Mehmet Kaçar

İnsan bir dünya yaratabilirmi?

Mehmet Kaçar

Fatiha suresinde; “İyya kenestain” buyurulur. Her namazda ve her dua anında Fatiha okuruz. Bu ayeti kerimede meâlen “Sadece Sen’den yardım dileriz” diye dua ediyoruz. Allah(cc)’ın yardım ve inayeti olmadan hiçbir şey olmaz. Bir yaprak dahi dalından düşmez. İnsan Allah(cc)’ın takdiri olmadan dünyaya gelemez, yaşayamaz, nefes alıp veremez, gözün gördüğünü göremez, yürüyemez vs. Dünyada sahip olduğu varlığını, aklını, bilgisini, gücünü, takatini, güzelliğini, gençliğini ve ihtiyarlığını kısaca her şeyini O’na borçludur, O’nun yardım ve iznine borçludur ve O yaratmıştır. Öyleyse her şeyi Allah(cc)’tan istemek gerekir. Ancak sebeplere başvurmak ve sebepleri yerine getirmek, hem de sonucu elde etmek için dua etmek en doğru yoldur. İkisinden birini terk etmek ise yanlıştır. Her ikisi bir arada olmalıdır.

İnsanın yaratma gücü ve yetkisi yoktur! Çünkü bizzat kendisi Allah(cc) tarafından yaratılmıştır. Zira insanın bizzat kendisi bir yaratılan yani mahluktur. O halde onun yaratma gibi bir gücü asla olamaz ve sonludur. Yani İnsanı yaratanda Yüce Allah’tır ve ona yaratma gücü vermemiş, sınırlı bir irade (cüzi Şayet olurda bir gün insan, hiç yoktan (tüm evreni) yaratma gücüne sahip olabilirse, -böyle bir imkana sahip değil de- şayet böyle bir varsayımla olursa işte o zaman o yaratmış olduğu kendi evreninde, istediği gibi at koşturma fırsatını yakalayabilir ve o zaman sınırsız iradeye(külli iradeye) sahip olarak istediğini yapabilir.

Ne var ki, şu anda yaratma gücüne sahip olmayan bir yaratık olduğu için Allah(cc) tarafından yaratılan bu dünyanın sahibi insan değildir. Diğer yaratıklar hiç değildir. Hani bir tekerleme vardır: “mal sahibi, İnsan, bu dünyada yaratılmış olan en şerefli varlık olarak ve diğer varlıklar gibi sonludur ve dünyada Bir insan misafirliğe gittiği zaman, gittiği yerin veya evin kurallarına uyar. Bir başka ülkeye hicret ettiğinde de o ülke kurallarına uyar, uymazsa acilen sınır dışı edilir. beş yıldızlı bir otele parasını verip tatil yapmak için misafir olduğunda dahi parasını verdiğin halde yani hizmeti satın almış olsan bile o otelin kurallarına uymak mecburiyetin vardır. O halde bir yaratılmış olarak, bu dünyada misafir olarak bulunan insanda, bu dünyada kurallar koyan sahibinin yani Rabbinin insanlık ve tüm evren için koymuş olduğu kuralların içerisinde yaşamak mecburiyetindedir. Yaşamadığı zamanda isyan etmiş İnsanlar bu dünyada kendi kurdukları sitemlerde trafiğin bile kurallarını koymuşlar ve bu kurallara uymayanlara ceza kesmektedirler ve bu kurallar da insanların kendi huzurları için tecrübelerden Dünya, dünyada misafir olan insan için sadece bir konaklama yeridir. Rasulullah(sav) Efendimiz, bu konuyu şu hadisi ile anlatmıştır: “İnsanı çölde yolculuk bir kişiye benzeterek, sıcakta uzun bir süre yolculuk yaparken, bir ağaç bulur ve o ağaç gölgesinde bir müddet dinlenir ve yoluna devam eder. Bir ağaç gölgesi kadar kısa olan ve insan misafiri için bir konaklama yeri olan bu dünyada yaşarken, haramilerin dayatmalarına, talanlarına, ipoteklerine, hırsızlıklarına, ahlaksızlıklarına velhasıl harami Dünyanın içindeki ve dışındaki bütün nimetler, dünyanın tüm misafirlerine aittir. Dünyayı yaratanın kullarına da ancak ateistler, fasıklar, müşrikler, kâfirler, zalimler, şeytana itaat edenler uymazlar. Bunlarla mücadele etmek de yine insanlar ve insanlık hatta diğer yaratılmışlar için, ayrıca bir kuraldır. İyiliği emredip kötülükten alıkoymak, çevreyi korumak, diğer canlıları korumak gibi görevleri de   vardır. İfsat etmek değil ihya etmek görevleri vardır.

Hesabı sorulmak şartıyla keyfiyet insana bu dünyada keyfiyeti serbest bırakılmıştır. Sonuca katlanmak şartıyla. İnsanın bu tür bir davranış şekline biz fıkıh ilminde cüzi irade diyoruz. Yani iyiyi veya kötüyü seçme hakkı.

Dünya hayatının manası da zaten bu özgür iradede gizlidir. Ya hayır ya da şer. Bizim bu dünyadaki hayatımızda bu gizliliği anladığımız zaman şekillenir. İşte Fatiha suresinde ki ayeti kerime de biz bunun için sadece Rabbimizden ister ve ona dua eder, sebeplerde bunun için sarılırız. Selâmetle!

Yazarın Diğer Yazıları