kimilerini de dinden caydırmış, görmüş geçirmiş, insanlık tarihi kadar büyük bir tecrübeye sahip mahir bir düşmandır.
İşte bu büyük düşman, şimdi de Allah muhafaza buyursun, ümmetin belini kırabilecek dirilişimizi yüzyıllar sonrasında erteleyebilecek, nesillerimizi, siyonizme ve emperyalizme, köle yapabilecek büyük bir operasyonun hazırlığını yapmakta ve alt yapısını oluşturmaktadır. Şeytanın bu son operasyonunun adı da “Mezhep çatışmaları” dır.
Kur’an’ın, “Size en şiddetli düşman Yahudiler ve Müşriklerdir.”( Maide:5/82) hükmüyle Müslüman zihinler de inşa ettiği öncelikli düşman algısını ve ümmetimizin siyonizm ve emperyalizme karşı teyakuz haline, her hangi bir mezhebe, meşrebe, fırkaya, guruba yönlendirenler gibi mezhebi adına Müslüman katletmeyi caiz ve sevap görerek teşvik eden sapkın anlayışlar da aslın da şeytanın değirmenine su taşımak anlamına gelir.

Şeytanın gerçekleştirmek istediği bu büyük ve tehlikeli operasyonun tek sözünü bir Kur’an projesi olan “İslam Barış Gücü” ve “Bu güce bağlı olacak İslam Barış Konseyi” nin kurulmasıyla olacaktır.
Mü’minler den iki topluluk savaşacak olursa zulmedene karşı Allah’ın emrine dönüşünceye kadar savaşın. Eğer dönerse aralarını adaletle bulun...”(Hucurat:49/9) ilahi talimatı gereği İslam Coğrafyasında ve kendi coğrafyamızda oluşan ayrılık gayrılık ve ötekileştirmeleri, binlerce kilometre ötelerden gelen emperyal-siyonistler tarafından değil, müminler tarafından çözüleceği uluslar arası ya da “İslam Birleşmiş Milletler topluluğu tarafından”çözümlenecek bir mekanizmayı kurmak üzerimize de farzı ayındır. Türkiye’nin öncülüğün de kurulacak bir “İslam Ordusu” ve “İslam Barış Gücü” ile birlikte her türlü farklılıklarına rağmen Müslüman olarak tarif edilen bütün akımlar, ümmetin ana gövdesi içerisinde değerlendirilerek öncelikli düşmanımız batı ve emperyal-siyonizme karşı büyük ve güçlü bir birlik oluşturulmalıdır. Müslümanların arasındaki ihtilafları, ayrıcalıkları ötekileştirmeler bizzat Müslümanların ara buluculuğu sayesinde çözümlenmelidir. Müslümanlık kisvesi altında terör örgütleri, kurarak Müslümanlara zulmeden veya mezhebi adına Müslüman kanı dökmeyi caiz gören tüm yapılanmalar ıslah edilecek, ıslah olmuyorsa güç kullanılarak yola getirilecektir. Böylece İslam topraklarında ve topraklarımızda(Fastan-Bayal Gölüne ve Tunaya kadar) tüm, emperyal-siyonistlerden NATO-İncirlik gibi üstleri de geri alıp, İslam barış Gücü veya İslam Ordusuna teslim edilecek, böylece, emperyal-siyonistler, haçlı zihniyeti sınırlarına geri gönderilerek, fitne, fesat ve bozgunculuk tohumu ekmelerinin önüne geçilmiş olacaktır.
Bir de, “İslam Barış Gücü” bünyesinde oluşturulacak olan “İslam Fetva Konseyi” tarafından günümüz de ortaya çıkmış olan bazı sorunlu İslami konular da, ortak fetvalar verilerek, İslam ülkelerinde zuhur eden, aynı konudaki ayrı uygulamalarında önüne geçilerek, birlikte ibadet etme, birlikte Bayram yapma gibi birliğin sağlanmasını bu fetva komisyonu sağlayacaktır. Bu komisyonun kararlarına uymayanlar, İslam Barış Gücü”ne havale edilmelidir. Böyle bir çalışma gerçekleştirilebilirse eğer, Müslümanların mezhepsel ve cemaatsal veyahutta etnik ayrıcalıkları ortadan kalkar ve yeniden, yardımlaşma, sanayileşme ve ümmet kardeşlik tohumları ekilebilir.

Ayrıca, siyonizm ve Emperyalizme karşıda bir blok olarak karşı durulabilir.
Selametle....

Yazarın Diğer Yazıları