
İRAN VE ABD YENİ BİR FLİM GALASINDA BULUŞTU
Mehmet Kaçar
İslam coğrafyasında uygulanan senaryoların tarihi belki de 200 yıldan daha eskidir. Bu senaryoların sahnelenmesi her geçen gün değişik rejisörlerle sürdürülmektedir. Ortaya konan film karelerinde bazen Abd-Suriye, bazen Abd- İran, bazen Abd- Mısır, kimi zamanlarda Abd-Suud, bazen de Abd-Libya, Lübnan, Katar ve diğerleri sahnededir.
Türkiye’ye dost görünüp de, daima düşmanca tavırlar takınan bir Siyonist/emperyal devlet olan ABD vardı karşımızda. Son yıllar da Abd’nin isteği üzerine, içerisinde en çok Türk nüfusu barındıran AB ülkeleri de bu düşmanlığın içerisine çekildi ve Abd’nin sağ kolu olan yeni, düşman Hıristiyan kulübü karşımızda durmaya başladı.
Asırlardır Osmanlıları arkadan vuran İran Şii Emperyalizmi ise, tarihteki yaşamış olan Pers imparatorluğunu kurma peşindedir.
Son onlu yıllarda İslam coğrafyasında kan döken ve terör faaliyetleri ile Müslümanları yerlerinden yurtlarından eden PKK başta olmak üzere DEAŞ dahil, PYD ve bütün terör örgütlerinin arkasında Abd’nin tam destek verdiği ve İran menşeyli olan zalim İran Muhafız Ordusu vardır.
Bu ordunun ve başındaki generalin tek bir görevi vardı, oda Sünnileri katletmeyi dini emir ve ibadet olarak kabul etme gafletinde ve İslamiyet’e ihanet etmektedirler.
Cennetle müjdelendiği bildirilenlerin ilk 3 sırasında bulunan; Hz. Ebu Bekir; Hz. Ömer ve Hz. Osman(Radiyallahu aleyhim ecmain)’a zalim diyenlerin kendisi bizzat zalimdir. İslamiyet’in bu güzide büyüklerini sevmeyen asla…
Kendilerini uçuruma atıyorlar. Somali gibi Afrika ülkelerinde bulunan terör örgütlerini yine destekleyen İran’ın kendisidir. Yemende yıllardır yürütülen isyanın başrollerinde yine İran, Suud ve BAE vardır. Bahreyn’i karıştıran, Irak’ı sömürgesi gibi kullanan, Suriye’de ki katliam ve göçlerin baş sorumlusu yine ABD ve Rusya destekli İran’dır. Allahu Teala “ihmal” etmez, “imhal” eder. Zalimlerin düşmanıdır. Zulme rıza zulümdür. Küfre rıza küfürdür. İran, Abd ve İsrail cezasız kalmayacağını zannediyorsa yanılıyor. İran’ı gelecekte Irak’tan daha beter bir duruma düşüreceklerdir.
Kasım Süleymani’nin ölümünde İran ve Abd’nin ortak hazırladıkları bir palan vardır. Bu plana göre aşağıdaki maddeler palanın uygulama safhasını ortaya koymaktadır:
1- Kasım Süleymani ve ordusu; Şiiliğin pers imparatorluğu ve yayılmacı politikasının uygulama safhasındaki en önemli isimdi.
2- Kasım Süleymani, konumu ve Sünni düşmanlığı gereği İran halkı tarafından çok sevilmeye başlamıştı.
3- Bu komutan, Azerbaycan-Ermenistan savaşında Ermensitan’ın yanında yer almış ve İran’da bulunan Azerilere korku salmakla meşhur olmuştu.
4-Kasım Süleymani, İran için paralel devlet denilen Fetullahçı Terör örgütü konumuna gelmişti.
5-Kasım Süleymani, İran devlet konseyini devirebilecek halk desteğini kazanmıştı.
Bu ve benzeri nedenlerden dolayı Kasım Süleymani’nin oratdan kaldırılması gerekiyordu. Bunu en iyi şekilde Abd ile anlaşarak yapabilirdi İran. Kasım Süleymani hem bir halk kahramanı olsun ve hem de ortadan kaldırılsın planını en iyi uygulayacak devlet Abd idi ve onlarda bu görevi yerine getirdiler.
Bu hadise’den İran ne kazandı?
a- İran öncelikle Kasım Süleymani gibi arkasında ciddi bir silahlı kuvvet olan ve devlete ihtilal yapabilecek kapasiteye gelecek birini ortadan Abd oraklığı ile bertaraf etti.
b-İran’da son yıllarda artan sokak hareketlerini, Kasım Süleymani’nin vefatı ile ortadan kaldırdı.
c-Abd’nin göstermelik ambargoları ile sarsılan İran ekonomisi bu hadiseden sonra nefes aldı. Artan petrol ve altınfiyatları ile İran ekonomisine ciddi girdiler sağlandı.
d-İran’ın yıllardır düşman gösterdiği Abd ve İsrail’i yine hedef tahtasına koyarak İran halkına düşman gösterme hedefini yeniledi ve Şii Pers milliyetçiliğini canlı tutmaya devam edecek.
İran, Abd ve İsrail’den intikam yemini etse de intikam alabilir mi? Bence alamaz. Nedenleri ise şöyledir:
1-Bu hadise Abd ile anlaşmalı bir şekilde yapılmıştır.
2-İran, hiç bir zaman kafirlerle savaşmamıştır. 50’nin üzerinde savaşı Osmanlı ve Sünnilerle yapmıştır.
3-İran halkına intikam yemini ettirerek, Abd’nin askerlerinin stratejik kuvvetlerinin olmadığı boş arazilere füze saldırısı yaparak halkına bir nebze olsun moral vermiştir. Aynı taktiği Saddam ‘da İsral’in boş arazilerine füze atarak denemişti ve İsrail’e füze atan komutan konumuna gelmişti. Sözün özüne gelecek olursak; İran Abd ile anlaşarak hem kendi rejimini korumuş ve hem de Mazlum-Mustazaf Müslümanların savunuculuğuna soyunmuştur. Müslümanlar ile Abd arasında İran köprü rolünü üstlenmiştir. Kısacası İran ve Abd’nin baş rolünü oynadığı bu filmde Müslümanlar figüran olarak kullanılmıştır. Abd ve İran göstermelik senaryoda düşman kardeşler olarak aynı filmde oynamışlardır vesselam. Fi Emanillah!