Mehmet Kaçar

İsim İnkılabı!

Mehmet Kaçar

18. asırdan sonra, yalnız maddi sahalarda evrimler değil, manevi sahalarda da o kadar çok evrimler, devrimler ve çevrimler yaptık ki, en sonunda örf, âdet ve anane dairelerinde bile evrildik, devrildik, çevrildik, bir baktık ki batılılaşıvermişiz.

Batı taklitçiliğinde, batılıları dahi fersah fersah geride bırakarak, batıllılardan çok batıcı oluverdik.  Zira, onlar örf, âdet ve anane konularında bizim yaptığımız evrimlerin, devrimlerin, çevrimlerin hiçbirini yapmamışlardır.

Meselâ bizim soyadlarıyla şahıs isimleri alanlarında yaptığımız değişiklikleri, batılılar hayallerinden bile geçirmişler midir acaba?

Göbek adları alanında yaptığımız ınkılabımız çok ses getiren bir ınkılap olmuştur. Batılıların bu gibi ınkılapları hayallerinden bile geçirmeyiş nedenlerinin sebebi, onların örf, âdet, anane ve gelenek gibi ictimai özellikleri, her alanda milliyetin ve milli benliğin temel taşları saymalarından kaynaklanır.

Adlar yani isimlerde işte bunlardan biridir. Her millette şahıs isimlerinin dini ve milli kökleri vardır. Meselâ, bütün Avrupa milletlerinin önemsiz bir takım telâffuz(söyleyiş) farklarıyla kullandıkları Joseph, Paul, Pierre, Georges, Jean, Michel, Maurice, Nicolas, Eugene, Andre ve Bernard gibi erkek adlarıyla Marie, Helene, Genevieve, Anne, Suzanne ve Eugenie gibi kadın isimleri hep Hıristiyan Azizlerin adlarıdır.

Bugün hiçbir Fransız, hiçbir İngiliz ve Alman, İtalyan ve İspanyol vs.’nin hayallerinden bunları değiştirip, Ebubekir, Aişe, Fatma, Osman, Hanife gibi isimleri vermek geçmiş midir acaba?

Yukarıda saydığım Azizi isimlerini değiştirip yerlerine milli isimler kullanma gibi bir yenilikçilik akımı gayreti içerisine girmek ihtimali ise asla yoktur. Çünkü dini geleneklerde milliyetin ve kültürün en önemli unsurlarındandır. Ne yazık ki bizde böyle bir anlayıştan artık nokta kadar eser kalmamıştır. Bin yıldır içerisinde bulunduğumuz İslam kültür dairesinde kullandığımız ve kutsal saydığımız isimler unutulmaya ve onların yerine uydurma isimler kullanılmaya başlanılmıştır.  Bu uydurma isimlerin çoğunun anlamı bilinmeden, put isimleri dahi ad olarak verilmeye başlanılmıştır. Mesela Kayra gibi ki bu dağ putu anlamına gelir. Mehmet, Ahmet, Mahmut, Şaban, Recep, Ramazan, Mustafa, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali, İbrahim, Hasan, Hüseyin ve Abdullah gibi erkek isimleriyle Hatice, Ayşe, Fatma, Zeynep v.s. gibi kadın isimleri yeni nesiller arasında artık istisnai bir durum oluşturmaktadır.

Şimdi onların yerine İslamiyet’ten önceki Türk isimleri bile değil, hep uydurma isimler kullanılmaktadır.

Bunun ne demek olduğunu anlamak için yazılı ve sözlü medyaya bir göz atacak olursak görürüsünüz ve orada kullanılan isimlere bakınca anlarsınız.  Örneğin, erkek isimleri içerisin de  Hitay, Kamutay, Günay, Sınay, Ayçın, Vural, Ural, Gülen, Kaya, Polat, savaş, Sezgin, Türesin, Erdinç, Özgen, Ertaş, Önder, Duran, Özel, Ünal, Yener, Atılgan, Sükan, Gürler, Ejder, Dilek, Sibel, Ertan, Şen, Şenol gibi gelişigüzel uydurmalara ve kadın isimleri içinde Bijen, Fügen, Gülsen, Gülseren, Aysel, Ayten, Aynur, Aysen, Ayla, Aydan, Aytaç, Aysun, Gülay, Gülnar, Tülin, Tülay, Esmeray, Günsay, Sevil, Sevin, Sevim, Sevgi, Oya, Alev, Yonca, Dilek, Birgül, Çiğdem, Betin, Işık, Sibel, meral, İnci, Demet, Mine, Gökçin, İpek, Gönül, Emel, Serpil, Özaltın ve Taçlan gibi garibelere tesadüf edilir.

Ne var ki mesele bundan da ibaret değil dir.Yine uydurulmuş erkek isimleri içerisinden Cengiz, Cingiz, Oktay ve Timur gibi en şiddetli Türk ve İslam düşmanı ve sarı Mongolların ve kadın isimleri içinde de efsanevi Asur ve Babil Kraliçesi Semiramis’in isimlerine bile çok sık rastlanmaktadır.

Hatta Emil, Rita vs. gibi Hıristiyan ve yabancı isimler dahi bugün revaç bulan isimler arasında yer almaktadır.

Artık  şu gerçeğe dikkat edilmelidir: Bir millet için bu hale gelmek demek, milliyetini yani kendi milliyetini, kendi kültürünü  unutup, kültür emperyalizmine yenik düşmek demektir. Fi Emânillah!

Yazarın Diğer Yazıları