Mehmet Kaçar

İnsan hayatının tek amacı vardır oda Allah'a ulaşmak ve özgür olabilmek!

Mehmet Kaçar

İnsanı yaratan ve insanın bizzat sahibi olan Yüce Allah(cc), insanı neden yarattığını bizlere peygamberleri ve gönderdiği vahiyleri yolu ile açıklamıştır. Bu açıklamalara bakıp, üzerinde fikir yürüttüğümüz zaman göreceğiz ki, insan kendi yaratılışının ana sebebi olarak, kendisini yaratanını Allah Azze ve Celle buyuruyor ki, hayatta iken yani dünya hayatını yeryüzü küresinde yaşarken, beni amaç edinmezseniz ve bu yolda bir çaba sarf etmezseniz, o halde başkaca amaçlar edinirsiniz ve o amaçlar doğrultusunda koşmaya başlarsınız.

Kalbinizde ki sevgi ve aşk o amaçlar için çarpar hale geliverir de bir daha bundan kurtulmanız çok zorlaşır. Bu kendi nefsiniz, şeytanlar ve dünyadaki uzantıları tarafından engellenir. Hatta öyle İnsanoğlunun ikinci evresini yaşadığı ve adına yeryüzü denilen bu dünya hayatındaki dünya için beslediği amaçları bir tane ile sınırlı kalmaz. Envai çeşitlerde olur. Bu çeşitliliğin müsebbipleri ise nefis ve şeytandan kaynaklıdır. Nefsin başka şeyler ister, mesela araba, evlilik, para-pul, makam, mevki, tanılırlılık vb.

Anne-baba ve kardeşler başka şeyler ister, hanım veya bey başka şeyler ister, patron başka şey Bireyler bu istekler arasında koşuşturmaktan yorgun düşer, yeniden adım atabilmek için takatı kalmaz ve kendi ve çevresinin amaçların çerçevesinde koşuşturmaktan yorgun düşer.

Hangi amacını en üst seviyede yaşamaya başlamış olursa, diğer amaçları ona küser.

Eğer, yegane bir ilahı yani etrafında sadece Allah(cc)’ı, yani kendi sahibini ve yaratanını yaratılış amaçları için dinlerse, o dinleyiş neticesinde kendi sahibi ne istemişse işte onu yapar hale gelir. Bu hale kendini evirebilen bireyin etrafında kimler varsa, eşi, annesi, babası, çocukları ve diğerleri onu bu amaç için yaşayan biri olarak tanıyıp bilmiş olurlar. Bu tanıyış bireye ne kazandırır?

Birey böyle tanınmaya yani kalbinde sadece Allah(cc)’ı amaç edindiğini çevresine yansıttığı zaman, o bireyden bir daha Allah(cc)’ın rızasına aykırı bir şeyi kendisi ve çevresindeki diğerleri beklemez hale gelirler.

O birey zaten bundan başka bir şey yapamaz hale gelir ki, düğün dernek dahi olsa ona artık Allah için çarpan bir yüreği olduğu için, o yürek amacından başka bir şey yaptıramazsın.

Allah(cc)’ı tanımayı ve onun emirleri doğrultusunda yaşamayı amaç edinen bir birey için çevresi ve çocukları şunu çok iyi bilir bir hale gelirler. Onun yaşadığı hayatın ana amacı onu yaratanı memnun etmek ve bu yolda yorulmadan, bıkmadan, usanmadan ilerlemektir. İşte bu yolda zaten tüm peygamberlerin salık verdikleri sırat-ı müstakimden(peygamber yolu/ doğru yol) başka bir yol Hanımı, eşi, çocukları, işi gücü, liderleri, patronları,  Cenab-ı  Hakk’ın yoluna aykırı bir şey isteyecek olsalar, onu peygamberler yolundan ayıracak olsalar, eğriltecek olsalar bu yollar ve amaçları için bir şeyler isteyecek olsalar, onu bir nevi tahrik etmek için o zaten bunları yapamaz ki derler. Bundan öncede ondan pek çok şeyler istedik, onları da yapmamıştı, bunu da yapmaz derler. Bundan önceki isteklerimizi kendi amaçları doğrultusunda yürüdüğü için yapmamıştı derler.

Yüreğinde sadece Allah olan ve bunu kendine amaç edinen birey o zaman onlara kızar ve bunları benden siz nasıl istersiniz, beni Allah(cc)’ın yolundan nasıl ayırmaya niyetlenirsiniz ve benden bu yoldan başka şeyleri nasıl istersiniz der.

Bu kıvama ulaşan beyin ve yürek gerçekten de özgürlüğü kazanmış bir beyin ve yürektir. Bireyde artık özgürleşmiş bir bireydir. Böylelerinin yolu sırat-ı müstakim olan bir yol haline gelmiştir ve Bu bireyin etrafında bulunan mıknatıslanmalar, nasıl bir çekim alanı oluşturursa oluştursunlar, onu Burada demek istemiyorum ki, sırat-ı müstakim üzere olanlar sıfır kusur işlerler. Teorik olarak Allah Azze ve Celle adına yaşayan bireyler, işte bu özgürlüğe kavuşabilmek en önemli amaçtır. Olur ya gün Cenab-ı Hakk bütün bunları görür. Bu yalpalatanlar, eş olursa, çok beğendiğin bir şey olursa, işte o zaman kendine yeni bir amaç edinebiliyorsun. Eğer, bu amaç Allah(cc) amacınla ters düşecek okursa o zaman Allah(cc)’ı tercih edebiliyorsun. Burada Allah(cc), şu şekilde ikazda bulunuyor:” Siz bana itaata zıt düşeceksiniz.” Buradaki zıtlığı anne istemiş olabilir, baba istemiş olabilir. Ama çakışma Renk ne zaman verir?

Allah(cc)’ın kulları üzerine olan amacı ile kulların istediği amaçlarda çatışma olduğunda renk verir. Bireyin etrafındakiler için edinebileceği yeni yeni amaçlar, onun renk vermesine neden oluyor. İnsanların idealleri dünyada da çok renkli olabiliyor. Bunlar ekonomik ve siyasi vb. gibi. Zengin olmak isteyebilir, lider olmak isteyebilir, çok pahalı ve güçlü bir otomobil sahibi olmak isteyebilir.

Bu idealleri uğruna gerekirse her şeylerini harcayabilirler. İnsan Cenab-ı Hakkı dahi bu idealler uğruna harcayabilir. Yine bu fert amaçları uğruna sevdiklerini de harcayabilir. Adamın yolu artık bu amaçlar için yürünen yol olmuştur. Bu amacına ters düşen ne varsa onu yoldan atıyor.

Demek ki hayatın amacı uğruna ilerlenen bir yoldan ibarettir. Umutun amacının baharı yakalamak olduğu gibi.

İşte dünya arzında yürünen bu yol Allah(cc)’ın yolu olursa, bireyin yüreği de bu amaçla dolar ve eğer dünya menfaatleri ise dünya da bulunan yapay sevgilerle dolar. Asıl olan bireyin yüreğini Allah(cc) sevgisi ile doldurmak ve özgürleşmek olmalıdır. Hadisi şerifte: Kişinin hicreti Allaha ve Resûlüne ise amelleri o olur, kişinin hicreti dünyaya ve dünya sevgilerine ise işi de o olur, buyrulur. Burada iste yukarıda anlatmaya çalıştığımız özgürlüğün amacı anlatılmaktadır. Selâmetle!

Yazarın Diğer Yazıları